Ertesi gün
Zehra:Dün gece karmaşık duygular ve güzelliklerin yaşandığı bir gece olmuştu. Ve ben yemekten döndükten sonra olanların verdiği duygular yüzünden sabaha kadar uyuyamadım. Yener meselesi artık sonsuza dek kapandı. Babam olacak o Hilmi'ye gelirsekte yakında oda hapse girecekti. Alev her ne kadar hapse girecek bir suç işlememiş olsada Ömer'in artık Alev'i bu evde tutacağını düşünmüyorum.
Özellikle şirkete yaptığı ihanetten sonra Ömer'in Alev için olacak olan gazabından ben bile korkuyorum. Saate baktığımda onu çeyrek geçiyordu. Ömer biriken dosyalar ve işleri halletmek için sabah yediden beri çalışma odasıydı. Mutfağa giderek rahatlaması için papatya çayı yaptım. İki fincana çayı doldurarak odaya geldim. Tepsiyi tek elimde tutarak kapıyı tıklatım.
Ömer'den bir ses gelmedi. Kapıyı açıp içeri girdim. Dosyalar arasında kaybolmuştu. Tabi bir KERVANCIOĞLU olmak zaten kolay değilken, bir de biriken bu işler..
Masanın önüne gelene kadar beni fark etmedi. Başını yavaşça kaldırıp beni görünce gülümsedi."Bir çay molasına ne dersin?"
diyerek dosyalar arasında bir boşluk açarak fincanı önüne koydum. Masanın önünde ki sandalyeye oturarak kendi fincanımdan bir yudum aldım. Şaşkın şaşkın yüzüme baktı.
"Yardıma mı geldin yoksa? Dosyalar arasında boğulmak üzereyim kurtar beni!"
Gülerek yüzüne baktım. "Aslında çok sıkıldım o yüzden geldim. Çınar'ın annesi Sibel burada çalışmaya başladı ya.. Çınar ile gündüzleri annesi ilgileniyor. Bende belki biraz sohbet ederiz diye gelmiştim. Ama anlaşılan sen çok yoğunsun."
Mahçupça bakarken yüzündeki çocuksu ifade görülmeye değerdi gerçekten. Sağ elini saçlarının arasına koydu.
"Çok isterdim ama, yarına yetişmesi gereken yığınla dosya var! Ve benim bu dosyaları önce gruplandırıp sonra önem sırasına göre bitirmem lazım."Çayımdan bir yudum daha alarak ayağa kalktım. Ömerin yanına geçerek dosyaları bir bir topladım. Çalışma masasının karşısında ki sehpanın üzerine koyarak dosyaları sınıflandırmaya başladım.
ÖMER:
Şaşkınlıkla Zehra'yı izlerken yaptığı çaydan bir yudum aldım.
Papatya çayı bu!
Artık yaptığı çayları tadından ve kokusundan tanıya biliyordum.
Yerimden kalkarak bir kaç adımda yanına vardım. Karşısında ki sandalyeye oturdum. Boğazımı temizlemek için bir kaç kez öksürdüm."Zehra! Ne yapıyorsun?"
Başını kaldırmadan konuştu.
"Sana yardım ediyorum!"
"Ben hallederim hiç zahmet etme."
"Bu evde kalma amacın Ayşe ile daha çok vakit geçirmek değil mi? Ben de sana bunun için yardım ediyorum. Tek başına olsan sabaha kadar uğraşırsın. Şimdi ise akşam üstü bitmiş olacak!"
Ne diyeceğimi bilemedim. Dosyaları tuttuğu elini tuttum.
"Sen Ayşe için yeterince ilgilenip yoruluyorsun. Bir de bu dosyalar ile zaman harcama."
Gözleri dolmuştu. Başını yavaşça kaldırdı. Sol eli ile dolan gözlerini sildi konuşurken.
"Ömer bak. Hayatta hiç bir şeyi ertelememek gerek. Özellikle Ayşe ile geçirmen gereken zamanları başka şeylere harcayarak heba etme. Birlikte aktivite yapın..
Ne biliyim Ayşe'nin mutlu olacağı şeyler yap. Kardeşin ile daha çok zaman geçir.Ben annemi hiç bir şeyi yokken birden kaybettim. Senin hala plan yapıp uygulamak için vaktin varken, dosyalarla boğuşma. İnşallah Ayşe bu hastalığı yenecek. Ama sen yarın olmayacakmış gibi vakit geçir sevdiklerinle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanficNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...