ASK 24.BÖLÜM

1.7K 174 42
                                    

Zehra:
Eve geldik. Işıklar yanmıyor. Hediye ablalar müştemilatta anlaşılan. Eve girdik. Işıkları açmak için duvarda prizi aradım. Bulduğumda basarak açtım. Işıklar yanmadı fakat. 

"Elektrikler yok" diyerek karanlığa alışan gözlerim ile Ömer'e baktım.
"Şalter atmıştır. Bakıp geleyim ben' yanımdan gitmesini istemiyordum. Derken mutfaktan gelen tıkırtı sesi ile birden Ömer'e döndüm.

Yutkunarak ve korkuyla "o ses neydi?" Dedim.
"Korkma ben bakarım" diyerek tam bir adım attı ki bir cam kırılma sesi ile birbirimize baktık.
Ömer mutfağa gitmek için bir adım attığın da elinden tutarak fısıltıyla konuştum.

"Gitmeni istemiyorum." Elini yüzüme koydu.
"Korkma tamam mı? Ben bakıp geliyorum. Bekle burada."
"Ya hırsızsa... ya sana bir şey yapar.." cümlemi tamamlayamadan Ömer konuştu.
"Korkma. Hiç bir şey olmaz."

Ömer mutfağa giderken ben kalmak istemedim. Peşinden gittim bende. Telefonun led ışığı ile mutfağa girdiğimizde Ökkeş abiyi görünce birden korkup Ömer'in arkasına çığlık atarak saklandım.

"Korkuttum Zehra kızım kusura bakma. Ben şalteri açmaya gelmiştim. Sigorta attı muhtemelen" diyerek çıktı.

Yaşadığım korkunun heyecanı ile derin nefesler alıp verirken Ömer bir sandalyeye oturttu beni. Ben otururken ışıklarda gelmişti. Ökkeş abi hızla mutfağa geldiğinde Ömer elindeki suyu uzatıyordu. Ellerim titrediği için bardağı tutamadım. Suyu Ömer içirdi bu yüzden.

"Kızım ben gerçekten özür dilerim. Tezgahın yanından geçerken karanlık olduğu görmedim. Bardak varmış üzerinde. Elim çarpınca da düştü yere. Ömer oğlum kusura bakmayın ne olur"
"Önemli değil Ökkeş abi. İnsanlık hali. Zehra boş bulundu. Hadi sen git yat."
"Bardak kırığını toplayıp giderim ben."
"Olmaz abi. Ben hallederim sen git hadi"
Ökkeş abi dinlemedi eğilip toplarken Ömer yardım için eğildi.
"Sen Zehra kızım ile ilgilen çok korktu"
Ömer geri doğrulup yanıma geldi. Başımı göğsüne yasladı. Elleri ile sımsıkı sarıldı. O an dünyanın en güvenli yerinin Ömer'in kollarının arası olduğunu anladım. Bir insan en çok burada güvende hissedebilirdi kendini.

Düşüncelerimi boğazımı temizleyerek bozdum. Ömer çıkardığım sesten durumu anladı. Bir adım geri çekilip sarılmayı bıraktı. Ökkeş abi cam kırıklarını toplayarak çöpe attı.

"Tekrar özür dilerim kızım. Ben yatmaya gidiyorum."
"Önemli değil Ökkeş abi gerçekten. İyi geceler" diyerek en içten gülümsemem ile karşılık verdim.

Bizde artık odaya çıkmıştık. Koltuğa yerimi hazırlayarak yattım. Bugün gerçekten yeterince yorucu ve heyecanlıydı.

●●●●

Ömer:
Israrla çalan  telefon zil sesi ile uyandım. Bu benim telefonum değildi. Başımı sola çevirince komodin üzerinde duran Zehra'nın telefonu alıp arayana baktım. "Yener!" Diye mırıldandıktan sonra aramayı reddettim. Bir kaç saniye sonra tekrar çaldı. Odadan çıkıp çalışma odasına indim. Saat yediyi çeyrek geçiyor ve bu saatte ne hakla arar. Sinirle telefonu açtım.

"Ne istiyorsun!" Sesim oldukça yüksek çıktı. Birileri uyanmasın diye sesimi kontrol altına almaya çalıştım. Oda bağırıyordu. Tıpkı kuyruğuna basılmış gibi.
"Sen kimsin! Zehra'nın telefonunu neden sen açıyorsun!"
"Sen bu saatte ne hakla arıyorsun!"

Karşılıklı soru sormamız iyice sinirimi bozdu.
"Zehrayı bir daha rahatsız etmeyeceksin!"
"Sen kimsin lan! Biz Zehra ile birbirimizi seviyoruz. Onunla evlenecektim. Nikah günü bile almıştık. "

Söyledikleri beynimde yankılanırken sol yumruğumu sıktığımı fark ettim. Sinirle kapıya yumruk attım. Çok acıdı. Neden sinirleniyorum. Neden?  Neden? Altı ay sonra bitecek bir evlilik için neden böyle oluyordum.

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin