BÖLÜM-106

4 0 0
                                    

KASIM 2009

         Burcu Lale ve Sevgi hanımı tembihleyerek eve çağırmış Sinem'i ziyaret etmelerini sağlamıştı. İkisi de ona gülümseyen gözlerle çok iyi ve mutlu olduklarını anlatıp karınlarındaki bebeklerin de çok iyi olduğunu söyleyip onun elini karınlarına koyarak bebeklerin tekme atışlarını hissettirmişlerdi. Sinem kadınların göbeklerine bıraktığı elinde bebeklerin tekme atmalarını hissedince biraz okşayıp gözlerinden süzülen birkaç damla gözyaşı eşliğinde gülümsemişti. Onun günler sonra verdiği ilk tepkiydi bu ve herkes çok sevinmişti.

         Bir sonraki gün Burcu Oya ve Gülce' yi çağırıp onları da tembihlemişti. Onlar da gülümsemelerini eksiltmeden çok iyi ve mutlu olduklarını anlatmıştı. Oya Gül dövmesi yaptırdığı ameliyat yerini gösterip " Bakın Sinem Hanım. Yara yerimden hiçbir iz kalmadı. Aynı sizin gibi dövme ile kapattık. Dövme de çok tatlı oldu. Size canım feda benim" diye sarıldı. Sinem İkinci tepkisini de yine gözlerinden süzülen birkaç damla gözyaşı eşliğinde Oya'yı kucaklayıp yara yerini hafif okşayarak vermişti. Burcu doğru yolda olduğunu anladı.

        Akşam eve dönen müsteşar ona bin bir güçlükle bir haftalığına İstanbul' a gitmek zorunda olduğunu anlatmış, Sinem ona gülümseyerek yanağını azıcık okşamakla yetinmişti. Müsteşar bu duruma çok sevinmiş, günler sonra aldığı bu sevgi dolu tepki Müsteşarı Mutluluktan havalara uçurmaya yetmişti.

        Müsteşarın bir hafta kullanacağı eşyaları hazırlayıp bavullarına yerleştirdikten sonra onu akşamın geç saatlerinde yolcu eden Burcu hemen banyoya girerek iyice yıkanıp tüm vücudunu pırıl pırıl yaptıktan sonra kızları arayarak sabaha kadar çok önemli bir husus olmadığı sürece rahatsız edilmemelerini tembihledi.

        Çıplak vücuduna Beyaz beybidolü geçirip Sinem'in sevdiği parfümden de vücuduna birazcık dokundurduktan sonra Sinem'in odasına gitti. Sinem'i ellerinden tutarak yatağından kaldırıp yavaş yavaş çekiştire çekiştire odasına götürüp üstündeki kıyafetleri çıkararak dolapta sakladığı dildoyu giydirip yatağa yatırdıktan sonra odanın ışığını da ayarlayıp Sinem'in yanına girdi. Onu yavaşça kucaklayıp vücudunu vücuduna yapıştırdı. Epey bir süre o halde kaldıktan sonra yavaşça Sinem'i kendine doğru çevirip Sinem'in elini memesinin üstüne bırakarak dudaklarını Sinem'in dudaklarına dokundurarak küçük bir öpücük verdi. Öpüşünü ara ara tekrar ederken her seferinde biraz daha uzun ve tutkulu öptü. Dördüncü kez öperken Sinem'in memesini biraz sıkarak öpüşüne de karşılık alınca sevinç çığlığı atmamak için kendini zor tutarak kendini Sinem'e bıraktı.

         Burcu gece boyunca attığı çığlıkların sayısını hatırlamazken en son Sinem'in üzerindekini çıkarıp Sinem üzerinde bildiği bütün marifetleri sergilemişti. Sinem bu kez çığlık atmak yerine adeta çırpınarak böğürmüştü. Burcu içinden " İnşallah bir duyan olmamıştır " diye dualar ederken Sinem onun kucağında uyup kalmıştı.

         Burcu gözlerini açıp saate baktığında neredeyse öğle olduğunu görünce çok şaşırdıysa da Mis gibi kokusuyla kucağında mışıl mışıl uyuyan canından çok sevdiği varlığı görünce kıpırdamaya bile cesaret edemeyip mutlu mutlu onu seyrederken uyanınca ne olacağını merak ediyordu. Dayanamayıp Sinem'in saçlarını okşadı. Sinem gözlerini açıp başını yukarı kaldırarak Burcu ile göz göze gelince gülümseyip " Günaydın benim dünyalar tatlısı Burcum. Dün gece seni çok üzdüm değil mi? Canını çok yaktım mı?" dedi.

         Burcu duyduklarına inanamamıştı. " Burcu kurban olur sanaaa. Ölürüm ölürüm canım beniiim" diye sevinç çığlığı atan Burcu onu iyece kucaklayıp eğilerek öpünce Sinem kızın gözlerine tatlı tatlı bakıp " Burcum canım doyamadım sana ben" dedi." Yeter ki sen iste Burcunun her şeyi kurban olsun sana" diyen Burcu hemen uzanıp yeniden dildoyu giydirerek kendini Sinem'e teslim etti. Bu kez canı fena halde yansa da dişini sıkıp iyice dayanamayacak hale geldiğinde ilk kez Sinem'in mutlu olacağı şekilde ona hissettirmeden çığlık atıp yatağa yayılmıştı.

         Üzerindekini çıkarıp onu odasına götürerek banyoya sokan Burcu bu kez onu bağırta bağırta yıkayıp keselemişti. Yıkarken, vücudunu kremlerken kendisini hiç sakınmayıp Sinem' in her yerini elleyip mıncıklamasına izin vermişti. İşini bitirmek üzereyken Sinem " Burcu pamuğunu çok üzmüşüm. Beni af eder mi?" diye sorunca Burcu eğilip bacaklarının arasına bakmış, orasının kıpkırmızı olduğunu fark edince " Burcu' da Pamuğu' da sana kurban olsun. Sen geri geldin ya ölürüm sana. Pamuk birkaç güne kadar seni gene özler. Biraz yorulmuş o kadar" deyince Sinem " Canım Burcum benim. Sen benim her şeyimsin" diyerek kucaklayıp dudaklarına tatlılar tatlısı öpücük kondurunca Burcu tüm acısını unutmuştu.

       " Hadi bakalım Burcu'nun tatlı Prensesi. Bu kadar eğlence ve mola sana yeter. Millet öldü öldü dirildi seni merak etmekten. Hem bir sürü gariban etmek bekliyor" diyerek onu çekiştirerek yatağından indirip giydirdikten sonra pufa oturtup saçlarını da fönledi." Sen boyanırken ben de karnını doyurayım" diyerek sevinçle odasına gitti.

          Burcu Sinem'e epey sağlam bir kahvaltı yaptırdıktan sonra kapıya kadar götürüp eline çantasını verdikten sonra Sinem'in kalçasına sağlam bir şaplak atınca " Aaaayyyyy Burcuuuu. Uuuffff deli misin kız elinin izi kaldı. Aaayyy çok acıdı niye yaptın?" dedi. Burcu kıkırdayarak " Kıçının üstüne oturunca beni unutma biiiir, telefonunu açmayı unutma ikiiiii, kocan aramadan sen arama üüüüüçç, Seni bekleyip yolunu gözleyen sevenlerini unutma dööööört. Hadi kocam benim hayırlı işler" deyince Sinem gülerek " Delisin sen vallahi. Şahin' in yanında ağzından filan kaçırma sakın" dedi endişeyle. Burcu " Korkma yoluna kurban olduğum Burcu yerini yurdunu bilir " diyerek Sinem'in yanağına tatlı bir öpücük kondurunca Sinem'de onun yanağını öpüp " Benim tatlı kaçığım" diye kıkırdayarak evden çıktı.

          Kızları kapının önünde beklerken görünce onları kucaklayıp öptükten sonra Oya ile Gülce'ye " Ne olur biraz daha dinlenin gelmeyin" dediyse de kızlar iyi olduklarını söyleyip onu dinlemediler. Fidan ile Esra'nın aracına binip oturduğunda kalçası fena halde acıyınca telefon aklına geldi. İçinden " Manyak Burcu gene haklı çıktı " diye kendi kendine gülümseyerek telefonunu çantasından çıkarıp açtı. Müsteşarı arayıp İyi olduğunu, Siser' e geçtiğini ve çok özlediğini söyleyip kocasını fazla oyalamadan telefonu kapattı.

         Önce Siser sonra Holding'de onu gören herkes kucaklayıp sevincini dile getirmişti. En son odasına girdiğinde sevinçten çılgına dönüp hüngür hüngür ağlayarak sarılan Ceren'i kucaklamış, kucaklarken Ceren refleksle karnını geri çekmişti. Epeyce Ceren'in ağlamasının bitmesini bekledikten sonra Ceren'e karnını işaret ederek " Söyle bakalım benim tatlı Cerenim neyin var?" dedi. Ceren yüzünü buruşturarak" Bilmiyorum. Birkaç gündür oramda yanma, kasıklarıma doğru da sancı var dokunamıyorum bile " dedi gözlerini de bulutlandırarak. " Doktora neden gitmedin?" diye sordu Sinem " Sen iyi değildin. Yalnız gitmeye korktum. Hem utanırım ben" dedi Ceren. " Tamam tatlım. Bir yere gitme. Ben giderken benimle gel seni Siser' e götüreyim. Dr. Meral bakar sana" dedi. Ceren Sevinçle " Olur, gitmem bi yere buralardayım" dedi.

x~

SIRA DIŞI YAŞAM ÖYKÜLERİ-2 ( KAYIP FORMÜL )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin