ASK 64. BÖLÜM

1.3K 142 86
                                    

Kafeye geldiklerinde Ökkeş'i de alarak sahili gören cam kenarı bir masaya oturdular.
"Ayşe kızım ne gerek vardı. Ben arabada beklerdim."
"Olur mu Ökkeş abi.  Sen aileden birisin sende bizimle oturabilirsin tabiki de. Bir daha duymak istemiyorum böyle birşey lütfen."
"Peki Ayşe kızım sen nasıl istersen."

Bir saate yakın kafede durduktan sonra Zehra  hesabı istedi. O sırada Ayşe telefonu çıkartarak Nihat'ı aradı.
"Çalıyor. Ama açmadı. Allah Allah Nihat hiç böyle yapmazdı ki…
Zehra sende abimi arar mısın. Ben Mert'i  arayıp sorayım."

Ömer ve Mert de telefonlarını açmayınca  iyice endişelendiler. Hızla arabaya binerek şirkete gitmek için yola koyuldular. Yirmi dakika içinde şirkete geldiler. Ayşe ve Zehra koşarak yönetim katına çıktılar. Ömer'in odasının kapısını büyük bir panikle açtıklarında şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Leyla ve Nihat toplantı masasında kollarının üzerinde,  Ömer kendi masasında ve Mert de koltukta ayaklarını uzatmış bir şekilde uyuyordu.

Şaşkınlıklarını attıktan sonra sessizce gülmeye başladılar. Ayşe telefonunu çıkararak bu anı ölümsüz yapmak için fotoğrafını çekti. Daha sonra herkesi uyandırdılar. Ömer elini boynuna götürerek yavaşça hareket etmeye çalıştı. Masada uyuduğu için boynu tutulmuş ve hareket etmekte zorlanıyordu. Mert uyuşan ayaklarını zar zor toplayarak ayağa kalktı.
Nihat ve Leyla'nın da Ömer den pek bir farkı yoktu.

Kendilerine geldiklerinde Ayşe ve Zehra'yı yeni fark ettiler. Sendeleyerek Zehra'nın yanına gelen Ömer  ayakta durmaya çalıştı.
"Her yanım tutulmuş. Resmen şirket gazisi olarak tarihe geçtik. Gözümü bile açamıyorum."
"Ömer haklı. Bende aynı durumdayım. Ayşe saat kaç? Siz neden geldiniz?"
"Telefonları açmadınız. Bizde endişe yapıp geldik hemen. Saat sekize geliyor. Akşam yemeği için geç kalırsak annem bizi eve almaz."
"O kadar oldumu ya? Hadi çabuk gidelim o zaman. Müzeyyen sultanı kızdırmak istemeyiz."

•••••••

Ayşe Nihat ile arabaya bindiğinde Mert Ömer'in arabasını aldı.  Zehra ve Ömer de Ökkeş'in sürdüğü arabaya binerek yola çıktılar. Arabanın sağ koltuğuna Zehra yanına da Ömer oturdu. Ömer şirkette fark etmediği Zehra'nın sargılı sol elini görünce kaşlarını çattı.
"Senin eline ne oldu. Neden sargılı?"
"Önemli birşey değil."
Ömer bastıra bastıra "Zehra ne oldu dedim." dediğinde Zehra çekinerek arabanın içini incelemeye başladı. Ömer Zehra'nın elini eline aldı nazikçe. En yumuşak ses tonu ile tekrar sordu.
"Hadi söyle. Eline ne oldu? Neden haber etmedin?"
"Öğleden sonra kahve içerken dalgınlıkla elime döktüm."

Ömer şaşkınlık ve üzüntü ile Zehra'nın yüzüne baktı. Sevdiği kadının canı kim bilir ne kadar yanmıştı.
"Sıcak mıydı?"
"Yani...
Yeni almıştım mutfaktan."
"Neden beni aramadın. Hastaneye giderdik. Ökkeş abi hastaneye gidelim."
"Gerek yok Ömer. Biz Ayşe ve Ökkeş abi ile zaten gittik. Bir krem verdi doktor. Bir hafta sonra kontrol için gelin dedi."
"Peki elin acıyor mu?"
"Sadece biraz sızlıyor. Kremi sürersen geçer dedi doktor."
"Eve gidince bakmak istiyorum eline."
"Gerçekten gerek yok Ömer iyiyim ben."
"Hayır bakmak istiyorum Zehra. Lütfen!"

Konağa geldikleri için konuşma yarıda kaldı. Arabadan inerek akşam yemeği için hep birlikte salona geçtiler. Leyla ve Demir çok yoruldukları için evlerine gitmek istedi. Dinlenmek için şirketten kendi evlerine geçtiler. Masaya oturdukları zaman Müzeyyen Ayşe ve Zehra'ya birden nereye kayboldukarını sordu.

"Anne Zehra'nın eli yandı bugün. Kahve döküldü. Hastaneye gittik. O yüzden haber veredim.
Abi Zehra anlattı mı sana olanları?"
"Evet Ayşe anlattı. Hatta neden haber vermediniz diye de kızdım."
"Keşke tek kızacağın o olsa."
"Başka bir şey daha mı oldu?"
"Zehra söylemedin mi?"
"Ayşe gerek yoktu ki.."
"Abi ben istemeden Zehra'nın eline kahve döktüm. Dalgınlıkla denizi seyrediyordu. Bende kendimi fark ettirmek için koluna dokundum. Zehra da korkup kahveyi eline döktü. Yani bütün suç benim."
"Demek karımın elini sen yaktın benim sevgili kardeşim. Sen karımın elini yaktığın için , Zehra da haber vermediği için cezalı."
"Ceza mı? Ne gibi abi?"
"Bugün şirkette halimizi gördünüz. Biten dosyaları yerine götürmek ve bize yardım etmek için ikinci bir emre kadar ikiniz de şirket çalışanı olacaksınız."
"Ama abi ben istemeden yaktım."
"Orasını önceden düşünecektin Ayşe." Diyerek gülmeye başladı Ömer.

Ayşe Zehra'ya beni kurtar bakışı atarken Zehra gülerek konuştu.
"Ben sana söyleme demiştim Ayşe. Sen kendini yaktın. Şimdi bizi kim kurtaracak bakalım." diyerek gülmeye devam etti.
Salim olan biteni sessizce izledikten sonra konuşmaya dahil oldu.
"Durun bir de ben deneyim. Belki damat babasını kırmaz. Değil mi damat."
"Salim baba başka bir zaman olsa seni tabi kırmam ama daha Zehra ile bu sabah anlaştık. Birbirimize söylemediğimiz her şey için bir ceza olacak dedik. Yani bu sefer bu cezayı mecbur vermem lazım." diyerek gülmeye başladığı zaman herkes Ömer'in neşesine ortak oldu.

Yemekler bittiğin de herkes yorgun olduğu için erkenden odasına çekildi. Zehra üzerini değiştirerek banyoya dişlerini fırçalamak için girdiğinde Ömer pjamalarını giyerek odaya geldi.
"Kremi sürdün mü?"
"Şimdi süreceğim. Daha sürmedim."
"Getir kremi ben sürerim."
"Gerek yok. Ben hallederim."
"Olmaz. Hadi inat etmede otur şuraya."

Yatağın ucuna Zehra'yı oturttu. Yeşil geniş tekli koltuğu yatağa yaklaştırıp kendiside oturdu. Sargılı yavaşça açtı. Zehra'nın eli kıpkırmızı olmuştu. Kendi canı yanmış gibi acı ile Zehra'nın yüzüne baktı.
"Dediğin kadar hafif bir yanık değil bu. Çok sızlıyor olmalı. Neden söylemiyorsun acıdığını? Bu bir zayıflık değil biliyorsun."
"Biliyorum ama Ayşe zaten yeterince suçluyordu kendini. Birde ben sızlanmaya başlarsam kendini iyice suçlayacak. Zaten Ayşe'ye boşuna ceza verdin. İsteyerek yapmadı sonuçta. Zaten çok panik yaptı bugün."
"Yardım etmiş olur bize iyi olur. Hem kafası da dağılır. Sen Ayşe'yi düşünme şuan."
"Nasıl düşünmeyim. Ben Ayşe için buradayım."
"Sen şuan kendini düşünmelisin."

Zehra'nın elini eline aldığında nazikçe kremi sürmeye başladı. Gözleri ile Zehra'ya  bakarken kremi sürmeye devam etti. Zehra bir ara eli sızlamaya başlayınca yüzünü ekşiterek elini çekti. Ömer tekrar nazikçe avuçlarına alarak eline üfledi. Kremi sürdükten sonra bir doktor gibi tekrar sardı elini.
"Krem iyi geldi mi? Nasıl oldu elin şimdi?"
"Biraz sızlıyor. Ama geçer , doktor olabileceğini söylemişti."
"Demek sızlıyor. Ne yapsak ki?"

Ömer bir süre düşündükten sonra Zehra'nın sargılı elini avuçlarına aldı. Yavaşça başını eğerek Zehra'nın elini öptü usulca.

Bölüm sonu.

ZehÖm sahnesi kısa sürdü. Ama aklıma bu kadar geldi. Bir sonra ki bölüm en geç iki üç güne gelir.

Oyları yüksek tutarsanız çok sevinirim. Oy vermek bir kaç saniyenizi alır sadece. 🤗🤗🤗

Sizce Zehra nasıl bir tepki verecek? 😂😂

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin