Sina 15 dakikadır heyecanla ve korkuyla kalbi deli gibi çarparak Klozetin üstüne tünemiş oturuyor ne yapacağını düşünüyordu. Birden tuvaletin kapısı sertçe açıldı. Sina sıçrayarak korkudan çığlık atmak üzereyken hemen ağzını kapadı. Birden fazla ayak sesi içeriye doluştu. Hemen tuvaletleri kontrol ettiler. Birisi Sina 'nın girdiği kabinin kolunu zorlarken bir başkası " Olum arızalıymış koca yazıyı görmüyor musun kapatmışlardır kimse yok hadi gidelim" dedi.
İçeriye giren kadar çıkan ayak seslerinin hızlıca uzaklaşıp kapının kapandığını duyan Sina ağzını kapatan elini güç bela gevşetip derin bir nefes verdi. Korkudan vücudunun her tarafı titriyordu. Bir süre daha öyle kaldı. Titremesi kesilip kalp atışları normale dönmeye başladığında içeriye iyice kulak kabarttı. Klozetin üzerinden inmeye niyetlendiğinde kapı yine açıldı. Bu kez içeriye narin ince topuk sesleri doluştu. Kapı kapanınca bir kadın sesi " Ay nihayet izin verdiler şeyimi sıkmaktan bir hal oldum vallahi" diyerek kabinin birine hızlıca girerken diğeri " Ay sorma neredeyse altıma yapacağım" dedi.
Başka ses çıkmayınca Sina gelenlerin personelden iki bayan olduğunu tahmin etti. Kadınlar tanıdık gürültülerle ihtiyaç giderirken biri " oooohhh dünya varmış yaaa" diye nidalanırken diğeri de kıkırdadı.
İki kadın tuvalette işlerini bitirdikten sonra çıkıp lavaboda da çene çalarak oyalandılar. Fermuar seslerinden kadınların makyajlarını tazelediğini tahmin etti. Nihayet kadınlar çıkınca içeri yeniden sessizleşti. Sina klozetten aşağıya inip içeriyi bir kez daha dinledikten sonra üzerindeki kıyafeti çıkarıp askıya astı. Küçük bavulundan kot mini etek ve eteğe uygun bluz çıkarıp giyindikten sonra üzerinden çıkanları küçük bavuluna tıkıştırdı. Başından kızıl saç peruğu çıkarıp yerine sarı saç peruğu taktı. Hazır tuvalete girmişken yandaki tuvalette ihtiyacını da giderdikten sonra omuz çantasını alarak lavaboya geçti. Yüzündeki makyajı temizleyip yeni kıyafetine uygun makyajı da tamamladığında bir saat kadar önce tuvalete giren Sina ile yenisi arasında dağlar kadar fark vardı.
Son bir kez daha kendini yukarıdan aşağı kontrol ederek tamam olduğuna karar verdi. Küçük bavulu, bilgisayar çantasını ve omuz çantasını alarak tuvaletten çıktı. Gayet rahat ve kendinden emin bir tavır takınarak koridorda yürürken bir yandan da çevreyi kontrol ediyordu. Kendisiyle ilgilenen olmadığını fark edince heyecanı iyice yatışmıştı. Gözüne döviz bürosu çarpınca oraya yönelip cüzdanından çıkardığı bin doları Türk Lirasına çevirtirken vezneci kızdan emanet kiralık kasaların yerini de öğrenmişti. Döviz bürosundan sonra kiralık kasaların olduğu bölüme uğrayarak 49 numaralı kasayı bulup hafızasına kazıdığı şifreyi girerek açtığı kasadan kartı ve karta bağlı anahtarları alıp kasayı kapattı. " EXSIT " levhalarını takip ederek birkaç güvenlik noktasından takılmadan geçip metro çıkışına ulaşarak bilet alıp metro'ya bindi. Metronun nereye gittiğine dair en ufak bir fikri yoktu. Birkaç durak gittikten sonra çevreyi oldukça kalabalık görünce ilk durakta inerek metrodan çıkıp bir taksiye binerek tam bir İstanbul Türkçesi ile " Ataköy Marina lütfen" dedi.
Taksi hareket edince camı biraz aralayıp huzurlu bir şekilde ülkesinin havasını içine çekerken başlayan ezan sesini mutlulukla dinledi. Yirmi dakikalık trafik yoğunluğunun verdiği yavaşlıkla Ataköy Marina'ya geldiklerinde inmeden sürücüye en yakın alışveriş merkezini sordu. Sürücü hemen yolun karşısındaki devasa yazılarla MMM yazılı binayı gösterip " Orası alışveriş merkezidir. Aradığınız her şeyi orada bulabilirsiniz. Bu arada ücret yirmi iki lira efendim" dedi.
Taksi'den inip alışveriş merkezine yöneldi. Önce alışveriş merkezini bir tur atıp neyin nerde olduğunu öğrendikten sonra alışveriş merkezinin girişindeki bankadan beş bin doları daha Türk lirasına çevirdi. İlk iş olarak da küçük bavulunun dört katı büyüklüğünde bir sırt çantası aldı. Küçük bavulunu onun içine yerleştirip Alışverişe girişti. Alışveriş sırasında epey acıktığını hissedince de restoranlardan birinin tenha bir masasını tercih edip oturarak kebap siparişi verdi. Beklerken bilgisayarını açıp Ataköy Marina'nın konumunu inceledi.
Yemeğini yedikten sonra oldukça şişkin olan sırt çantasını biraz zorlanarak sırtına alıp alışveriş merkezinden çıkarak marinaya yöneldi. Kapı girişinde kartı okutup içeriye girdi. Girişin tam karşısı oldukça geniş koridorla devam ediyor, koridorun sonunda da rıhtım görünüyordu. Resepsiyondan biri başını kaldırıp öylesine bakarak işine devam edince Sina'da tereddüt etmeden koridora yöneldi. Koridorun sonundaki duyarlı kapı kendiliğinden açılınca kendini ana rıhtımda buldu.
Rıhtımın kroki levhası tam karşısındaydı. " C " iskelesini gösteren levhanın işaret ettiği yöne dönüp yürümeye devam ederek iskeleyi bulup bağlı yatların isimlerini okumaya başladı. Beşinci yatın arkasındaki GÜLSÜM-1 yazısını okuyunca içini sevinç kapladı. Yata çıkıp elindeki anahtarla kapısını açıp içeriye girerek kapıyı içeriden kilitledi. Artık kendini güvende hissediyordu. Elindeki ve sırtındaki çantaları yere bırakıp çevreyi incelemeye başladı. Kapının tam karşısındaki barın yanından bir merdiven yukarı çıkıyor, bir merdiven aşağı iniyordu. Elektrik düğmesini bulup merdivenin sonunu aydınlatarak aşağı indi. Aşağı koridorda beş kapı vardı. Elindeki ikinci anahtarı deneyerek ikinci kapıyı açtı. Mükemmel bir kamaraydı. Yukarı çıkıp çantalarını kamaraya indirdi. Üzerindekileri çıkarıp banyoya girdi. Sıcak suyun altında uzunca bir banyo aldıktan sonra sarındığı havlu ile kendini yatağa bıraktı. Birkaç dakika sonra gözleri kendiliğinden kapandı.
[�z'yl�
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRA DIŞI YAŞAM ÖYKÜLERİ-2 ( KAYIP FORMÜL )
Genel KurguSina Amerika'da doğup büyüyen, Stajını NASA'da tamamlayan Bilgisayar donanım ve yazılım Mühendisiydi. Babası Cevdet SOLEY ise Türkiye' nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından biriydi. Sinem eğitimini Avrupa'da tamamlayan moda tasarımcısıydı. Bab...