Zehra:
Kahveler hazır salona gelerek servisi yaptım. Çalan telefonumu Ömer bana uzatırken tepsiyi sehpaya bırakarak bende kahve fincanımı elime aldım. Telefonda ki kız konuşurken duyduklarım yüzünden fincan elimden yere düştü. Herkes panikle bana bakarken bir adım geriledim. Düşmemek için tutunacak yer ararken Ömer hızla yanıma geldi. Koluna tutunup ayakta durmaya çalışırken başımın döndüğünü hissettim."Bu söyledikleriniz doğru mu?"
Ömer:
Düşmek üzereyken Zehra'yı son anda yakaladım. Kolumdan destek almasına rağmen ayakta güçlükle duruyor.'Bu söyledikleriniz doğru mu?'
Dedikten sonra telefonu yere düştü. Koltuğa oturttuktan sonra eğilerek telefonu aldım. Ayşe'ye döndüm.
"Ayşe siz Zehra ile ilgilenin ben hemen geliyorum." Diyerek cevap beklemeden çalışma odasına geçtim."Kiminle görüşüyorum hanımefendi? "
"Kartal devlet hastanesinden Pınar."
"Pınar hanım ben Ömer Kervancıoğlu az önce eşime ne söylediniz? "
"Eşinizin ailesi bir kaza geçirdi. Yener Kaplan kontrolündeki araçta bulunuyorlarmış. Sürücünün dikkatsiz kullanımı sonucu annesi ağır yaralı olarak hastanemize kaldırıldı. Babası ve kardeşinin durumu iyi."
"O. Yener Kaplan nerede?"
"Malesef polis kaçtığını bildirdi."
"Annemi başka bir hastaneye nakil etme şansımız var mı?"
"Ben doktoru ile görüşüp haber veririm size."
"Tamam biz de hemen yola çıkıyoruz."Telefonu kapatıp hemen içeri girdim.
"Ayşe Zehra'nın ailesi bir kaza geçirmiş. Biz hastaneye gidiyoruz. Siz evde kalın. Ben size bilgi veririm."
Diyerek Zehra'yı zar zor kaldırıp arabaya bindirdim. Yol boyunca eli ile yüzünü kapatıp ağladı sadece. Onu böyle görmek içimde tarif edilemez bir acıya sebep oluyordu. Son zamanlarda yaşadığı şeylere rağmen hala dimdik ayakta durmaya çalışırken ona destek olmam gerek.Hastaneye gelip danışmadan beni arayan Pınar'ı buldum.
"Ben Ömer Kervancıoğlu. Telefonda konuşmuştuk. Sevim Kaya' yı başka bir hastaneye nakil edebiliyor muyuz?"
"Hatırladım. Doktoru ile konuştum. Dosyası ile birlikte nakil edebiliriz. Dilerseniz ben hemen işlemlerin başlaması için gerekli şeyleri yapayım."
"Çok iyi olur teşekkürler. Peki şuan nerede."
"Yoğun bakım da. 3.kat doktoru da orada zaten."Hızla asansöre yürüdük. Zehra hiç iyi görünmüyor. Ben ne dersem onu yapıyor. Biran önce kendine gelmesi lazım. Asansörü beklerken yüzünü avuçlarımın içine aldım. Gözlerimi gözlerinde sabitledim.
"Zehra! Bak baban ve kardeşin yukarıda. Seni böyle görürlerse onlara kim güç verecek. Hadi ne olur topla kendini."
Hafifçe başını sallayıp kısık sesle "tamam" dedi. Kendime çekip sarıldım. Saçlarını okşadım. "Geçecek. Her şey geçecek. Hep birlikte çıkacağız bu hastaneden."Asansörün gelmesi ile bir birimizden ayrıldık. Yoğun bakım servisinin olduğu üçüncü kata basarak yukarı çıktık. Asansörün sağ tarafında ki kolidorun sonundan sola dönünce Sevim annenin yattığı camlı odaya geldik. Salim baba kapının önünde bekliyor Yasemin ile. Başından kanlar akıp kurumuş. Yasemin ise iyi gözüküyor. Zehra koşarak önce babasına sarıldı. Korkuyla konuşmaya başladı.
"Baba… Baba iyi misin? Başın.. kanamış.."
"İyiyim ben bir şeyim yok kızım." Salim babanın sesi titremeye başladı.
"Ama annen.. Doktorlar ameliyat için gerekli değerlerin düşük olduğunu beklememiz gerektiğini söyledi."
Zehra ağlamamak için kendini zor tutuyor. Halsiz vücudunu koltuğa güçlükle bırakırken çatallaşan, titrek ve kısık sesi ile konuşmaya çalıştı.
"Peki.. ne kadar bekleyecekmişiz?" Salim baba yavaşça başını sağa sola salladı.
"Bilmiyorum kızım bilmiyorum. Bunun annene bağlı olduğunu söylediler." Zehra umut dolu gözlerle önce bana sonra Salim babaya baktı.
"Annem güçlü kadındır. Kolay kolay pes etmez." Ayağa kalktı. Salim babaya bir kaç adım yaklaştı.
"Değil mi baba? Annemden bahsediyoruz sonuçta." Bir kaç adım atıp yanına geldim. Sakinleştirmek için kollarından tuttum. Ellerimi itekleyip bağırmaya başladı. Bir Salim babaya bir bana bakarak isyan edercesine bağırıyor. Titreyen sesine, güçsüz sesine rağmen tüm gücü ile haykırıyor. Sesi kolidorda yankılanırken Zehra'yı tutmaya çalışıyorum.
"Annem ya annem! Birazdan kalkacak sen neden geldin ben seni daha affetmedim diyecek. Ben ona sımsıkı sarılacağım. Anne beni affet diyeceğim."Bu sefer tamamen benimle konuşuyordu. Mecali kalmadığı için kollarımın arasından sıyrılıp yere otururken bende dizlerimin üzerinde oturdum. Kollarımdan tutup sarsarak ve bağırarak içindeki acıyı bastırmaya çalışması… Derin bir nefes aldım. Bende daralmıştım. Ben bile bu haldeysem Salim baba ve Zehra'yı düşünemiyorum bile. Yasemin yaşadıklarının şoku yüzünden hiçbir şekilde tepki vermiyor. Sadece bizi izliyor. Bakışlarımı yeniden Zehra'ya çevirdim. Ağlamakla tebessüm etmek arasında sıkışmış ifadesi ile iyi bir şeyler dememi bekliyor. Kalan son gücünü konuşmaya harcıyor. Kısık sesi ile yalvaran gözlerle bakmasına dayanamıyorum.
"Sende bir şey söylesene Ömer! Annem orada yatamaz ki. Canı sıkılır orada!" Birden ayağa kalkınca bende kalktım. Camın önüne gelip Sevim anneyi izledi biraz. Yasemine sarıldı sonra. Onu teselli etti. Ayakta kalmaktan vazgeçip geri oturdu koltuğa. Arkasına yaslanıp kendini sıkmayı bıraktı.
Küçük ama hızlı akan göz yaşlarını görünce uzakta beklemeyi bırakıp yanına oturdum. Yüzünü ellerimin arasına aldım. Damlaları birer birer silerken konuştum. Zehra sadece susup dinledi.
"Tabi kalkacak Sevim anne! Daha beni karşısına alıp sen benim kızımı bizden nasıl alırsın diyecek. Ben onunla konuşup bu küslüğü bitireceğim. Bizi affedecek. Ben size yemeğe geleceğim. Hatta... Hatta birlikte ailene yemek hazırlayacağız. Ama bunlar için senin güçlü olman lazım." Salim babaya döndüm."Salim baba sende bir şeyler desene!"
Salim baba yanımıza geldi.
"Kalk biraz bakayım evlat." Yerimi salim babaya verdim.
"Hadi gel dizlerime yat kızım. Tıpkı küçükken yattığın gibi. Ne zaman canın sıkkın olsa böyle uyuturdum seni."Zehra Yasemin'den daha çok etkilenmişti bu durumdan. Ara ara ağlamaya devam ederken babasının dizlerinden hiç kaldırmadı başını. Onu böyle görmek beni paramparça ediyordu. Elimden hiç bir şey gelmemesi, hiç bir şey yapamamam da beni çok üzüyor. Bir kaç saat sonra nakil için her şey hazırdı. Odaya gelen hasta bakıcılar sedyeyi ambulansa götürürken Zehra salim babanın kolundan tutrak gitmeye başladı. Ben de Yasemin'i alarak peşlerinden gittim.
Salim baba ambulansa binerken Zehra ve Yasemin'i arabama zorla bindirip ambulansın peşinden gitmeye başladım. İkisi de hıçkırarak ağlarken benim hiç bir şey yapamıyor olmam çok kötüydü. Bizim Ayşe için sürekli geldiğimiz özel hastaneye geldik. Zaten arayıp durumu haber etmiştim gelmeden önce. Kapıda bizi bekleyen doktorlar Sevim anneyi daha fazla riske sokmamak için hızla yoğun bakıma aldılar. Gerekli tetkikleri yapıp size bilgi vereceğim diyerek giden doktorun arkasından baka kaldım. Hiç bir şey hissetmiyorum şuan. HİSSEDEMİYORUM!
Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Salim baba ve yasemin karşımda duran ikili koltuğa oturdu. Biz de Zehra ile onların karşısında oturuyoruz. Yorgunluktan, üzüntüden güçsüzleşen Zehra başını omzuma yasladı. Artık ağlamıyordu. Boş gözler ile sadece odaklandığı tek noktaya bakıyordu.
Telefonu çıkarıp Demir'e mesaj attım. Durumu özetleyip bize yiyecek içeçek bir şeyler getire bilir mi diye sordum. Bir saate oradayım diye cevap yazdı can dostum benim. Leyla'yı da getir lütfen yazıp ekranı kapatarak tekrar cebime koydum. Omzumda rahat edemeyeceğini düşünerek dizlerime yatmasını söyledim. İtiraz bile etmeden iki büklüm toplanarak başını dizlerime koydu.
BÖLÜM SONU!
İnşallah beğenmişsinizdir. Duyguları tam olarak aktara bildim mi bilmiyorum.
Bakalım neler olacak ilerleyen bölümlerde.YENER YAKALANA BİLECEK Mİ?
SEVİM İYİLEŞECEK Mİ?
YASEMİN HEP BÖYLE SAKİN KALACAK MI?
LEYLA VE DEMİR NASIL ETKİLENECEK BU YAŞANANLARDAN?
Bir sonra ki bölüm +65 beğenide gelecek :)
Duyuru 1 :
20.bölüm ile 33.bölüm arasındaki bölümlerin beğenisinde düşüş var. :( Yanlışlıkla atlamış olabilirsiniz. :( Lütfen önce ki bölümleri de oylar mısınız. :)Duyuru 2:
Okuduktan yıldızcığı tıklayıp oy veren eller dert görmez inşallah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanfictionNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...