Zehra şarkısı bittiğinde göz yaşlarını silerek ayağa kalktı. Annesinin mezar taşının tozlarını eli ile temizleyerek gitmek için geri döndü. Ömer o sırada saklandığı yerden çıkarak yavaş yavaş Zehra'ya yaklaştı. Zehra göz yaşlarını silerken bir kaç adım attı Ömer'e. Tam karşısında durduğu zaman kendinden yüksekte olan gözlere bakmak için başını biraz yukarı kaldırdı.
Aslında ikisi de bu boy farkını çok seviyordu. Ve ideal boy farkı olduğunu düşünüyorlardı. Bir kadın sevdiğine sarıldığı zaman kalp atışlarını dinlemek ister. Kendi kalbinin heyecanını 'o' da taşıyor mu bilmek ister. Zehra ve Ömer'in boy farkı da işte tam bu şekildeydi.
Bir kaç saniye birbirlerine sessizce baktılar. Ömer ilk Zehra'nın konuşmasını ve rahatlamasını düşünerek sessizliğini korudu. Beklediği gibi ilk konuşan Zehra olmuştu.
"Ayşe mi söyledi burada olduğumu?"
"Evet.
Yalnız kalmak istediğini de söyledi.
Ama ben merak ettim.
Yani insan sevdiği değer verdiği birini kaybettiği zaman üzerinden yıllarda geçse acısı hafiflemez.
Sadece insan bu acıya, o kişinin yokluğuna alışıyor. Yoksa hiç birşey geçmiyor. Hep aynı.""Yani daha önce de dediğin gibi..
Gidenin yokluğuna değil, acısına alışıyor insan."Ömer Zehra'nın yanağına süzülen yaşları eli ile silerek gözlerini gözlerinde sabitledi.
"Evet. Tam da böyle.
Tabi birde bu acıları tek başına yaşadığın zaman daha zor oluyor.
Paylaşmak insana iyi gelir.
Her zaman.
Sende unutma! Ne zaman istersen yanındayım ben. Biz bir yola çıktık ve artık aynı yolun yolcusuyuz. Bu yüzden içine atma Zehra tamam mı?"Zehra tebessüm etmeye çalışarak "Tamam ama bir şartla." dedi. Ömer hiç düşünmeden "Tamam, kabul." Dediğinde Zehra şaşırdı. "Daha şartı söylemedim bile ama." dediğin de Ömer gülerek baktı Zehra'ya. "En fazla ne isteye bilirsin ki.. Sende dertlerini içine atma bende senin yanındayım diyeceksin." Dedikten sonra sıtmaya başladı.
Zehra şaşkınlık ile Ömer'e bakarken dalmıştı. Bir çok insandan farklı olarak birbirlerini çok iyi anlıyorlardı. Daha hiç bir şey anlatmadan anlaması en büyük ispatı zaten.
Zehra bunları düşünürken Ömer'in gözünün önünde sakladığı eli fark ederek kendine geldi. "Doğru bildin. Bende tam olarak bunu söyleyecektim. Peki cevabın ne? Kabul ediyor musun?" Ömer düşünür gibi yaparak ellerini cebine koydu ve etrafı inceledi. Çaktırmadan Zehra'ya bakarak güldü. "Tamam kabul ediyorum. Ama saklanan her şeyin bir cezası olmalı!" dediği zaman Zehra gözlerini kocaman açtı."Nasıl bir ceza bu?"
"Duruma göre bakacağız ona artık. Hadi gidelim artık. Kahvaltıya yetişelim."
•••••••••
Kahvaltıdan sonra Ömer, Nihat ve Mert şirkete geçti. Şirket işleri son hızla devam ederken bir çok dosya incelenerek imzalanmak için hali hazırda bir yığın gibi masada duruyordu. Herkes Ömer'in odasında ki büyük ve geniş masa etrafına toplanarak dosya incelemesine başladı.
Leyla ve Demir dosyayı inceleyerek Nihat'a verdiğinde gerekli incelemeyi bir de Nihat yaptıktan sonra ortak imza için Mert'e verdi. Mert son kontrolden sonra imza atarak dosyayı Ömer'in önüne bıraktı. Tüm incelemeyi bir de Ömer yaptıktan sonra imzayı atarak dosyayı tamamlıyorlardı.
Tüm dosyalara bu ince ve titizlik ile yapılan kontroller herkesi fazlası ile yormuş ve halsiz bırakmıştı. Öğlen arası vakti geldiğinde zorda olsa biriken dosyaları bitirdiler. Hepsi derin bir nefes alarak arkalarına yaslandığı zaman Leyla üzüntü ile konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
Fiksi PenggemarNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...