ASK 65. BÖLÜM

1.3K 142 100
                                    

Zehra'nın elini eline aldığında nazikçe kremi sürmeye başladı. Gözleri ile Zehra'ya  bakarken kremi sürmeye devam etti. Zehra bir ara eli sızlamaya başlayınca yüzünü ekşiterek elini çekti. Ömer tekrar nazikçe avuçlarına alarak eline üfledi. Kremi sürdükten sonra bir doktor gibi tekrar sardı elini.
"Krem iyi geldi mi? Nasıl oldu elin şimdi?"
"Biraz sızlıyor. Ama geçer , doktor olabileceğini söylemişti."
"Demek sızlıyor. Ne yapsak ki?"

••••••
Ömer bir süre düşündükten sonra Zehra'nın sargılı elini avuçlarına aldı. Yavaşça başını eğerek Zehra'nın elini öptü usulca.

Zehra:
Elime krem sürmesini anlarım tamam da bu neydi şimdi. Kızarmaya başlamadan benim bir an önce gitmem lazım.

Ayağa kalkıp gitmek için yeltendiğim  zaman sağ elimi tutarak yatağa geri oturttu. Deli gibi atan kalbim herşeyi daha da zorlaştırıyordu. Zaten hislerime engel olamayıp yanında sürekli heyecan yapmam yetmezmiş gibi bir de böyle davranarak hayatımı daha da zorluyordu. Yapma Ömer! Yapma ne olur. Her şey bittiğin de seni unutmak zorundayım. Sende beni.. Yapma ne olursun böyle.

Yüzüme gülümseyerek baktıktan sonra yeşil koltuğa oturdu. Ellerini dizlerine koyarak parmaklarını birbirine kenetledi.
"Belki annen gibi koruyamam seni ama hep yanında olabilirim.
Belki acılarını annen gibi saramam ama hafiflete bilirim.
Belki yokluğunu dolduramam ama destek olabilirim.
Tabi sende istersen.
Sen de istersen hayatını bir nebze olsun kolaylaştıra bilirim."

Gözlerimi kapatarak genzimi yakan acı nefesi içime doldurdum. Ayşe iyileştiği zaman bitecek bir oyuna kendimi kaptırmamam gerekiyordu.
Ama ben her geçen gün buraya daha da bağlanıyorum. Ömer'e daha da bağlanıyorum.

"Ömer ben..
Yani bu oyun.."
"Bir şey söyleme şimdi. Her ne olursa olsun ben senin, ailenin yanında olacağım."
"Biliyorum.. Teşekkür ederim."

•••••••

Karışan aklım ve darmadağın düşünceler içinde sabahın ilk ışıkları ile kendimi her zamanki gibi sahile attım. Neredeyse yaz mevsimi gelmişti. Fakat sabahın ilk ışıkların da esen soğuk meltem her bir saç telimi dondurdu. Sabah Leyla ile konuşmak istediğim için  mesaj atmıştım erkenden.

Canım arkadaşım beni kırmayarak bu erken saate rağmen gelmeyi kabul etti. Omzuma dokunan sıcak eli hissedince başımı kaldırdım. Leyla tam karşımda endişe ile duruyordu.

"Zehra bir şey mi oldu. Sabahın bu saatinde ne konuşacağız?"
"Bir şey olmadı.
Yani bugün olmadı.
Aslında bilmiyorum Leyla.
Neler olduğunu anlayamıyorum.
Ve belirsizlik beni çok yoruyor."

Biraz beni süzdükten sonra sağ elimi avuçlarına aldı.

"Hadi anlat neler oldu? Neden canın sıkkın?"
"Leyla Ömer'in bu son zamanlarda ki haline bir anlam veremiyorum. Dün elime krem sürdü. Sonra elimi avuçlarına alarak öptü. Üstüne birde;
Belki annen gibi koruyamam seni ama hep yanında olabilirim.
Belki acılarını annen gibi saramam ama hafiflete bilirim.
Belki yokluğunu dolduramam ama destek olabilirim.
Tabi sende istersen.
Sen de istersen hayatını bir nebze olsun kolaylaştıra bilirim.
Dedi. Yani ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum artık. Yanlış şeyler düşünüp boş hayaller peşinde koşmak istemiyorum. Yüksekten düşmek istemiyorum."

Yanıma gelerek ağaca yaslandı. Beni dizlerine yatırarak saçlarımı okşamaya başladı.

"Daha önce de sözleşmeyi yaktı demiştin. Zehra bence Ömer sana deli gibi aşık. Ne bileyim sana söylediği şeyleri yada bir benzerini bana söylemiyor mesela. Eğer sadece arkadaş gibi baksa benzeri şeyleri bana ya da bir başka yakın arkadaşına da söylemeli. Ama Ömer öyle yapmıyor. Hem sana bakarken gözleri nasıl parlıyor bir görsen."

Heyecan ve ufak umut kırıntıları ile kalktım. Leyla'nın gözlerinin içine bakarak sustum. Tereddüt ederek ürkekçe konuştum.

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"
"Evet. Sende demek artık Ömer'i sevdiğini kabullendin."

Leyla'nın muzur gülüşünü es geçerek sorusunu yanıtladım.

"Yanında kalbim deli gibi atıyor. Söylediği sözler yüreğime dokunuyor. Sadece beni değil ailemi de koruyor. Yani öyle işte Leyla. Bir ad koyamam bu duruma."
"Koyarsın, bunun adı AŞK Zehra. Sen Ömer'e aşıksın."
"Leyla öyle deme ya. Utanıyorum."

Leyla birden endişe ile ayağa kalktı.
"Hih! Zehra!
3 gün sonra senin doğumgünün.
Acaba Ömer senin için ne gibi bir sürpriz yapacak."
"Saçmalama Leyla nereden hatırlasın. Biz normal bir evlilik yapmadık. Onu mu düşünecek."
"Ben hatırlatırım." Diyerek gülmeye başlayınca kaşlarımı çattım.
"Hayır Leyla. Hem ben bir hazırlık beklemiyorum ki. Yanım da olsun yeter. Bana inansın güvensin yeter. Söz ver bana bu konuyu acmayacaksın."
"Tamam. Söz veriyorum Ömer'e bu konudan bahsetmek yok.
Ama ben birşeyler hazırlarım."
"Leyla o kadar dosya bitti de hazırlığın kaldı. Senin varlığın yeter bana. Sen zaten benim için en büyük hediye ve en güzel sürprizsin."
"Ağzından bal damlıyor Zehra ama ben çok acıktım. Hadi konağa gidelim hava da soğudu. Beni bir doyur bakayım."
"İstediğin yemek olsun canım. Hadi gidelim."

Kol kola girerek konağa yürümeye başladık. Leyla  söylediklerinden sonra daha da çok umutlandırdı.
Acaba ….
Acaba Ömer beni gerçekten seviyor mu? Ya düşündüğüm gibi değilse. Ya Leyla da yanılmıyorsa!

•••••

Kahvaltının ardından Mert, Nihat ve Ayşe'yi de alarak şirkete gitmek için evden çıktık. Leyla Ömer ve ben beraber gidiyorduk. Bugün yeterince beni konuştuk bence artık Leyla dan bahsetmek gerekti.
"E Leyla sizin evlilik ne zaman. Yani Demir'i daha fazla bekletmek olmaz değil mi?" Diye gülmeye başladım.
"Yani bana kalsa bekletmem ama ortada bir evlilik teklifi yok ki! Ömer senin bu arkadaşın çok düşüncesiz. Zaten bir seni seviyorum demek bile aylarını aldı. Artık 3-5 seneye evlilik teklifi anca gelir."
"Tüh desene bu yaz bir düğün yok."
"Kaan'a bir kız bulmak lazım Zehra. Yoksa bilirsin Kaan'a kalsa hiç evlenmez."

Birden sevinçle arkaya döndüm
"Buldum!"
"Kim ben tanıyor muyum?"
"Elim yandığı için dün doktora gittim ya..
Benimle ilgilenen Eslem doktor çok tatlı çok şeker biri. O olabilir."
Konuşmanın başından beri bizi sessizce dinleyen Ömer konuşmaya katıldı.
"Vay arkadaş. Çöpçatan olmuş bu ikisi. Demir'e  söyleyeceğim Leyla. Kaan'ın başını bağlamak size mi kaldı. Çocuk kendi bulsun."
"Biz zaten birşey yapmayacağız. Sadece tanıştıracağım Ömer. Bir hafta sonra gel demişti Eslem. Kaan'ı da alıp öyle gideceğim. Hem ikiside doktor. Tam birbirlerine göre."
"Zehra haklı Ömer. Üstelik Kaan da mutlu olmayı hak ediyor. Şu doktor Eslem'e ben bir muayene olayım. Benimle gelirsin değil mi Zehra?"
"Gelirim tabi. Abim Mert zaten bir sevgilim var demişti. Yenge ile tanışmak lazım.
Ömer senin arkadaşın Ali Fatih'in de vardı değil mi bir sevdiği.  Bir gün hep beraber yemeğe çıkalım."
"Kaan'ı anlarım ama benim arkadaşıma neden karışıyorsunuz."
"Yuva yapanın yuvası olur demiş atalarımız Ömer. Belki böylece Demir elini çabuk tutar."
"Tamam ben artık karışmam. Ne halimiz varsa görün. Beni karıştırmak yok ama."

Diyerek gülmeye başladığında hep birlikte güldük. Ömer'in odasına geldiğimizde Ayşe ve ben hariç herkes dosyaların başına oturdu. Dün biten dosyaları arşive götürmeye başladık. O kadar çok dosya vardı ki taşı taşı bitmiyor. Öğlen olduğunda taşıma işi bitmişti. Yemek arası için toplanırken Mert bizi durdurdu.

"Arkadaşlar bir dakika. Çok büyük bir sorunumuz var."
"Ne oluyor abi?"
"Zehra, Ömer herkes buraya gelebilir mi?"

Bölüm sonu.
Bu sefer bölüm içime sindi 😂😂
Güzel oldu mu bilmem ama. Cidden bu sefer içime sindi bölüm 😂

Oy ve yorumlar yükselsin lütfen arkadaşlar.
Bayramda bölüm atabilir miyim bilmiyorum o yüzden herkese şimdiden iyi bayramlar. 🤗🤗🤗

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin