Ömer:
Ayşe'nin bizi seyrettiğini görünce Zehra'ya biraz daha yaklaştım. Aramızdaki mesafe bir kaç santim kadardı. Gözleri ile gözlerime bakarken "sence bu kadarı gerekli mi?" Diye sordu. Ayşeyi işaret ederken karışan aklım ve hızla atan kalbime engel olmalıydım. "Ayşe bizi izliyor Yoksa bende meraklı değilim" dedim. Kaşlarını çatarak gözlerini kıstı. Müzik bittiğinde bir adım geri çekildim.Davetliler yavaş yavaş toplanıp bizi tebrik ederek gitmeye başladı. Yarım saatlik merasimin ardından ailem ve dostlarım kalmıştı. Hep beraber salona geçtik. Annem Zehra'nın yanına gelip oturdu. Zehra'nın sağında ben solunda annem oturuyordu. Karşı koltukta yasemin,demir ve Leyla. Tekli koltuklarda ise Nihat ve Ayşe oturuyordu. Asya geç olduğu için yatmaya gitmişti. Annem Zehra'nın elini eline alıp konuşmaya başladı.
"Bu evlilik bizi çok şaşırttı kızım. Yanlış anlama seni çok sevdik ailece ama Ömer bu zamana kadar yaşadığı acıları hep tek başına yüklendi. Evde bir sorun olsa ilk Ömer koştu. Şirkette bir sorun olsa ilk Ömer koştu. Bize hiç anlatmaz sorunlarını. Annesinin onu terk etmesi ile içine kapandı Ömer. Demir dışında kimse ile dertleşmez. Ama insan içinde biriktire biriktire yoruluyor. Ömer evliliğe ikna olabilecek biri değildi." Annem iyice duygulandı. Hepimiz pür dikkat annemi dinliyorduk. Zehra'ya baktığım da oda fazlasıyla duygulandı.
Zehra:
Müzeyyen hanımın söyledikleri yüreğime dokunuyordu. Demek bu yüzden sert ve kaba davranıyor. Bu onun duygusal yanını gizlediği bir duvar. Müzeyyen hanım devam etti. "Ama sen Ömer'i evliliğe ikna ettin. İyi ki de ettin. Senelerdir doğru düzgün yüzü gülmüyor. Ama sen geldiğinden beri Ömer mutlu!" Müzeyyen hanım ağlamaya başladı. "Ona hep destek ol kızım. Sırdaşı ol. Tek başına yüklenmesin her şeyi. Gelip bize anlat diye demiyorum. İkiniz bilin yine. Sen Ömer'e çok iyi geldin. Ve dahada iyi geleceksin. Onu hiç yalnız bırakma olur mu?" Müzeyyen hanıma sarıldım. "Olur mu öyle şey müzeyyen hanım tabi yalnız bırakmam. Siz merak etmeyin" geri çekildim. "Bak kızım ailen bu evliliği onaylamadı biliyoruz." Müzeyyen hanım ailemden konuşunca sanki yüreğimi birisi avucu ile sıkıyor gibi hissettim. Canım yandı. Anlamış olmalı ki söze devam etti. "Onların rızası olmadan içine sinmiyor tabi. Ama gider konuşursunuz anne baba yüreği dayanmaz ki. Affederler. Ama şunu bil ki artık burada da kocaman bir aileniz var." Yasemine döndü. "Ailen barışına kadar gelmez yasemin evet ama sana kapımız hep açık. Ne zaman dilersen çık gel. Ablana destek olursun." Gözlerimden yaşlar akıyordu. Derin bir iç çektim. Bir ara Ömer'e baktım çok şaşkındı. Ayşe ise bu duygusal ortamda oda ağlamaya başladı. Müzeyyen hanım tekrar bana döndü.Ömer:
Ayşe, yasemin, annem ve Zehra hepsi bu duygulu ortamda ağlamaya başladı. Ben karmakarışık duygular içindeydim. Annem tekrar Zehra ya döndü. "Bak Zehra artık sende bu evin bir parçası oldun. Kendini hiç yabancı hissetme olur mu? Bende artık senin annenim. Ben seni kızım yerine koydum bile." Zehra'ya baktığım da elleri titriyordu. Annemin elini öpüp alnına koydu. Sonrada sarıldı. "Çok Teşekkür ederim ANNE!" anne derken o kadar içten söyledi ki. Annemin mutluluğu yavaş yavaş büyüyen tebessümünden belli oluyordu. İkisi de ayağa kalkıp sımsıkı sarıldı.Ayşe geldi yanlarına. Elleri ile Zehra'nın göz yaşlarını sildi. "Artık ağlamak yok. Hadi sil göz yaşlarını canım. Ben inanıyorum ailen seni affedecek." Zehra ve Ayşe'nin gözleri gülüyordu. Zehra ' da Ayşe'nin göz yaşlarını sildi. "Sen mutlu isen bende mutluyum Ayşe. Sen de ağlama hep gül canım sana gülmek o kadar yakışıyor ki. Hem zaten şu yorgunluğu üzerimden atınca ailemden özür dilemeye gideceğim. " bu sadece onun suçu değildi. Hatta bu olay da onun hiç suçu yoktu. Bu yaşadıkları hep benim yüzümden oldu. Yanına gidip elini tuttum. "Beraber gideceğiz. Sonuçta bütün bu olanlar benim yüzümden oldu. Birlikte özür dileyeceğiz." Ayşe bizi öyle görünce çok mutlu oldu. İkimize birden sarıldı. "Abi bu eller hiç ayrılmasın. Siz mutlu olunca bende mutlu oluyorum." Derin hüzünlü ortam herkesi yormuştu.
Leyla ayağa kalkıp "Her şey tatlıya bağlandığı na göre ben artık gidiyim." Dedi. "Ben seni bırakırım" diyerek demirde kalktı. "Beni de bırakın Leyla abla geç oldu. Aynı yere gidiyoruz zaten." Dediğinde yasemin, Ayşe ve annem çok şaşırdı. "Nasıl yani siz aynı mahallede mi oturuyorsunuz?" Ayşe çok şaşkındı. Zehra söze başladı sonra. "Evet canım. Leyla benim çocukluk arkadaşım. Yorgunluktan söylemeyi unutmuşuz. " Ayşe sevinçle bize döndü. "Ee bu harika. Yani hep beraber bir şeyler yapa biliriz." Leyla gülerek cevapladı. " Evde güzelce dinlenelim. Bu işi sonra konuşuruz. " Ayşe ve annem salonda vedalaştı Leyla, demir ve yasemin ile. Onlar odalarına çıktı Nihat'ı da alarak. Biz bahçeye geçtik. Söze ilk yasemin başladı.
"Abla bunun bir oyun olduğunu bilmeme rağmen içeride çok duygulandım ya"
"Evet canım. Bende oyuna rağmen kötü hissettim. Müzeyyen annenin söyledikleri çok duygusaldı. Neyse hadi canım görüşürüz. Hava esiyor bin arabaya artık. "
Yasemin arabaya bindi. Leyla ile Zehra da sarıldı. "Leyla canım kendine iyi bak tamam mı? " Leyla geri çekilirken "Tamam canım sende dikkat et. Özellikle aleve. İçeride yaşananlar gibi oynarsanız oda inanır. Hadi gidelim demir"Zehra:
Arabaya bindiklerinde el sallayarak yolcu ettim onları. Gittiklerinde Ömer'e döndüm. Bana ilk kez gülen gözlerle bakıyordu. Hem yüzü hem gözleri gülüyordu. Ona gülmek çok yakışır iken neden sinirli duruyor ki hep. İkimiz de olduğumuz yerde kilitlenmiştik sanki. Ne o konuşuyordu nede ben. Sadece birbirimize bakıyorduk. Soğuktan dolayı bir ürperme geldi. Önüme dönüp hiç bir şey demeden yürüdüm.Salonda kimse yoktu. Herkes yatmaya çıkmıştı. Bizimde çıkmamız lazımdı. Ama ayaklarım gitmiyordu. Onunla aynı odada kalmak beni korkutuyordu. Zor biriydi. Yada daha doğrusu şu kendine ördüğü duvarlar onu zor yapıyordu. Ve bu aklı hep karışık! Bir an teşekkür edebilecek sakinliğe sahip olabiliyorken birden en zalim kişiliğe bürüne biliyordu. Ve ben onun Bu dengesiz halinden korkuyordum.
Korkmak. Aslında ben hiç tanımadığım biri ile nasıl altı ay oyunu devam ettireceğim bundan korkuyordum galiba. Dinlemeyen, ön yargılı birisi o. Bunları düşünerek odanın kapısına gelmiştik. Kapıyı açıp içeri girdi. Ben ise hala tereddüt ediyordum. Odaya girmeden geri döndü. "Gelmeyecek misin?" Dedi. Aslında burada durabilirdim. Taki karşı odadan Ayşe çıkana kadar!
Bölüm sonu. Umarım düşünürken hissettiğim duyguları yazarken de aktara bilmişimdir. Bölüm hakkında ki yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. +50 beğeni de yeni bölüm gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanfictionNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...