Doktorun yanına çıktım. "Hoş geldiniz Ömer bey. Buyurun oturun." Gösterdiği koltuğa oturdum. "Ben Zehra'nın durumu hakkında bilgi alacaktım. " Bir şeyler söyleyecek ama söze başlayamıyordu. İyice meraklandım. "Bir şey saklamayın doktor bey." Yerine iyice yerleşerek söze başladı. "Bakın Ömer bey bu anlatacaklarımı iyi dinlemelisiniz. Durum ciddi!" Ne oluyordu ne ciddisi. "Anlamadım. Nasıl bir ciddilik bu?
"Bakın Ömer bey Klostrofobi, bilindiği üzre kapalı alanlarda kalma fobisi olarak tanımlanır. Fobisi bulunan kişiler kapalı ve küçük yerlere girmekten korkar, bu yerlere girdiklerinde panik atak geçirerek, nefessiz kalmaktan ve boğulmaktan korkarlar." Duyduklarım beni şaşırttı. Bu hastalığın bu denli ciddi bir boyutu olduğunu bilmiyordum. Endişeyle hastalığın nedenini sordum. "Peki bu hastalık Nasıl ortaya çıkıyor? "
" Bu fobi çocukluk dönemlerinde yaşanmış olan travmatik olaylardan kaynaklanabilir. Bu kişiler bir ortamda kilitli kalmaktan dolayı da korku yaşarlar. Fobinin ciddiyeti ve derecesi kişiden kişiye farklılık göstermektedir.""Yani Zehra'nın bu yüzden mi dumuru ağırlaştı. Oysaki depo o kadarda da küçük değildi."
"Bakın Hastalar küçük yerlerde, asansörlerde, büyükte olsa kapalı mekanlarda kilitli kalmak bu korkulara sebep olur. Yani Zehra hanım depo kilitli olmasaydı muhtemelen böyle bir atak geçirmezdi. Dediğim gibi oradan çıkamama duygusu paniğe neden olur." "Peki bu hastalığın nedenleri nedir?" Sebebini merak ediyordum.
"Aslın da bakarsanız Bu fobinin tek bir nedeni yoktur. Çocukluk ya da ergenlik çağında yaşanmış olan kabul edilemeyecek bir olay buna neden olabilir. Bu çocuğun cezalandırılması için kapalı bir yere kilitlenmesi, bir filmde ya da rüyada görülen esirlikten etkilenme gibi olaylardan kaynaklanabilir. " ne diyeceğimi bilemiyordum. "Peki bunun bir tedavisi var mı?
nasıl yapılır?""Evet tedavisi var. Fakat Tedavi öncesinde bu korkuların ne zaman başladığı, nasıl yaşandığı, sıklık miktarı, belirtileri araştırılarak uygulanacak tedavi belirlenmelidir. Tedavi çoğunlukla psikoterapi yöntemi yoluyla uygulanır. Terapi sırasında korkuya yenebilmek için alıştırmalar yapılır, korkularıyla yüz yüze gelme, kaygılarla mücadele çalışmaları yapılır. Tabi bu korkuyla yüzleşme olayı doktor gözetiminde yapılmalı. "
"Anladım çok teşekkür ederim. Ben Zehra'nın yanına gidiyim. Kolay gelsin" diyerek odadan çıktım. Buna sebep olanı hemen bulmalıyım. Zehra'nın bu yaşadığı şey yüzünden sinirlerim iyice gerildi. Hastanede oluşumuz sebepsiz yere bana yener hakkındaki konuşmalarını hatırlattı. Ben ne zaman en ufak bir kıpırtı hissetsem içimde aklıma bana söylediği yalan geliyor. Sevgilisi olduğu halde neden sevgilim değil diyor. Ben ona bu konu yüzünden karışacak değilim. Tek istediğim altı ay yalan söylememesi. Çok mu zor bu ya. Kapıya geldiğimde iki kere tıklatıp içeri girdim. Zehra da yasemin de iyice toparlamış kendini. "Ne zaman çıkacağız hastaneden. Zaten düğün de iptal oldu. Az önce Ayşe aradı. Asya bugün yapalım diye tutturmuş. " dedi. "Yarın yaparız " dedim. İtiraz etti. "Nikah memurunu ara işi bittiyse gelsin eve. Ayşe ve Asya üzülmesin. Ben iyiyim." Amacı neydi ki... Gerçekten Ayşe için mi istiyor. "Yasemin bize iki su alabilir misin canım" diyerek odadan gönderdim. "Neden bugün olsun diye ısrar ediyorsun. " gözlerini devirdi. "Kimseyi suçlamak istemiyorum ama bir gece önce alev bu düğün olmayacak diye tehdit ediyor. Ertesi gün gerçekten de olmuyor. O kapıda ben girerken kilit yoktu. Sadece sürgüsü inmişti. Ama sonra biri gelip kilitledi. Buna eminim. Kim yaptı görmedim ama bizi yada sadece beni kilitlemekti amaç bilmiyorum. Of. Yarın da başıma bir şey gelsin istemiyorum. Anladın mı? Hem bizi hem kendimi hem Ayşeyi düşünüyorum ben. Ara şimdi lütfen."
Aslında haklıydı. Bende alevden şüpheleniyorum. Ama kamera kayıtlarına bakmadan bir şey yapamam. Telefonu sol cebimden çıkararak memuru aradım. Birazdan yola çıkacağını söyleyerek kapattı. Zehra ya döndüm. "Birazdan yola çıkacakmış. Gidelim mi. " elini uzattı. "Bu gelinlik hiç rahat değil. Yardım eder misin? " dediğinde bir elimle elini tuttum. Diğer elim ile belini kavrayarak destek oldum. Ayağa kalktığın da henüz ayakkabısını giymediği için uzun olan gelinliğine bastı. Dengesini kaybetti. Düşeceği sırada belinden kavrayarak tuttum. Birbirimize çok yakındık. Korku ile aldığı derin ve hızlı nefesleri yüzüm de hissede biliyorum. Birden toparlandı. "Teşekkür ederim" diyerek ayakkabısını giydi. Odadan çıkmak için kapıya giderken elinden tuttum. "Dur. Araba demirde arayana kadar otur koltukta." yüzüme bakıp kafa sallayarak odadaki kanepeye oturdu...
Telefonu çıkararak demir i aradım.
"Alo demir bizim hastanede işimiz bitti de. Nikah memuru eve geçiyor. Bizi alabilir misin?"
"Nikah memuru mu? Kız daha yeni çıkacak Ömer emin misin bu yaptığından?"
"Zehra istedi nikah olmasını. Neyse hadi gelip bizi al da beraber eve gidelim."
"Tamam bekleyin on dakikaya geliyorum"Telefonu kapattığım da Ayşeyi aramamı istedi. Arayıp telefonu uzattım.
"Alo abiciğim Zehra nasıl oldu."
"Ayşeciğim benim Zehra. İyiyim canım ben merak etme. Tamam mı?"
"Tamam canım benim. "
"Ha Ayşe bu arada nikah memuru gelecek birazdan. Bizde hastaneden çıkacağız. Yarım saate evde oluruz canım."
"Gerçekten mi Asya buna çok sevinecek. Çok teşekkür ederim zehracığım."
"Hadi görüşürüz Ayşeciğim."Telefonu bana uzattı. "Teşekkür ederim" diyerek. Demirin gelmesine daha vardı. Ayakta durmaktan vazgeçip sakince Yerime oturdum. Zehra ile otururken Kapı çaldı ve Yasemin içeri girdi. "Aa abla kalkmışsınız" diyerek yanımıza oturdu oda. "Evet canım birazdan Demir gelecek eve gideceğiz nikah için" dedi. " Ama abla bugün yaşadıklarından sonra sıkıntı olmayacak mı. Yoruldum sen" dedi. Zehra'nın vereceği tepkiyi merak ettim. "İyiyim ben yasemin merak etme. Akşam erken yatar dinlenirim hem" dedi. Biz sohbet ederken demir geldi. Arabaya binerek eve geldik. Ayşe bizi kapıda karşıladı. " Zehra canım çok geçmiş olsun Bugün yaşadıkların için gerçekten çok üzüldüm. Ama artık iyisin. biz Yukarı çıkalım makyajını tazeleyelim abim de burada beklesin bizi."
Ayşe ve Zehra yukarı çıktığında Demir yanıma geldi. " Konuşmamız gerek Ömer çok önemli çalışma odasına gidelim biz." diyerek beni çekiştirdi. " Evet Demir seni dinliyorum önemli mesele ne? yoksa kamera kayıtları hakkında mı?" oda da huzursuzca dolandı. "Demir ne olduğunu artık anlatır mısın." masamı göstererek "otur da öyle konuşalım"
Bölüm sonu. Bakalım neler anlatacak demir.
+50 beğeni geldiğinde yeni bölüm gelir. Bölümü henüz yazmaya başlamadım. 😢 O yüzden sınır yüksek. Ama siz bu sınırı doldurursunuz ben biliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere iyi bakin kendinize 😉😝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanficNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...