Bölüm 32 - Bende Geliyorum.

7.2K 371 119
                                    

"Niye sordun ki ?" dedim ateş bütün vücudumu sararken. Yanağının iç kısmını ısırırmış gibi yapan o klasik mimiğini yaptı ve elini dudaklarının kenarına götürüp iyice dikti bakışlarını üzerime.
"Merak ettim."
"Etme." dedim ve çizimlerimi aldım önünden. Ayaklandığımı görünce gülümsedi ve doğruldu.
"İyi geceler Defne Hanım."
"İyi geceler Ömer Bey." dedim taklidini yaparak ve hızla çıktım odadan. Kapıyı arkamdan sertçe kapattıktan sonra elim kapı kolunda bir süre bekledim, kalbim ağzımda atıyordu sanki ya.
Sakin Defo, sakiiiin, diyerek nefes aldım ve odaya çıktım. Meleği uyandırmamaya özen göstererek eşyaları kaldırdım ve telefonumu elime alıp yatağın boş kısmına uzandım. Koray mesaj yağmuruna boğmuştu.

Gönderen : Koray
Kurukııııız...
Kız Defoooooo !
Hayatım cevap versene bana !
Ay dur daha cevap vereceğin şeyi söylemedim ki.
Hayatım yarın sabah 10'da **************'da olacaksın.
Çekim açık havada olacak kendini satsan alamayacağın elbiseler giyecen kıızzz hadi gene iyisin ;))
Ay lafa tutma beni sıska şey işim var benim üüüf !
Sakın geç kalıyım deme bak yolarım seni !
Viiiiiiihhh kurukız seni !!!

İster istemez mesajları okurken gülümsedim ve göz devirdikten sonra son birkaç şeylere bakıp yaklaşık bir saat içinde telefonu bıraktım elimden.
Eveeet, günün yüzleşilmesi gereken sorular kısmına hoşgeldiniz...
Vazgeçmiş miydim Ömerden ?
Ay tabiki hayır !
Ama kendimi geri çekme vaktim de gelmişti... Daha fazla üstüne gidemezdim, zorla kendimi sevdirip affettiremezdim de sonuçta. Evet, ağır bir hata yapmıştım ama çok ağır bedeller de ödemiştim ve ödemeye de devam ediyordum. Herşeye rağmen tüm cesaretimi toplayıp geri dönmüş ve yine herşeye rağmen kendimi affettirmek için türlü şekillere girmiştim.
Daha fazlasını mı yapmalıydım acaba, yeterince uğraşmamış mıydım ?
Ama olmuyor dedikten sonra da ne yapılabilir ki sonuçta... Bir ton laf söyleyip, kısacası 'seni istemiyorum' anafikrini belirten oydu, ben değildim.
Veeee, karar anı ;
Ömer bana bir adım atana kadar hiçbir şey yapmak yok, ne iyi anlamda ne de kötü anlamda.

Sabah çekimden dolayı geç çıkacak olmama rağmen erkenden kalkmıştım istemsizce, bünye alıştıysa demek...
Birkaç dakika daha oyalandıktan sonra Meleğin üstünü öpüp saçlarına bir öpücük kondurdum ve lavaboya girip rutin işlerimi hallettim. Az da olsa kendime geldikten sonra çok ses çıkarmamaya dikkat ederek mutfağa indim, erken kalktıysam güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim bence.
Müthiş mi müthiş fikrimle işe koyuldum, pankek zamanıııı !
Mutfakta enerjik enerjik tavada pankeklerimi pişirirken Ömerin gelmesiyle hemen normal hâlime döndüm.
"Günaydın..."
"Günaydın." dedim bir diğer pankekin hamurunu tavaya dökerken. Suyunu içtikten sonra tezgaha sırtını yasladı ve bana döndü.
"Erkencisin."
"Sende baya geçe kaldın."
"Erken gidesim gelmedi bugün ya."
"Benim de bünyem alışmış erken kalkmaya, geri uyuyamayınca boş boş durmayım dedim."
"Çok güzel görünüyorlar ellerine sağlık." dedi Ömer tabaktakilerden bir tane alırken.
"Afiyet olsun." dedim gülümseyerek ve Ömere döndüm. Gülümseyerek bir parça ısırdı ve o ara da konuşmaya çalıştı.
"Ben üstümü değiştireyim, sonra da Meleği uyandırıp geleyim."
"Tamamdır." diyerek cevapladım ve işlerime devam ettim.

Masaya son malzemeleri koyarken baba kız elele indi merdivenlerden. İkisi de çok tatlı olmuştu, Ömerin üstünde yine klas bir takım elbise, Meleğin üstünde tatlış bir elbise... Allahım yerim ben bunları ya !
"Günaydın annecim, bu ne şıklık ?" dedim Meleğin yanağından makas alırken. Havaya girip güldü ve etrafında döndü.
"Babamya birlikte seçtik."
"Çok güzel olmuşsun meleğim benim, oturun hadi soğumasın..."

Uzun zamandır ettiğimiz en keyifli kahvaltıdan sonra ben hazırlanırken Ömerle Melek sofrayı kaldırdı, indiğimde bütün işler bitmişti.
"Çıkabiliriz." dememle birlikte herkes ceketlerini giydi ve yola koyulduk.
Keyifli müziklerle günün açılışını yaparken yine ve yine çok eğlenmiştik. Melekle Ömer sürekli gülünecek ve eğlenilecek şeyler buluyorlardı, ikisi gerçekten de gördüğüm en uyumlu baba-kız'lardandı.
Meleği buruk bir şekilde de olsa kreşe bıraktıktan sonra Ömer beni de çekim yerine bıraktı, ama sadece bırakmakla kalsa iyi...
"Bende geliyorum."
"Anlamadım ?"
"Neyini anlamadın Defne bende geliyorum işte."
"İyi tamam gel." dedim ve emniyet kemerimi çıkarıp indim arabadan. Koray kapıda ikimizi görünce resmen seke seke geldi yanımıza.
"Ayyy Ömüş de gelmiş, hoşgeldiniz hayatııım." dedi Koray ve içeriyi gösterdi.
"Geçin hadi, kurukız seni hemen hazırlamamız lazım tatlım partnerin de gelmek üzere."
"Partner ?" Dııııt, yanlış cevap, soruyu ben değil Ömer sordu. Evet bayılıp gelebiliriz.
"İşte hayatım bide erkek var yanında bizim Buğra, onunla da birkaç fotoğraf çekmemiz lazım."
"Ya Koray ne çekimi bu hâlâ anlamadım ben."
"Ay boşver canım sen anlamasan da olur ben anlatırım sana bi ara içeride denenleri yap yeter."
"Üüüf iyi tamam." dedim ve sinirle içeri gidip hazırlanmaya başladım...

ÖMERİN ANLATIMINDAN

"Yakışıklı mıymış bari bu partner ?"
"Ay şimdi hayatım senden yakışıklı olmasın baya boylu poslu, at gibi bişey mübarek."
"İzin vermiyorum çekemezsin." Koray sert tepkim karşısında kalakalırken sinirle kaşlarını çattı.
"Viiiiiiih, çirkin bulmaca kılıklı şey seni ! Kimi çekicem be, seni mi çekicem !" Ooooov, çok mantıklı lan !
"Çok mantıklı..." dedim düşünmeye başlarken. Koray bu sefer gözlerini kocaman açıp ellerini suratına götürdü.
"Tabiki mantıklı tatlım sonuçta ben söyledim de, ne mantıklı ?"
"Defnenin partneri olmak istiyorum."

Korayın şok geçirme faslını atlattıktan sonra bende hazırlandım ve çekime geçtik. Yaklaşık 5 dakika Defneyi bekledikten sonra gelmesi üzerine herşey başlıyordu ki, Defne şok geçirip düz yolda yürürken takılmasaydı. Allahtan reflekslerim kuvvetli ki tuttum belinden.
"Senin ne işin var burada ?" Aramızdaki mesafe nedeniyle nefesini nefesimde hissederken yanaklarının pembeleştiğini gördüm ve gülümseyip doğruldum, onu da doğrulttum tabi.
"Partnerin benim."
"Oha !" dedi gözleri yerinden çıkacak gibi olurken. Gülümsemem genişledi ve Defneyi süzdüm. Gerçekten mükemmel olmuştu...
"E diğer şeye nolmuş partner çocuk şeysine noldu da sen şooldun ?"
"Beğenemedin galiba." dedim birlikte çekim alanına ilerlerken.
"Yok ya ondan değil de..."
"Neyden o zaman ?"
"Merak ettim yani seni birden karşımda görünce şaşırmadım değil şimdi Allah var."
"İşi çıkmış acilen, Koray da bana çok ısrar edince durduramadım, biliyorsun yani Koray bu..."
"Anladııım..." dedi ve saçlarını geriye attı. Çok güzel uydurmuştum cidden, e ama napıyım kıza 'seni başkasıyla görürsem deliririm' diyemezdim sonuçta demi...
20 dakikanın ardından müthiş fotoğraflar ortaya çıkarken birinin çekimlere dalmasıyla durduk.
"Benim bu çekim ya, bu adam kim ?" Korayın bahsettiği at gibi adam buydu kesin, hay ben senin yapacağın işe...!
"Şş sakin, gördüğün gibi senin değil artık çekim."
"Ne demek senin değil bana haber falan verilmedi kardeşim çekil şuradan benim dediysem benim." Buğra denen herif iyice sinirlerime dokunurken Defneyi tutup yanımdan çekmesi ve beni de ittirmesi üzerine güldüm ve kolumu çektim.
"Ömer sakin ol." Yönetmen kolumu tutarken dudaklarımı ısırdım sinirden ve kolumu kurtarıp çocuğa doğru ilerledim.
"Defne hazırlanıp geliyorum bekle sen." Ne, ne, ne, neee ?! Önceden tanışıyorlar mı bunlar ?!
Bunların hesabını sonra görürüm mantığıyla ilerledim ve sinirle çocuğu kendime çevirip suratının ortasına yumruğu indirdim.
"Bu, beni ittirdiğin, üstüne üstlük çekimi mahvettiğin içindi." Hızımı alamayıp bi tane daha yumruk geçirdim ve o an aklımdan geçeni bir saniye olsun düşünmeden söyledim...
"Bu da Defneye dokunduğun içindi."



Vayyyysss, ne kadar sevdiği için kavga eden bir beeeyyy nnjjsjfhdjdd Uzun zamandır ilk kez tam zamanında bölüm atıyorum gençler alkış lütfen :D
Tekrar ve tekrar ve tekrar, başımız sağolsun, Allah herkesin yardımcısı olsun - sabır versin, Unutmadık Ankara.
Okuyan herkese kocamaaaan teşekkürler, yeni bölüm pazar günü bebeklerim, sizleri seviyorum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin