Ömer'in sözü biter bitmez kırılan vazo sesi ile Zehra ve Ömer panikle birbirine baktı. Kaan kalkarak kapıyı açtığında Ayşe kapıda şaşkınca Ömer'e bakıyordu. Bir iki adım atarak odaya girdi. Kaan kapıyı kapatarak olanları anlamaya çalıştı. Ayşe Ömer'in tam karşısında durdu.
"Abi!"
Diyerek bir açıklama bekledi.
Ayşe tekli koltukta oturan Ömer'e bakıyordu hala bir açıklama beklercesine. Zehra Ayşe'ye bakarak hemen birşeyler düşünmeye başladı.
"Ayşe canım gel otur. Sen ne duydun? Yani neden şaşırdın bu kadar?" Zehra durumu toparlamaya çalışırken Ömer herşeyi anlatmaya karar vermişti.
"Canım bak ne kadarını duydun bilmiyorum ama ben böyle olmasını istemezdim.
Yani…
Doktor öyle dediğinde sana diyemedim."Ayşe tepkisiz bir şekilde şaşkınlıkla konuşmaya başladı.
"Ne zamandan beri biliyorsunuz? Siz ne zaman öğrendiniz!?"Ömer ve Zehra kocaman açılan gözleri ile birbirine bakarken ilk olarak Zehra kendini toparladı.
"Nasıl yani?
Ne..? Siz ne zaman öğrendiniz derken!?"
Ayşe başını eğerek gözlerini sımsıkı kapattı. Gözlerini açmadan konuşmaya başladı. Zaten nasıl bakacaktı ki yüzlerine. ' öleceğimi biliyordum. Sizden sakladım' diyemezsin ya gözlerine bakarken.
"Ben.. Halsizliğimden sürekli başımın dönmesinden falan şüphelenip doktora gittim. Sizin söylediklerinizin benzerini söyledi doktorda.Bende kalan ömrüm de abimin evlendiğini göreyim diyerekten…"Ömer Ayşe'nin sözünü kestiğinde hala şaşkındır.
"Bir dakika!
Bir dakika!
Nasıl yani.. Sen en başından beri hasta olduğunu biliyor muydun Ayşe! Ve benden sakladın."
Ayşe gözlerini Ömer'e dikerek konuştu.
"Abi nasıl derdim sana öleceğimi. Bana ne kadar düşkün olduğunu bilirken bu kötülüğü sana nasıl yapardım ki..
Hem yine olsa yine saklardım. Yani sen nasıl bana söylemediysen bende öyle söylemedim.Üstelik bana birşey olursa gözüm arkada da kalmayacak çünkü Zehra var."
Şaşkınlık ile olanları izleyen Zehra kendini toparlayıp söze başladı.
"Peki şimdi ne olacak?"
"Az önce Doktor Kaan'ın bahsettiği tedaviyi duydum. Ben bunu denemek istiyorum. Ailem ile kalmak istiyorum. Asya çok küçük. Bu yüzden bütün riskleri göze alıyorum ben. Fakat sizden bir ricam var. Bu olanlar nasıl bir sır olarak saklandıysa yine öyle devam etsin. Nihat annem kimse bilmesin."Zehra çocuksu bir sesle söze başladı.
"Ayşe canım yalnız bir sorunumuz var. Bunları bilen sadece biz değiliz. Demir ve Leyla da durumdan haberdar. Yani altı kişi biliyoruz bu sırrı."
Ayşe gülerek arkasına yaslandı.
"Oh maşallah maşallah ben hariç herkes de biliyor. Valla sizi tebrik ediyorum. İyi sakladınız cidden."Kaan söze atıldı.
"Madem sorunlar halledildi. Hastanede yatman gereken sürede Leyla da kalacağını söylersek bu işte tamam olur."
"Tamam doktorum siz ne derseniz o. Bu arada tanışmadık ben Ayşe." Ayşe gülerken uzattığı eli sıktı Kaan.
"Bende Kaan. Zehra'nın çocukluk arkadaşı."
"Ay ne güzel. O zaman Leyla ile de çok samimisindir."
"Evet öyleyiz."Açılan kapı ile herkes gelene baktı. Nihat herkesi neşeli görünce çok şaşırdı. Sanki bir kaç saat önce o TV haberi olamamış gibi davranıyorlardı.
"Allah muhabbetinizi artırsın da
Farkındaysan Ömer bir televizyon haberi ile mezar olayı öğrendik biz biliyorsun değil mi ? Ne bu neşe?"
"O işi halledeceğim merak etme."Nihat konuşmak için ağzını açtığında Ömer'in çalan telefon müziği tüm odayı doldurdu. Ömer arayana bakıp Hilmi olduğunu gördüğünde sesi hoparlöre verdi.
"Ne istiyorsun Hilmi Yılmaz!"
"Sabah ki mesajımı almışsındır diye düşünüyorum!"
"Biliyordum sen olduğunu! Beni bunlar ile mi tehtid edeceksin. Seni hapse tıkacağım için bunları yapıyorsun."
"Hayır Kervancıoğlu! Bu sefer yanıldın. Oğlum gibi kızımı da benden aldığın için bu tehdit."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanfictionNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...