Zehra:
Alev hala hızla yaklaşırken birden önüne pasta canavarı Nihat çıkınca Alev dengesini kaybederek havuza düştü.Hepimiz önce şaşırsakta kahkahalar ile gülmeye başladık. Yüzüne akan rimeli ve dağılan saçları yüzünden korkunç gözüküyordu. Başını sudan çıkarttığında herkesin kendisine gülmesine bozulmuştu.
Sinirle bağırıp çağırıyordu."Biri beni çıkartmayacak mı?"
Gülmekten kimse yerinden kıpırdayamıyordu. Alev iyice çileden çıktı.
"Ömer yardım et ya!"
Ömer gülerken ellerini yüzüne kapatmıştı. Ama kıpkırmızı olduğunu tahmin edebiliyordum. Alev'in Ömer'den beklediği yardım gelmeyince Demir'e seslendi.
"Demir bari sen yardım et!"
Demir de hala kendine gelemediği için cevap bile veremedi. Umutsuzca ve daha da sinirle Nihat'a döndü.
"Senin yüzünden düştüm. Çıkar beni!"
Nihat gülmeye devam ederken kendini toparlayıp konuştu.
"Valla Alev önüne dikkat edecektin. Sen kendin düştün. Ayrıca boğulmadın. Su zaten boynuna bile gelmiyor. Bence kendin çıkabilirsin!"
Alev sinirle havuzdan çıkıp yanımdan geçerken ters ters baktı. Söylene söyle içeri girecekken Nihat seslendi.
"Alev.. Alev bir dur ya…"
Nihat hala gülüyordu. Alev hiddetle dönüp Nihat'a baktı.
"Ne var.. Ne istiyorsun!"
"Hemen gelecek misin? Yoksa pastayı keselim mi?"Nihat'ın söylediğine iyice sinirlenen Alev herkesi tek tek süzdü.
"Ne yaparsanız yapın! Ben gidiyorum!"
"O zaman kesiyoruz! "Diye bağırırken hala gülüyordu Nihat. Pastayı masaya koyduk. Ömer ve ben pastanın önünde duruyorduk. Leyla yanıma gelip Çınar'ı kucağıma verdi.
"Fotoğraf çekeceğim. Ömer Zehra'nın elini tut. Çınar'ı da aranıza alın."
Dediklerini mecburen yaptık. Çantasından çıkarttığı profesyonel makinenin hazırlığını yapıp bize döndü.
"Evet ben hazırım. Gülümseyin çekiyorum! Şimdi de birbirinize bakın ve gülümseyin."
Göz göze geldiğimizde kalbimin değişen ritmi her şeyi daha da zorlaştırıyor.Heyecadan yüzüm alev alev yanıyor ve anında kıpkırmızı olduğuma eminim. Ömer'in güzel gözleri yüzüne yayılan tebessümü şuan nerede olduğumu unutturuyor.
Ömer:
Leyla'nın zorla yaptırdığı şeyler benim hoşuma gitsede Zehra utançtan renkten renge giriyor. Ve aslında buda çok hoşuma gidiyor. Şuan zamanın durmasını ve sadece üçümüzün olmasını isterdim.
BEN..
ZEHRA...
VE ÇINAR…Gözlerinde kaybolmak, sonsuza kadar orada yaşamak isterdim. Gözlerin benden başkasına bakmasın be Zehra. Sadece bana böyle bak. Belki oyun gereği böyle bakıyorsun…
Sahi bir insan oyun için bile olsa AŞKLA bakabilir mi?
Böyle kalmaya razıydım ben..
Ta ki.. Kameranın patlayan flaşı ile kendime gelene kadar."Evet mükemmel bir fotoğraf oldu."
"Bize de göster de bakalım Leyla." Dediğim de işaret parmağını kaldırıp sağa sola sallamaya başladı.
"Olmaz. Düğün aceleye geldi ve ben bir düğün hediyesi bile alamadım. Bugün çekeceğim fotoğraflar size albüm yapacağız Demir ile. Düğün hediyesi.."
"Ne gerek var. Sizin varlığınız yeter."
"Yok öyle olmaz. Biz çoktan karar verdik. Vaz geçiremezsiniz bizi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanficNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...