Bölüm 35 - Zaman Yarat Defne.

7.3K 257 60
                                    

Sakin ol Defne.
Sakin kızım sakiiin, alt tarafı adamı yarıçıplak gördün...
OĞLUM TAŞ LAN MÜBAREK.
RABBİM SEN NELERE KADİRSİN, ALLAM SEN NELER YARATIYOSUN...
KENDİNE GEL DEFNEEEE !

"Defne ?"
"Buyrun Ömer Bey ?" dedim fincanı tepsiye yerleştirip, patroncuğumla gözgöze gelmemeye çalışarak.
Dün, yani ilk işgünüm gayet normaldi, 1 hafta içerisinde işe kabul edilmiştim, yani Junior Tasarımcılığa.
Lakin şartlar, şartlar, şartlar ve şartlar gereği 6 ay kadar Ömer Beyin yanında asistanlık yapmam gerekiyordu, neymiş efendim işi ondan iyisinden öğrenemezmişim de ıvır zıvır... Her saniye dipdipe olunca ne oluyorsa sanki...
"Tamam gerisini ben hallederim, sen arabada bekleyebilirsin."
"Peki, afiyet olsun." dedim tepsiyi masaya bırakıp hızla evden çıkarken. Dün ilk günüm olduğu için kahvaltı hazırlamaya gelmemiştim yani bugün ilk kahvaltı hazırlayışımdı, dün elime verdikleri listelerle kriz geçirme evresinde öğrenmiştim herşeyi. Zaten heyecanlıyım ilk kahvaltı şeysi diye, tam şarkı mırıldanırken arkama bi döndüm, paaaat, adam yarıçıplak -ve tabiki ultra seksi- bir şekilde beni izliyor.
Girdi mi çıkılamaz düşüncelerimle boğuşmalarımı Ömer Beyin arabaya binmesi ve yola koyulmamız böldü ama, arabada oluşan sessizlikle tam gaz devam ettiler tabi. Of içses ne çektim senden be !
"10 dakika içinde günün programı için odamda ol." Gafama daş ataydın bide ?!?!?!??!!!!!??!?!
"İlk iki saat bana dersiniz var, sonrasında 20 dakikalık mola ve ardından yeni sezon ayakkabıların ilk kabataslak çizimleri için bütün tasarımcılarla yapacağınız yarım saatlik bir toplantı, sonrasında Sinan Beyle 20 dakikalık bir görüşmeniz varmış, kendisi ekletti ve konuyla ilgili bilgi vermedi, öğle yemeğinden sonra 1 saatlik boşluğunuz var, ardından da geçen sezon satış incelemeleri için tüm öğleden sonrayı kaplayacak bir toplantı." Son kelimede nefesim tükendiği için derin bir nefes aldım ve defteri kapatıp Ömer Beye döndüm. Bu adam niye sürekli beni izliyor ? Ateyizler, açıklama ??!?!?!?!
"Ömer Bey ?"
"Ha, tamam çıkabilirsin." Ay resmen anın büyüsünü bozdun Defneeeğğğ, adam eski ciddiyetine döndü ve hemen işe koyuldu, ıyyyy iş meraklısı şey .s.ss.ss.s
Allahım resmen ergen ve çirkef tarafımdan kalktım bugün, rabbim sen affeyle...
"Eşyalarımı alıp geliyorum o zaman ?"
"Niye ki ?" Adam, sen benimle dalga mı geçiyosun lannnn ! Demek isterdi gönül ama, ne şaşırtıcı ki, yemedi...
"Ders için ?"
"Haa, tamaaam. Çabuk ol." Rabbim nasıl bir ortama düştüm ben, şirkette ne ararsan var, herkes mi anormal olur be arkadaş !

BEYNİM
YANDI
ÖMER
KILIKLI
BEYNİM
YAN
DI
YETHEEEEERRRRRR !

"Ya beynim alev aldı benim galiba." dedim kalemi korku karışımı bıkkınlıkla bırakırken. Kızgın bakışlara maruz kalırken, saçlarımı geriye attım ve elimi enseme götürdüm.
"Defne, birşey soracağım ?"
"Tabi ?"
"Biz seninle, daha önce hiç..." Bakışları keskinleşirken lafını yarıda kesti ve diliyle dudaklarını ıslattı.
"Neyse, bugünlük bu kadar yeter, çıkabilirsin."
"Teşekkürler..." dedim şaşırmış bir hâlde, yani benim kitaptaki Ömer 1, bu 2. Bi böyle gizemli bad boy havaları bi bişeyler. Nolur yani cümleni tamamlasan adam bi yerin mi eksilir ?
"20 dakika sonra tasarımcıları odanıza gönderirim ben, kolay gelsin."
"Sağol." Ay Allah razı olsun canım benim cümlemizdeeen...

Öğleden sonrasına kadar herşey normaldi aslında, klasik bir iş günüydü, Ömer Beyin yarım bıraktığı cümlesi dışında tabiki. Aklımı kurcalasa da çok üstüne düşmedim, birine benzetmiş falandır... Daha önce hiç tanıştık mı falan demeyecektek de olabilir tabi, ay üf valla ihtimalleri hesaplarken matematiğim falan gelişecek ayyyy yeter.
Herneyse işte ne diyorduk, gayet sakin geçen bir öğlen yemeği sonrasında asansörden inmemle çığlığı basmam bir oldu.
"Korkuttum muuuu ?" Yok keyfimden bastım çığlığı, ay tövbe estağfurullah.
"Öyle birden görünce..." dedim elimi kalbime götürüp. Rabbim sen bu deli patronlardan koru beni nolursun...
"Kusura bakma ya odana geçmeden yakalıyım diye şey ettim bende işte."
"Niye ki ?" dedim birkaç adım ilerleyip saçlarımı düzeltirken. Sinan Bey eliyle kafasını kaşıdı ve klasik cümlelerinden birini kullandı.
"Yaaaani işte şey olsun diye şey olabilir." 'tek kelime anlamadım' bakışlarıma maruz kalınca göz devirdi ve gülümseyerek, birazcık da mahçubiyetle açıkladı asıl söylemek istediğini.
"Biliyorum asıl patronun Ömer ama neticede 6 ay sonra sende tasarımcılarımızdan biri olacaksın, tanışalım falan diye düşünmüştüm yani." Beynimde nedensizce şimşekler çakılırken şaşırdığımı belirten surat ifademle baktım Sinan Beyin suratına, cevap bekliyordu adam, kız Defneeeeee ne diycen neeee ?!?!?!
"Ha şey o zaman, tamam olur, çıkalım." Ne dedim ben ?!?!??!?!?
"E hadi o zaman. " Ne dedin sen ?!!?!?!??!?!
Ne dedik biz ?!!?!?!?!
Ben ne yaptım ?!!?!?!?!
Üf Defne ne abartıyon sende herşeyi Allahımın paniği ya iki saniye sakin dur adam şirketinde çalıştıracağı tasarımcıyı tanıyacak alt tarafı amma abarttın aaaa, cık cık cık yani.
"İstediğin özel bir yer yoksa, Manu'ya geçebiliriz ? Cappucino'ları dehşettir." Dehşet kelimesini söylerken yaptığı vurguyla saniyesinde ikna oldum resmen. Ay yok bide yüzsüz gibi "şuraya götür beni Sinancıııaaaaam" falan deseydim de tam olsaydı.
"Olur tabiki siz nasıl isterseniz." dedim hafif gülümseyerek ve asansörden önden ben arkadan Sinan Bey olmak üzere indik.
Gerçekten muhabbeti çok iyiydi, asansörden indiğimiz saniyeden geri şirkete girip odama beni bıraktığı saniyeye kadar gerçekten çok eğlendim, beklediğim gibi ciddiyetli bir ortam falan da yoktu, resmen moral ve enerji toplayıp gelmiştim geri. Vay beee, 2. patronzadeye bak seeeeen...
"E o zaman, işbaşına madeeem."
"Tekrar sağolun Sinan Bey, gerçekten moral oldu bana da, çok eğlendim."
"Ne demek Defne lafı mı olur, sık sık tekrarlarız o zaman ?" Söylediği cümleye mi şaşırayııııım, hemen ardından göz kırpmasına mııııı ? Seçimi sonraya bırakıyorum...
"İnşallah." dedim gülümseyerek ve ardından ekledim.
"İyi çalışmalaaar."
"Sana daa." dedi ve gülümseyerek çıktı odadan. Kapıyı kapattığı saniye gülen yüzümü soldurdum ve gözlerimi faltaşı gibi açtım. Noluyor lan ?! Neydi bu öğlen olanlar, bu kahveler şeyler ? Ben nabıyom, o nabıyo, biz nabıyoz ? Rabbim sen akıl fikir ver, amin.
Bana bu kadar rezillik yeter mi, tabiki yetmeeeez... Kafamı çevirmemle pattt, Ömer Bey sırıtarak bana bakıyor. Abi Allah var adam çok güzel gülüyor be, maşallah.
Yanaklarımın kızardığını hissederken faltaşı gibi açılan gözlerimi kıstım ve başımı önüme eğdim hemen. En denişikli hâllerimle yakalanmıştım adama, ya Defne kızım arada öküz gibi cam var sen nasıl unutup da felçli firdevsimsi hareketler yapıyon hı ? Bunu bi yere not ediyim kocaman yapıştırıyım falan 'Dikkat Ömer Görüyor' gibisinden, aaa çok mantıklı cidden ! Elime kağıdı alıp kalem seçerken telefonun çalmasıyla cama döndüm direk. Tabikisi de patroncuğum arıyor...
"Odama."
"Hemen." dedim ve telefonu kapatıp not defterim ve kalemimle yan odaya geçtim.
"Buyrun Ömer Bey ?"
"Yarın ki program hazır mı ?"
"Sayılır, bitirmek üzereyim."
"Bugünkü çizim toplantısından net bir sonuç alamadık, yarın tekrar toplanıyoruz, onu da ekle."
"İyi de Ömer Bey, zamanınız yok ki ?"
"Sen yarat o zaman."
"Ne ?!" Lan Defne ne bağırıyon kızım tövbe estağfurullah. 'Ihıhııım, pardon.' faslından sonra gerekli açıklamayı yaptı.
"Zaman yarat Defne."
Allahım resmen dejavu yaşıyorum, ya bu adam benim kitaptaki Ömer Rüzgar'ın aynısı anasını satıyım ya ! Haa, bahsetmedim tabiii, kitabımızdaki Ömerin bir diğer ismi de Rüzgar fakat daha kimse bilmiyor... Şşşş, aramızda sır ! ;)
"Ta-tamam..." dedim ve derin bir nefes aldım. Tüm bunlar tesadüf olamaz değil mi ? Ya acaba ben komaya falan girdim de tüm bunlar rüya mı ? Yoksa şizofren falan mıyım, bunların hiçbiri gerçek değil mi ?
"Programı bitirdikten sonra gel yanıma, Yasemin ve Korayın imzalaması gereken birkaç dosya var onları halledersin."
"Peki Ömer Bey." dedim ve çıktım odadan. Ya resmen birşey düşünmeye falan vaktim kalmadı bu ne böyle ya iş iş iş, haşatım çıktı yeter beeeeeğğğ...
Sonunda zamanımızı yarattıktan sonra Ömer Beyin yanına geçtim, daha doğrusu geçemedim, kapıda durdum ve telefon konuşmasını dinledim.
"Merhabalar hocam, nasılsınız ?"
"Teşekkürler, çok sağolun. Hocam benim sizinle görüşmem gereken konular var, müsait misiniz acaba ?"
"Tabi, tabi olur, ben Şükrüyü göndereyim sizi alsın."
"Lafı mı olur Kemal Hocam, sizin yaptıklarınızın yanında..."
"Evet evet, ya birini sormam lazım size, üniversiteden birini."
"Tamamdır, detayları akşam hallederiz hocam."
"Görüşmek üzere..."
Kemal Hocam, Üniversite, Birini Soracağım ?
Üniversitedeki rehber hocamın adı Kemaldi...
Ömer Beyin yarım bıraktığı cümle ?
'Biz seninle daha önce hiç...'

YOKSA...

Veee bombombommmmm :))))) Bence boooooomba gibi bir giriş yaptık, ne dersiniz ;) Arkadaşlar inanın ne yapacağım konusunda çok düşündüm ve bu fikir birden geliverdi aklıma ve bende peşine düşüverdim. Bence böyle bir 'yeniden' başlangıca ihtiyacımız vardı... Gördüğünüz üzere, bölümlerimiz artık daha eğlenceli olacaaaaak ! Okuyup da eğlendiğiniz, ve bir o kadar da yeri geldiğinde üzülüp, meraktan çatladığınız bölümler istiyoruuum :)))) Girdik bir yola, haydi bismillah, Allah yüzümüzü kara çıkarmasıııın...
Hepinizi çooooook özlediiim, o güzel yorumlarınızı okumayı özellikleee :)
Son olarak eklemek istediğim birşey var, kitabımızın kapağı yenileniyoooor, ben çoktan birincimi seçtim bile :) Katılan herkese kocamaaan teşekkürler canlarım benim, hepsi birbirinden mükemmeldi. Ama tabiki birinizi seçmek zorundaydım...
incisangu yaptığı kapak ile birinci oldu arkadaşlar, kendisini burdan tekrar ve tekrar hem tebrik ediyorum, hem de teşekkür ediyorum, gerçekten yaptığı kapak müthiş oldu :*
Veee ödülüne gelirseeeek...
38. Bölümden itibaren 2 bölüm boyunca bizimle olacaksın bebeğiiim, yani hikayemde minik bir rolün olacak ! Şimdiden heyecanlandığını fark eder gibiyim, sabret sabret, az kaldı, hangi rolde oynacağını ve neler yapacağını birlikte seçeceğiz ;)
Tekrardan merhabalar canlarııııım, hepiniz yeni bir serüvene hoşgeldiniz !
Okuyan herkese kocamaaaaan teşekkürler, sizleri seviyoruuuuuum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin