ASK 80. BÖLÜM

991 92 65
                                    

Bölümden önce bir şeyler söylemek istiyorum.  Son bölümlerin beğeni sayıları çok düştü. Bu da haliyle bölüm yazma isteğimi sıfırlıyor. Lütfen bölümlere oy verin sevgili okurlar 🤗🤗🤗

Satır arası yorumlarınızı da merakla bekliyorum.😍😍

Bölüm müziğimiz medyada.
REDD- BENİ SEVDİ BENDEN ÇOK
açarak okursanız. Bölüm daha etkili olur.
•••••••••••••
Zehra ve Ömer evlendiğinden beri, hiç bir sıkıntı hiç bir üzüntü olmadı Kervancıoğlu konağında. Bir yıldır süren bu mutluluğun elbet acılar ve üzüntüler ile taçlanacağını biliyorlardı. Hayat imtihan üzerine kurulmuş bir dünyaydı çünkü. Zaten bu yola da iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta diye çıkamadılar mı? Elbet bir gün acının, hüznün, kederin, üzüntünün kapılarını çalacağını biliyorlardı. Ama böylesini hiç kimse düşünmedi.

Hilmi hapisten intikam için kaçmış ve oğlunu yaralamıştı. Zehra'yı vurmak için giderken, Ömer ve diğerlerini daha büyük bir acı ile karşı karşıya bırakması için hamile olan Ayşe'yi vurmuştu.…

Zehra:
O küçücük masum bebek, ne annesinin ne de kendisinin bir suçu olmadığı halde bu acıları yaşıyordu.

İkisi de ambulansta yaşam savaşı veriyordu. Ömer Ayşe'nin ellerinden sımsıkı tutuyor, kardeşini hiç yalnız bırakmıyordu. İnsan kardeşini nasıl bırakırdı ki zaten. Nihat da darmadağın olmuştu. Ayşe vurulduğundan beri tek bir kelime dahi etmedi. Bu yaşadıkları ona çok ağır geldi.

Zaten nasıl kolay olacaktı ki..
Bir yanda kavuşmak için günleri saydığı minik kızı, diğer yanda ise ömrünü adadığı, hayatının aşkı…

Ayşe'yi bağladıkları monitörün değişik sesler çıkarması ile hepimiz korku dolu gözlerle acil tıp teknisyenine baktık. Ambulansın camına vurarak "Hastanın durumu kötüleşiyor! Daha hızlı olmalısın!" dedi.

Ömer bir an gözümün içine baktı. Yardım beklercesine…
'Zehra kalk birşeyler yap!' dercesine…
'Ayşe'yi kurtar lütfen!' dercesine…

Ömer'in o bir kaç saniyelik bakışı içimi paramparça ederken, paramedik görevlisi defibrilatörü aldı  eline. Düşündüğüm şeyin olmasından korkarak panikle "Neler oluyor?" diye sordum. Defiyi Ayşe'nin göğsüne koyarken "Hastanın kalbi durdu." dedi bir çırpıda.

Onun bir çırpıda söylediği bu kelime bizi öylesine sarstı ki..
Ne kolaydı başkaları için 'Kalbi durdu.' demek.
Ne kolaydı…

Oysa öyle mi?
Bir Abi için hayatının neşesi..
Kardeşi ya kardeşi…
Kalbi durdu ne demek!

Peki ya Nihat!
Eşinden iyi haberler beklerken, bunları duymayı hak ediyor mu? Ben bir insanın birisini ne kadar çok sevebileceğini Nihat ve Ayşe ile öğrendim. Nihat Ayşe'yi bu denli severken, bir çırpıda 'Kalbi durdu.' demek ne ya…
Bu kadar kolay mı bu..
Bu kadar kolay olmamalı…

"Çekilin!" diye bağırdığı zaman Ömer'in elini hızla çektim. Defiyi tekrar Ayşe'nin göğsüne koydu. Bu sefer olmuştu..
Ayşe şimdilik hayata döndü. Nihat yere diz çöküp Ayşe'nin ellerini sımsıkı tuttu…
Öptü..
Öptü…
Öptü….

"Ayşe! Sen bizim için herkesin karşına geçtin. Ben bu adamı seviyorum. Evleneceğim dedin. Sen böylesine güçlü bir kadın iken bizi bırakma lütfen. Asya'nın ve küçük bebeğimizin sana çok ihtiyacı var.

Ama en çok da benim sana ihtiyacım var. Ben seninle büyüdüm Ayşe. Ben ilk kez hayatı seninle öğrendim. Şimdi görevini bitirmiş bir melek gibi, gidemezsin…
Ayşe..
Duy sesimi Aşkım..
Lütfen gitme..
Gitme..
Şimdi olmaz..
Daha çok şey yaşayacağız biz..
Kurduğumuz hayaller ne olacak..?"

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin