ASK 49.BÖLÜM

1.4K 160 128
                                    

(Medya Ayşe'nin elbisesi. Zehra'nın ki aşağıda. Okurken görürsünüz. )

ÖMER:
"Neden bu kadar erken kalktın? Çınar mı uyandırdı?" Diye sorduğunda bakışlarımı Çınar'dan çekerek Zehra'ya döndüm.
"Yok hayır. Kıbrıs ihalesi bugün. Son kontroller için erkenden kalktım. Sen yat uyu biraz daha."
"Uyandım artık. Uyuyamam ki."
"Tamam o zaman. Çınar galiba acıktı. Maması nerede?  Karnını doyurayım ben."

Yüzüne hafif tebessümle yayılan mutluluk beni de gülümsetti. İyice gülerken kendini toparlayıp konuşmaya çalıştı. Bende hala gülümsüyorum.
"Sen.. Çınar'a yemek mi?.. yedireceksin… Kusura bakma. Komik değil aslında ama gülmeden edemiyorum. Gözlerimden yaşlar geldi ben bir banyoya gideyim."

Tam gidecekken durdurdum.
"Zehra bir saniye. Hani böyle gülerken gözlerinden yaşlar geliyor ya.. Sevinçten bulutlara çıktığın oluyor…
Şey.. Nasıl desem bilemedim. Benim yüzümden çok ağladın ve…"

Derin bir nefes alıp tek seferde söylemeye karar verdim.
"HEP ÜSTÜNDE KAL BULUTLARIN,
MUTLULUK YAĞMURLARI İLE İN YERYÜZÜNE SADECE.…"

Zehra:
Ne demem lazım şimdi. Buna nasıl bir cevap verilir ki. En iyisi konuyu değiştirmek.

"Ben önceki yaptıklarını sildim. Sende unut onları. Beni tanımadığın içindi o davranışların. Ama artık tanıyorsun bu yüzden o günleri hatırlamak istemiyorum. Sen de unut. Kaan olayına gelirsek…

Anlamadan dinlemeden yaptığın ithamlara gerçekten çok kırıldım. Çünkü bu kadar zamanda ister istemez nasıl bir kişiliğimiz olduğunu, neleri yapıp neleri yapmayacağımızı az çok öğrendik. Yani ben öyle düşünmüştüm. Ama merak etme. Ben öyle kin tutan birisi değilim. Zaten teknede ki kahvaltı ile kendini affettirdin.

Birde son olarak;
Üzdüğün zamanlar oldu evet ama çok mutlu ettiğin de oldu. Çınar'ın burada kalmasına izin vererek beni çok mutlu ettin. Onunla ilgilenirken hiç bir kötü olayı düşünmüyorum ve bu bana çok iyi geliyor. Çok teşekkür ederim..."

Diyerek banyoya girdim. Söylediği söz çok güzeldi. Aynada yüzüme baktım iyi bari kızarmamışım. Ne diyeceğimi bilemediğim için saçmaladım sanki az önce ama neyse en azından bir şey dememe gerek kalmamış oldu. Şimdi durup dururken neden öyle dedi ki ya.

Tabi kızıp gitmeyim diyedir. Ayşe ben gideceğim için üzüleceği içindir. Yoksa neden olacak ki. Arkadaşlığımızı kaybetmemek içindir birde.

ÖMER:
Söyledikleri ile iyice kafam karıştı. Şimdi affetti mi affetmedi mi beni. Of ya her şey neden bu kadar zor olmak zorunda ki.

"Çınar, oğlum sen bir şey desene! Sence  affetti mi beni. Ne dersin?"

Evet küçücük çocukla konuşuyorum. Ben iyice delirdim. Zehra banyodan çıktığında Çınar'ı kucağına verdim.

-1 saat sonra-
"Ben  çıkıyorum. Nihat akşam Ayşe'ye bir sürpriz yapacakmış. Bu yüzden tüm aile yemeğe gidiyoruz. Demir ve Leyla da gelecek."
"Nihat ve Ayşe evde mi kalacaklar? Anlamadım."
"Hayır hayır. Ayşe için hazırladığı sürprizde bizimde yanlarında olmamızı istedi. Nihat herkesi yemeğe çıkaracak o yüzden. Şık bir restoranda olacak dedi."
"Şimdi kalabalık olur orası ama."
"Neden noldu? Bir sorun mu var?"
"Hayır ama ben yabancı bir kalabalığı pek sevmem."
"Anladım. Merak etme bizden başkası olmayacak restoranda. Sadece konak halkı ,  Leyla ve Demir."
"Babam ve Yaseminde mi geliyor?"
"Evet. Artık onlarda bu konağın bir parçası. Neyse ben geç kalıyorum çıkmam lazım. Akşam almaya ben geleceğim sizi. Yasemin ve Salim baba da beklesin. Diğerleri biraz erken gidecekler."
"Tamam. İhalede başarılar. Ben kazanacağına inanıyorum." Dediğinde Ayşe kapıda bizi izliyordu. Zehra'ya yaklaşıp yasağından öptüm.
"Ayşe bakıyor"  diye fısıldadım. Zehra da yaklaşıp yanağımdan öptü.
"Hadi git geç kalma. İhale bitince ara ama. Merakta bırakma" dediğinde Ayşe odaya girdi.
"Abi Nihat da hazır seni bekliyor. Demir Leyla'yı alıp öyle gelecekmiş."
"Alev nerede? Oda gelecek?"
"Bir işim var diyerek çıktı az önce. Gecikmem dedi."
"Neyse tamam hadi ben çıkıyorum akşama görüşürüz."

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin