ASK 45.BÖLÜM

1.4K 162 123
                                    

Çalışma odasından çıkıp odaya geldiğimde Zehra çok endişeliydi.

"Zehra! Ne oldu? Ailene bir şey mi oldu?"
"Şey.. Ömer!"
"Zehra korkutma beni!  Ne oldu?!"
"Çınar.. Çok ateşi var! Hepsi benim yüzümden!"

Çınar dünki kutlamada serin havadan dolayı hasta oldu muhtemelen. Ama Zehra bunun için kendini suçluyordu. En sakin ses tonum ile kollarından tutup gözlerine baktım.

"Sakin ol Zehra! Senin bir suçun yok. Çocuk bu! İlla ki hasta olacak. Hadi Çınar'ı hazırla hastaneye gidelim. Ama sakin ol tamam mı?"

Başını titreyerek yukarı aşşağı salladı.

"Zehra sakin ol lütfen! Ben arabayı kapının önüne getiriyim. Sizde hemen gelin. Bir şey olmayacak Çınar'a merak etme."
"Ta-tamam!"

Hızla arabaya gittim. Demir'i arayıp hoparlöre verdim sesi arabayı kapının önüne getirirken konuşacaktım.

"Demir Çınar hastalandı. Ateşi çıkmış. Biz Zehra ile hastaneye gidiyoruz. Sen sabah konuştuğumuz şeyi yapar mısın?"
"Salim amca meselesi mi Ömer?"
"Evet Demir. Bir de konağa yakın bir dükkan ayarlayalım Demir. Konaktan gidip gelmek rahat olur."
"Tamam Ömer. Senin aklın burada kalmasın. Konağa gelmeleri için Leyla ile  gider ikna ederiz. Dükkan işi de kolay. Akşama kadar hallederim ben."
"Demir Hediye ablaya haber ettim ben. Odaları akşama kadar hazır olur. Salim babalar bu akşam konağa yerleşsinler. Ben hastanedeyken yine ararım seni kapatmam lazım şimdi. Zehra geliyor sürpriz olsun istiyorum. Salim babaya söyle onlarda bir şey belli etmesin."
"Tamamdır o iş bende Ömer. Hadi görüşürüz."

Telefonu kapatır kapatmaz Zehra arabaya geldi. Çınar ile arkaya oturdu. Hala çok endişeliydi. Anlaşılan Çınar iyi olmadan kendine gelmeyecek. Zehra'nın arabaya binmesi ile yola koyulduk hemen. Ayşe için devamlı geldiğimiz özel hastaneye geldik. Zehra endişeli olduğu için Çınar'ı kucağıma aldım. Bebek çantasını da Zehra alınca hızla çocuk acile geldik. Henüz saat yeni dokuza geldiği için acil kalabalık değildi. Gerçi hastalığın saati olmaz ya neyse…

Kapının önünde olan bayan bir doktor bizi endişeli görünce yanımıza geldi.
"Neyi var bu tatlı çocuğun?"
"Biraz üşüttü sanırım. Dün bir şeyi yoktu. Sabah kalktığımızda ateşi vardı."
"Ölçtünüz mü peki ateşini?" Derken Çınar'ı kucağımdan alıp içeride yatağa yatırdı. Ben ölçmediğim için boş boş bakarken Zehra konuştu.
"E-evet. 39 du. O yüzden hemen geldik."
"Anladım. Biz gerekeni yapacağız. Çocuğunuza bir şey olmayacak merak etmeyin."

Çocuğunuz.. Doktor bilmiyor ki Çınar bizim çocuğumuz değil. Ama anlaşılan Zehra da takılmamıştı bu dediğine. İtiraz bile etmedi.

"İyi olur değil mi Ömer?"

Doktor bize gülümseyerek bakarken ben Zehra'ya dönerek ellerini tuttum.

"Tabi ki de iyi olacak. Sen hiç merak etme tamam mı? Ne gerekiyorsa yapacağım ben"

Doktor yanımıza gelip Zehra'nın kolunu nazikçe tutup sakinleştirmeye çalıştı.

"Anlaşılan annemiz biraz telaşlı." Diyerek gülümsedi. Sonra Zehra'ya döndü.
"Merak etmeyin Zehra hanım. Çok önemli bir şeyi yok. Küçük bir serum takıp ateşini düşüreceğiz."
Bana dönerek devam etti.
"Yarın sabaha kadar yine de müşade altında kalsa iyi olur.  Siz kaydını yaptırın bizde bir odaya alalım."

Zehra doktorun dediklerinden iyice endişelendi.
"Bir şey var! Bir şey var ama bana söylemiyorsunuz! Neyi var Çınar'ın!" Kollarından tutup sakinleştirmek istedim. Titreyen elleri ile benden sıyrıldı. Doktora döndü tekrar.
"Ya ne olur söyleyin. Bir şey saklıyorsunuz!"
Doktor gülümseyerek Zehra'yı durdurdu.
"Zehra hanım biraz sakin olun. Gerçekten bir şeyi yok oğlunuzun. Sadece kontrol için gerçekten. Mikrobik hastalıklarda ateş belirli aralıklarda yükselip azalır. Serumdan sonra ateşi düşecek. Gece tekrar yükselip yükselmeyeceğine bakmak için kalacaksınız.

Dilerseniz eve de gidebilirsiniz.  Bir sorun olursa gelirsiniz."
Zehra derin bir nefes alarak sakinleşti.
"Yok. Burada kalalım tamam." Dediğinde hafifçe tebessüm ettim. Doktor bizden ayrılıp diğer hastalarına bakmaya gitti.
"Zehra artık sakinsen kaydı yaptırmaya gidiyorum ben."
"Tamam, tamam sakinim merak etme. Ben sadece benim yüzümden Çınar'a bir şey olursa buna dayanamam. O yüzdendi endişem."
"Doktoru duydun. Panik yapma. Ben hemen geliyorum sen Çınar'ın yanına geç. Kayıttan sonra odaya çıkaracaklar Çınar'ı."

••••••••

Kaydı yaptırıp geri geldiğim de Zehra bir doktor ile konuşuyordu. Ama çok samimi gözüküyorlar. Yok canım Zehra öyle kimse ile özellikle bir erkek ile hemen samimi olan birisi değil. Ben yanlış görüyorumdur. Bir adım atıp yanlarına gitmek için yeltendiğimde doktor ile sarıldı. Ne oluyor ya.  Kim bu doktor zımbırtısı!

Zehra'ya nasıl sarılır! Hızla yanlarına yürürken doktor Zehra'dan ayrıldı. Birbirlerine görüşürüz dedikten sonra doktor uzaklaştı. Yetişemedim o bozuntuya! Zehra'nın yanına geldiğimde elimi sıktığımı  fark ettim. Hiç bir şey belli etmemek için sakinleşmeye çalışırken soğuk davranıyordum Zehra'ya.

Yener'imiz bitti şimdi birde bu doktor bozuntusu çıktı karşıma. Kim bu kim? Tabi ya! Kesin dağ evindeyken bahsettiği çocukluk arkadaşı Kaan. Samimi olduklarını söylemişti ama onları sarılırken görmek sinir bozucu!

"Ömer sen iyi misin?"
Zehra'nın koluma dokunması ile kendime geldim. Soğuk bir şekilde konuştum.
"Evet iyiyim. Kötü mü olmam gerekiyor!"
"Hayır tabi ki! Ama Çınar'ı odaya çıkarıyorlar. O kadar dalmışsın ki… Ne hasta bakıcıları duyuyorsun, ne de beni?"
"Sen ne dedin ki?"
"Odaya çıkıyoruz gelmiyor musun dedim ama… Anlaşılan bir şey olmuş. Şirketle mi ilgili?"
Sinirle "Evet!" Diyerek Zehra'yı beklemeden hasta bakıcıların peşine takıldım.
••••••
Akşam olduğunda Zehra'ya hala tavırlıydım. Saatlerdir tek kelime konuşmadan telefonum ile ilgileniyordum. Demir'in araması ile odadan çıktım. Koridorda volta atarken Demir her şeyi hallettiğini Salim baba ve Yasemin'in şuan evde olduğunu söyledi. Odaya doğru yürürken Teşekkür edip telefonu kapattığım da odadan o doktor bozuntusu çıktı.

Ne ara geldi bu herif! Odada ne işi var. Artık çok fazla olmaya başladı. Hızla yürüyerek kolundan tuttum. Sertçe kendime çevirip duvara yasladım. Şaşkın şaşkın bana bakarken işaret parmağımı göğsüne bir kaçkez vurarak "Kim olduğunu ve o odada ne işin olduğunu hemen anlatacaksın!" Dedim.

Elimi tutarak sertçe itti beni.

"Önce siz kim olduğunuzu söyleyin beyefendi! Ne hakla beni sorguya çekersiniz!"
"Demek kim olduğumu bilmek istiyorsun! Hemen tanıtayım kendimi o zaman! "
Dişlerimi sıkarak ve elimi yumruk yaparak "Ben Ömer KERVANCIOĞLU!!  Sen kimsin?!" Dediğimde gürültüye Zehra çıkmıştı.

"Ömer ne yapıyorsun sen!  Çabuk bırak KAAN'ı!"

Bölüm sonu!
Ya bölüm pek içime sinmedi ama İnşallah beğenirsiniz canlar.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ♥♥♥
Bölüm her ne kadar içime sinmese de +65 beğenide yeni bölüm gelecek :)

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin