ASK 19.BÖLÜM

2.1K 201 46
                                    

Zehra:
Gece rahat bir şekilde uyudum. Sabah gözümü açtığım da Ömer i camın önünde boynunu sağa sola hareket ettirirken gördüm. Sonra gözümü geri kapattım. Sandalye sesinin yatağa yaklaştığını duydum. Sonra oturdu. Acaba ne yapıyor. Gözümü açsam mı acaba diye düşünürken pat diye açılan oda kapısının sesi ile irkilip gözümü açtım. Panikten Ömer'e yaklaştım. Aramızda bir nefeslik boşluk ile bir birimizin gözlerine bakıyorduk. Odaya böyle giren kimdi ki. Gözlerimi Ömer den çekip gelene baktım. Oda başını çevirip geleni incelemeye başlamıştı.

Bir sen eksiktin geldin tam oldun alev! Ne işi var bunun sabahın köründe hastanede. Tabi ne işi olacak evden biri Ömer ile burada olduğumuzu söyledi kesin. Odaya daldığında Ömer ile olan yakınlığımızı görüp gözlerinden çıkan ateşleri gördüm bir an. Ama o anın ortamına zemin hazırlayan yine kendisiydi. Yani kelimenin tam anlamı ile kendi ayağına sıkmıştı. Yine iç sesim ile çok konuştum.

Alev'de sabitlediğim bakışlarımı Ömer'e çevirirken alevi görmenin öfkesi ile yatağın üzerindeki elini yumruk yapıp sıkmıştı. Onu Sakinleştirmek için ve oyun gereği elini tuttum. Şaşkınlık ile bana döndü. Yavaş yavaş açtı yumruğunu. Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Bende yatakta doğruldum.

Ömer:
Zehra'nın elimi tutması ile şaşırdım. Ama daha sonra bunu sakinleşmem için yaptığını anladığımda elimi yavaşça gevşettim. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Yürürken o derin nefesi geri bıraktım. Alev'in tam karşısına geçtim. "Sabahın bu saatinde ne işin var burada alev!" Benim aksime gayet sakindi. Hatta fazlası ile sakindi. "Dubai ihalesini kazandık." Tek başına zafer almış edası ile girdiği bu tripleri şuan uğraşmak isteyeceğim en son şeydi.

Heyecanla sarılmak için yeltendiğinde elimi kaldırarak durdurdum. "Böyle şeylere gerek yok alev! Tebrik ederim. Başarının karşılığını alacaksın merak etme." Onu engellememe bozulmuştu. Yapmacık bir endişe maskesi ile Zehra'nın yanına gitti. "Hasta olduğunu duydum. Çok geçmiş olsun Zehra! Uçaktan iner inmez buraya geldim. İyisin değil mi? Ne zaman eve dönüyorsun?"

Zehra bana şaşkınlık ve boş gözlerle bakarken ben yanıtladım. "Şimdi daha iyi. İlgin için teşekkür ederiz. Öğlen gibi taburcu ederler. İzin verirsen karım ile BAŞ BAŞA kalmak istiyorum." Derken baş başa kelimesini bastırarak söyledim. "Tamam o zaman ben eve geçiyorum. Konakta görüşürüz." Diyerek odadan çıktı.

Bu neydi şimdi. Sanki hiç bir şey yapmamış gibi nasıl buraya gelebiliyor. Hangi yüzle! Öfke ile odada dolandım durdum.

Zehra:
Alevin az önce yaptıkları neydi öyle. Sanki tehdit konuşması tehdit mesajı yazan bendim. Bu işin içinden bir pislik çıkacak. Ömer sinirlenmişti fazlası ile. Birde ben konuşup sinirlendirmek istemem. Ayakta odada tur atmayı bırakıp yanıma geldi.

"Neden bir şey söylemedin?" Anlamamıştım.
"Ne hakkın da?"
"Alev sana imalı imalı konuşurken neden sesini çıkartmadın?" Beni mi test ediyordu. Neydi bu şimdi.
" Sonuçta ne yapmış olursa olsun o senin kuzenin. Ve sen kuzenin dururken benim söylediklerimi ciddiye almazsın ." Hayır sen daha değerlisin demesini tabi ki beklemiyorum. Ama en azından 'sana yaptıklarının cezasını çekecek.' Dese bile biraz olsun yanımda olduğunu hissettirirdi.

Oysa o sadece susmayı tercih etti. Ne bekliyorsam tabi! Bir tarafta kuzeni bir tarafta sadece bir haftadır tanıdığı herhangi biri! Neden şaşırıyorum!  Neden üzülüyorum bu duruma!  Ondan ne bekliyorum ki ben! Düşünmekten beynim yanacak.

Ömer:
Ne demeliyim şimdi. Bana 'Sonuçta ne yapmış olursa olsun o senin kuzenin. Ve sen kuzenin dururken benim söylediklerimi ciddiye almazsın' dedi. Benim yerimde başkası olsa kimi haklı bulur. Tabi ki Zehrayı. Ama şimdi ne diyecektim ki. Özellikle evdeki kimse alevin bu yaptıklarını bilmezken evdekilere ne derdim.  Annem! Annem çok üzülürdü. Yeğeninin böyle şeyler yaptığını duysa çok üzülür. Bu işi evdekiler duymadan halledeceğim. Tüm bu süre boyunca sustum. Zehra'da konuşmadı. Yataktan kalktı birden.

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin