ASK 67. BÖLÜM

1.3K 125 63
                                    

Demir'in sürdüğü tekne hızla adaya yaklaşırken ağlamayı ve üzülmeyi bir kenara bırakarak, Demir'in yanına çıktım. Ben geldiğim de elinde ki telefonu hızla kapatarak dümen ile ilgilenmeye başladı. Bugün gerçekten garip davranıyor. Demir yani Demir! En aklı başında insan! Düşünecek o kadar şey varken bir de bunu düşünmek yoracağı için görmezden geldim. Yanına giderek konuşmaya başladım.

"Kusura bakma Demir! Bugün doğum günüm ve ben annemden ayrı ilk kez bir doğum günü geçiriyorum. Bu yüzden yalnız kalmak istedim biraz."
"Ne kusuru Zehra. Asıl sen doğum günün de böyle yorucu bir toplantıya geldiğin için sen kusura bakma. Bilmiyordum. Doğum günün kutlu olsun. Leyla da hiç bahsetmedi."
"Unuttu sanırım. Yani o kadar işin gücün arasında normal."

Sesime yansıyan hayal kırıklığını engelleyemedim. Demir de bunu anladı hemen.

" Kızdın mı?"
"Kızmadım..
Ama kırıldım..
Yani ailemden sonra en yakınım Leyla. Ve unutması..
Neyse zaten ben işin hediyesin de ya da sürprizinde değilim. Önemli olan hatırlaması..
Ama kızmıyorum ona tabi ki de."
"Haklısın aslında. Kim olsa kırılır."

Tekneden gelen değişik seslerden sonra yavaşlayarak durduk. Ben merakla Demir'e bakarken bir şeyler ile uğraştı.

"Demir ne oluyor?"
"Anlamadım ki? Birden durdu? Ama yakıt var..
Yani başka bir sorun olmalı. Ama anlayamadım. Toplantıya da geç kalacağız şimdi. Ne yapsak ki.."
"Telefon çekiyor mu? Yardım çağırsak!"
"Benim telefonum çekmiyor. Senin?"

Aşağı inerek çantadan telefonu aldım. Farklı hatlar kullanmamıza rağmen iki telefon da çekmiyor. Çok güzel! Adaya varamadan denizin ortasında mahsur kaldık. Şansa bak ki etraf da bir tane gemi, tekne ya da bot yok! Daha başıma neler gelebilir diye düşünmeye başladım!

"Çekmiyor! Şahane bir doğumgünü geçiriyorum gerçekten. Yorgunluktan bitmiş, toplantıya yetişemeyen, denizin ortasında mahsur kalan bir adet ZEHRA! Şahane!
Daha ne gelebilir acaba başımıza?!"
"Umarım daha fazla bir şey gelmez. Ve gece olmadan çalıştırmanın bir yolunu bulmam lazım."
"Gece olmadan derken! Ne.. ne olabilir ki?"
"Zehra farkındaysan denizin ortasında kaldık ve motor çalışmıyor. Bir fırtına ve ya her hangi bir şey de savunmasız bir durumdayız."
"Tamam tamam yeter bu kadar. Hiç bir şey olmayacak. Sen gidip halledersin şimdi. Yapabilirsin değil mi?"
"Bilmiyorum!"

Ya gerçekten şahane bir gün bu. Çaresizce kendimi koltuğa bırakırken, Demir aşağı indi.
"Gerçekten mükemmel bir gün gerçekten! Bir insan doğumgünün de daha ne aksiyon isteyebilir ki?! Kimse doğumgünümü hatırlamaz!
Ömer bizi adaya toplantıya gönderir!
Tekne bozulur!
Hava kararmak üzere!
ŞAHANE BİR GÜN!"

Saate baktığım zaman altıya geldiğini gördüm. Neredeyse akşam olacaktı ama Demir hala yukarı gelmedi. Neredeyse üç saattir denizin ortasında duruyoruz ve ben her geçen saniye biraz daha korkmaya başlıyorum. Endişeli adımlar ile aşağı inip Demir'i aramaya başladım. Hiç bir yerde yoktu! "Nerede bu adam ya!
Ya suya düştüyse!
Demir!
Demir neredesin!
DEMİR!"

"Ses yok! Allah'ım sen yardım et!"

En son kamaraya geldiğimde uyurken buldum. Uyumak nedir ya! Ben yukarıda saatlerdir bekleyeyim sen burada uyu! Delireceğim! Basının altında ki yastığı hızla çekerek üstüne fırlattım. Birden korku ile sıçradı.
"Ne oluyor Zehra!"
"Ya sen nasıl uyursun Demir! Ben de tamir yapıyorsun zannettim! Ama maşallah uyuyorsun! Nasıl korktum haberin var mı?"
"Yorgunluktan uyuya kalmışım kusura bakma. Üstelik sorunu da buldum."
"Gerçekten mi?"
"Motor eskidiği için çok ısınmadan dolayı kendini korumak için çalışmayı durdurmuş. Ama şimdi dinlendi ve yola çıkabiliriz. Hem ben de tam kalkacaktım zaten."
"Ya tabi kalkacaktın! Düş önüme çabuk. Bunları Leyla'ya anlatacağım! Görürsün sen. Evleneceğin adama dön bak diyeceğim!"

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin