ASK 78. BÖLÜM

1.1K 94 118
                                    

Medya instagram @teamhazalerkan sayfasına ait. Bol bol Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Keyifli okumalar. 💕💕

Ömer:

Konakta yaptığımız muhteşem düğünün ardından bir sene geçmişti. Rüya gibi yaşadığımız bir sene. Konakta en ufak bir aksilik, ya da bir üzüntü olmadan geçen bir sene. Aksine üst üste gelen güzel haberler ile geçen bir yıl olmuştu.

Şu sıralar ise çok telaşlı geçmişti. Ayşe hamileliğinin yedinci ayında olduğu için, kızının bebek odasını hazırlamıştı. Şuan yaşadığımız konak artık bize küçük geliyordu. Biz gerçek anlamda büyük ve geniş bir aile olmuştuk. Şimdi bir de bizim bebeğimiz dünyaya geldiği zaman, konağa hiç sığmayacaktık.

Evet bizim bebeğimiz. Şuan doğumhane kapısında bir sağa bir sola yürürken, ben yeni konağı ve büyük geniş ailemizi düşünüyordum.

Zehra ve Ayşe'nin hamile olması ikisine göre çok güzel bir şeymiş. Çocuklar evde kardeş gibi büyüler dediler. Onlara göre hava hoş tabi. Onlar hamileyken hizmet peşinde koşan Nihat ve bendim tabi.

Nihat'ın koluma dokunması ile birden irkildim. Düşlerimin arasından sıyrılarak gülümsedim.

"Ömer nereye daldın öyle?"
Gülerek doğumhane önüne koydukları koltuklara oturdum.
"Nihat hatırlıyor musun, bir gece Zehra da Ayşe de aynı şeyi aşermişti."
Nihat gülerek yanıma oturdu. Herkes merakla bize bakarken konuşmayacağımızı görünce annem merakla bize döndü.
"Bize de anlatın da biz de bilelim oğlum."
"Mümkün değil anne. Bu bizim sırrımız. Hayatta olmaz."
Ayşe merakla Nihat'ın koluna vurdu.
"Aşk olsun Nihat. İnsan eşinden hiç saklar mı yaşadığını. Hemen anlatın, hemen..
Hadi ama neyi bekliyorsunuz. Zaten Zehra'nın yanına da almıyorlar seni Abi... Hadi anlat."
"Sezaryen ile doğum riskli değil değil mi? Yani Zehra ve çocuklara birşey olmaz değil mi Ayşe?"
"Bu doktorlar işinin en iyisini bilen doktorlar Abi. Zehra da ikizlerin de çok iyi olacak. Merak etme."

Derin bir nefes alarak  anlatmaya başladım.
"2 ay önce oldu bu. Yaz bitmek üzereydi. Zehra yedi aylık sen, beş aylık hamileyken…
Piyasada karpuz yok tabi. Siz ikiniz aynı gece karpuz istediniz. Tabi biz bunu gecenin bir vakti, hâl ve manavları gezerken fark ettik. İkimizde bütün İstanbul'u sabaha kadar karış karış arayıp en sonunda bir Hâl'in kapısında karşılaşınca fark ettik.

Bir baktım ki Nihat'ın saçlar başlar dağılmış, ben tabi her zaman ki cool tavırlarım ile girdim hâle. Saat sabahın altısı olmuş tabi. Adam dükkanı yeni açıyor. Nihat ile birlikte daldık içeri. Dedik böyle böyle bize karpuz lazım. Adam gitti depoya baktı. Elinde bir tane küçük karpuzla geldi. ' Gençler elimde bir tane karpuz kalmış.' dediğini hatırlıyorum en son."

Ayşe merakla gözlerini kocaman açtı.
"Nasıl en son bir karpuz kalmış dediğini hatırlıyorsun. Eee sonra ne oldu?"
"Benden bu kadar Ayşe sonrasını ben anlatamam."
Ayşe Nihat'a döndü kaşlarını çatarak.
"Hayatım! Hemen anlatıyorsun neler olduğunu!"
Nihat başını eğerek "Ne olacak işte en sonunda karpuzu ikiye bölüp eve getirdik." Dedi. Ayşe bu cevapla tatmin olmayınca tiz bir sesle "Nihattt!" Dedi.  O an Nihahahat diye gülmek geldi içimden ama yapmadım. Nihat " Tamam ya tamam anlatıyorum." Diyerek başını kaldırdı.

"Bir karpuzu görünce bizim beynimiz durdu haliyle. Ömer Zehra'ya götürmek için savaşırken, ben de sana getirmek için savaşıyordum. Yaşlı amcanın elinde ki karpuza aynı anda koştuk. Tabi abinin bacak boyunun maşallahı var. Baktım karpuzu alacak gibi duruyor, sarıldım beline hemen. Tabi Ömer beni itmeye çalıştıkça ben daha sıkı tuttum. Sonra da biraz yerde boğuşurken, amcayı karpuzu ikiye bölmüş bir şekilde başımızda beklerken gördük.   Sonra gülerek ayağa kalktık ve karpuzları alıp eve geldik. Bu da aramızda sırdı aslında.

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin