Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)

ASK 61. BÖLÜM

Medyanın bölümle alakası yok ama görünce aklıma Alev Ömer Zehra üçlüsü geldi. 😂😂😂😂

Bu bölüm de geçen Zehra ve Kaan'ın anlattığı olayları sevgili yazarınız yaşadı. 😂😂 Bunu bilerek okuyun 😂😂 bu bölümü Yasemin rolündeki kardeşim zehraaskfan 'a ithaf ediyorum. 😂😂

Keyifli okumalar 💕💕💕
•••••••

Zehra:
Biraz durup nabız kontrolü yaptım. Herkes duyacakları şeyi merakla bekledi. Gülmemek için kendimi zor tutarak devam ettim.

"Salon kapısı kapalıydı. Elimi kulba koyarak yavaşça açtım. Gördüğümüz karşısında korku ile birbirimize baktık. Çünkü salonda ki televizyon açıktı!"

Sessizce tek tek yüzlerini inceledim. Kimisi şaşkın kimisi merak kimiside endişe ile yüzüme baktı. Nihat önce küçük bir kahkaha atarak konuşmaya başladı.

"Ne var ki bunda. Biriniz açık unuttunuz muhtemelen."

Leyla hemen söze atıldı. "Hayır Nihat öyle olmadı işte. Evde ki herkes gittikten sonra biz Zehra ile bütün odaları topladık. Yani o televizyon kapalıydı buna eminim."

Bende Leyla'yı onayladıktan sonra o günü tekrar düşündüm. Sahi o televizyon nasıl açılmıştı. Düşününce bir ürperti ile titredim. Mert'in sesi ile başımı kaldırıp ona baktım.

"Kaan'ın yapmış olma olasılığı yok mu Zehra?"

Bunu o zaman bende düşünerek Kaan'a sordum. Fakat ailesi üzerine yemin ederek yapmadığını söyledi. Üstelik Kaan yalan söyleyen birisi de değil. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp Mert'e döndüm.

"Yok Mert. Kaan asla yalan söylemez. Hiç sevmez yalanı. Bunu bildiğimiz için ısrarla sorduk o zaman Kaan'a. Ailesi üzerine yemin etti. Kaan değil yapan."

Herkes mantıklı bir sebep bulmaya çalışırken bir sürü fikir sundular. Kimisi saçma kimisi mantıklı olsa da hepsini bir şekilde eledik hep beraber. En son Ömer'in televizyon tuşunda bir gevşeklik olması ihtimali üzerinde dururken babamın sesi ile başımı kaldırıp dinlemeye başladım. Bu teoriyi nasıl çürütecek diye.

"Yok oğlum oda imkansız. Çünkü bizim televizyon tuşu zor açılıp kapanan bir tuş ve öyle kendi kendine gevşemesi de imkansız. O televizyon bozulana kadar o tuş hep sertti, bunuda eleyin.

Yalnız Zehra böyle birşey yaşayıp benden saklaman hiç hoş değil. Bunları neden anlatmadın. Neyse onu bırak da hırsız olma ihtimali var mı?" Diye sorunca babam başımı olumsuz anlamda sağa sola salladım. Kaan söze atıldı bu sefer.

"Salim baba o zamanlar siz bir apartmanda oturuyordunuz. Sonra müstakil eve taşındınız. Yani o dördüncü kata hırsız girme ihtimali de yok. Sonuç olarak bu olay böyle çözülememiş gizemler arasında yerini aldı.

Madem herkes anlatıyor bir tane de benden olsun değil mi Zehra! Bodrum macerasını bilsin herkes."
Diyerek gülünce biz Leyla ile birlikte Yasemin'e bakınca Yasemin gülmeye başladı. Herkes daha fazla merak içinde kalmasın diye Kaan hemen anlatmaya başladı.

"Yine bu televizyon olayının yaşandığı yıl oyun oynamak için aşağı indik. Hava o gün aslında çok iyi iken birden gök gürültüsü ve Yağmurun başlaması ile    apartmanın bodrumuna girip oturmaya başladık yağmur dinsin diye. Eve çıksak ailemiz bir daha indirmez diye çıkmadık. Yasemin de acıkıp yemek yemeye çıkmıştı. Biz bodrumda otururken kapıyı da kapatmıştık. Hava zaten bulutlardan dolayı karanlık iken bir de biz kapıyı örtünce iyice karanlık oldu. Yerde daire şeklinde otururken şimşek ve gök gürültüsü şiddetli bir şekilde devam ediyordu. Sonra  şimşek çaktığı sırada bütün bodrum ışığı ile aydınlandı. Tam o anda bodrum kapısı gıcırdama ile açılınca herkes çığlık atmaya başladı. Kapıya bakınca gri kapşonlu şapkası yüzünün yarısına kadar çekilmiş küçük biri girdi. Tabi çok korktuk biz. Zehra korkudan ağlamaya başladı. Gelenin Yasemin olduğunu gördükten sonradan, on dakika kendimize gelemedik. Korkudan ağlayan mı dersin korkup eve kaçan çocuklar mı dersin, o günde Yasemin yüzünden böyle olaylı olmuştu. İtiraf edeyim bende çok korktum o gün."