Ne kadar baygın kaldın bilmiyorum. Kendime geldiğimde zorla doğrulup ağrıyan başıma elimi götürdüm. Kanamıyor. Bu iyi. Bir süre oturup kendime gelmeye çalıştım. Gücümü toplayarak "Kimse yok mu!" Diye bağırdım korkuyla.sesim çaresiz ve bitkin çıkmıştı. "Kimse yok mu? Ne istiyorsunuz benden?" Sesim Bağırdıkça güvenimi yerine getirmiş, git gide daha yüksek çıkmaya başlamıştı. "Kimsiniz? Ortaya çıkın!" Boğazım düğümlendi. Kendimi daha fazla tutamayıp ümitsiz bir halde ağlamaya başladım. Son sözlerim dudaklarımdan ağlarken döküldü. "Asya'ya hiçbir şey yapmayın! Ne isterseniz yaparım ne olur yanıma getirin."
Ya Asya'ya bir zarar verirlerse. Bunu düşününce boğazıma sert bir şeyin battığını hissettim. Boğazım da acı bir düğüm oluştu. Kalbimin içi acı verici bir sızı ile yandı! "Allah'ım ne olur Asya iyi olsun. Ne olur buradan kurtulmasına yardım et Allah'ım." Hava almakta güçlük çekiyordum. Rutubetli ve karanlık bu yerde her an atak geçire bilirim. "O zaman Asyayı göremem. Sakin ol Zehra." Ne kadar kendi kendime sakinleşmeye çalışsam da yapamadım. Derin derin nefes almaya çalıştıkça göğüs kafesim daha çok acıyor ve yüreğim göğüs kafesime sığmıyordu. Gözlerim kapanmak üzere. "Dayan Zehra Asya için" diye bağırdım.
Bu...bu insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olmalı. Bunu yapan insan olamaz. Asya ve beni kaçıranlar çok acımasızlar. Beni rutubetli, karanlık ve havasız bir bodruma kapatmışlardı. Bedenimde kalan son güçle bağırdım. "Ben kapalı yerde kalamam! Ne olur beni çıkarın. Burada ölürsem başınıza bela olurum" galiba işe yaradı. Demir kapının açılan kilit sesini duydum. "Fobin var demek. Tamam kalk bu sana yaptığım ilk ve son kıyak. Başka hiçbir şey istemeyeceksin." Tamam diyecekken aklıma Asya geldi. "Asya! Asya çok korkmuştur. Yanına gidersem onu sakinleştiririm. Böylece işiniz daha kolay olur. Lütfen! Niyetim sadece onun yanında olmak." Bana baktı. Bıkkınlık ile "tamam. Ama sesini keseceksin artık! Yoksa ben keserim " dedi.
Normalde ağlanacak haldeyim ama Asya'nın yanına gideceğim için mutluydum. Ben önemli değilim. Geldiğimden beri Asya' ya zarar vermesinler diye dua ediyorum. Asya'ya giderken boştaki elimle göz yaşlarımı sildim. Asya beni böyle görmemeliydi. Asya'nın olduğu geniş ferah salona geldiğim de Asya koşarak bana sarıldı. "Zehra abla çok korktum. Neredeyiz biz?" Kısa sürede düzene giren nefesim ile derin bir iç çektim. "Bak Asya biz şuan büyük sürprizi olan bir oyunun içindeyiz. Tamam mı canım. Bu abiler de bizi sürprize götürecek. Ama onların her dediğini yapmalıyız tamam mı? " beni gördüğünde yüzüne yayılan neşe ve bana duyduğu güven. .. Asya'ya hiç bir şey olmamalı.
İri olan adamın telefonu çaldı. "Buyurun hanımefendi" dediğini duydum. Konuşmayı yanımız da yapmakta çekinmemişti. "İkisi de iyi merak etmeyin...... anladım efendim...... tamam..... siz merak etmeyin..." bana döndü. "Bu küçük kızı serbest bırakıyoruz. Sen bizimle kalıyorsun. " diyerek kötü bir kahkaha attı. Asya'nın kurtulacak olmasına çok sevindim.
Bizi bir arabaya bindirdiler. Kaçırıldığımız parka gelmiştik. Ömer'i aradılar. " Küçük kızı her zamanki parka bırakıyoruz. Ama karın bizimle" diyerek telefonu kapattı. Asya'ya döndüm. "Asya canım bu oyun bizim sırrımız tamam mı canım. Kimseye söylemek yok. Birazdan dayın seni almaya gelecek. O gelmeden bir yere gitme tamam mı? " bana sımsıkı sarıldı. "Sende gel Zehra abla" dediğinde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Canım dayın ile bir yere gideceğiz biz seni eve bırakıp yanıma gelecek. Sonra dayın ile beraber geleceğim ben tamam mı?" Gülümsedi ve sarıldı bana. "Tamam Zehra abla."
Asya arabadan indi. Salıncağa bindi. Arabayı parkı gören bir ara sokağa park ettiler. Kaba ve iri olan adam Ömer'i aradı. Sesi dışarı vererek konuşmaya başladı "Yeğenin parkta sallanıyor. Acele et." Dediğinde Ömer in öfkeli sesini duydum. "Bu yaptıklarınızı ödeyeceksiniz. " Asyayı buldu Ömer. Telefon hala açıktı. "Ne olur konuşayım söz yeri söylemem. " telefonu vermeden uzattı. "Ömer Asya bu yaşananları oyun sanıyor. Kimseye anlatmasın diye tembihledim. Dayın ile bir yere gideceğiz dedim. Ayşe'ye bu durumu sakın anlatma. Sende evde durma. Bir kaç gün bir yerlere gideceğimizi söyle. " sesi birden yumuşadı. Panikle "Ta-tamam. Sen..sen iyi misin?" Dedi.
Titreyen sesimle ağlamamak için zor direndim. "İyiyim ben merak etme" telefonu geri çekti. "İsteyeceğimiz fidye parasını vermezsen karını unut Ömer Kervancıoğlu" telefona doğru bağırmaya başladım. "Böyle bir şey sakın yapma! Para verme!" Zayıf olan beni tutarken öbürü konuşmaya devam etti. "Polisi karıştırır isen karın ölür." Son gücüm ile bağırdım. Parkın orada ara sokaktayız!" Dediğimde yüzüme inen sert tokat ile savruldum. İri olan adamın yüzüme attığı sert tokat ile canım o kadar çok yandı ki. Can acısı ile bağırdım. Telefon hala açıktı. "Eğer karıma bir zarar verirseniz sizi kendi ellerim ile gebertirim" telefonu kapatıp geri ıssız eve doğru sürmeye başladı.
Ömer:
Telefonda yankılanan Zehra'nın sesi... sanki ona attıkları tokat... sanki bende hissettim. Onları yakaladığım da kendi ellerim ile geberteceğim.sinirden titreyen elimi yumruk yaptım. Yanımda Asya olduğu için hemen sakinleşmek zorunda kaldım. Arabaya binip eve geldik. Asyayı eve bıraktım. Nazan'a Zehra ile bir kaç gün dışarıda olacağız diyerek çıktım. Demirde evdeydi ve peşime takıldı. "Zehra nasıl? " diye sordu. Kelimeler boğazıma bir bir dizildi. Titreyen sesim ile "Ona vurdular demir. Benim bakmaya kıyamadığım kadına tokat attılar. Zehra güvende değil. Alev'in işi olabilir bu. Alevin haberi olmadan yapmalıyız ne yapacaksak." Acımı anlayan demir kafa sallamakla yetindi. "Telefondan tayfunu arayıp sesi dışarı verir misin demir?" Telefonumdan hemen numarayı bulup aradı. "Alo tayfun acil yardımın lazım. Karım kaçırıldı. Polis yok dediler ama ben..." daha fazla konuşamadım.
"Tamam Ömer Sakin ol. Biz gizli bir ekip kuracağız. Sende buraya gel. Bir daha ki aramada yer tespiti yapalım. "
"Tamam tayfun hemen geliyorum." Diyerek gaza bastım. "Ömer sakin ol Zehrayı kurtaracağız. " Demir'di bunu söyleyen ama sakin olamıyorum.Bir kaç saat sonra aradılar. İstedikleri parayı toparladım. Şimdi demir ile verecekleri adres için telefon bekliyorduk. Ama arayan soran yoktu. Bütün gece öylece telefonun başında bekledim. Ararlar diye. Ama aramadılar. Ertesi sabah saat on a doğru arayıp akşam adres için arayacaklarını söylediler. Saatler geçmiyordu. Akşam olmuyor. "Lanet olsun. Allah kahretsin!" Diyerek merkezden çıktım.
Zehra:
Korkudan gözüme uyku girmedi. Bütün gece uyanık kalmak zorundaydım. Akşam parayı isteyip beni bırakacaklarını söylediler. Uykuma zar zor direniyorum. Direnmek zorundayım!Ömer:
Akşam oldu. Telefon çaldı. Arayan onlardı. Adresi söylediler. Demir ile arabaya atlayıp söyledikleri eski depoya yola çıktık. Depoya vardığımız da içeri girmek için koşuyordum. Demir durdurdu. "Ömer önden ben gidip bir kontrol edeyim ortalığı. Sen saklan bir yere" yüreğim korkudan deli gibi atıyordu. Ama kendim için değil Zehra için korkuyordum. Ya ona bir şey yaparlarsa. "Olmaz demir beraber girip arayalım. Zehra tehlikede iken burada bekleyemem!" Birlikte içeri girdik. Yolun sağa ayrılan kısmından demir gitti. Bende karşımda duran uzun koridoru takip ettim. Zehra'ya bir şey olmasın diye dua ederek koştum... koştum...Zehra:
Demir kapıya geldi. Şok oldum. Adamların ikisi de ortalıkta yoktu. Ellerim bağlıydı. Çözmek için yanıma geldi. "Zehra iyisin değil mi? Ömer çok korktu. Beraber girdik binaya birazdan gelir Ömer'de. Demek ilk ben geldim" ellerimi çözdüğü sırada elinde bir sopa ile iri olan geldi. Çığlık attım. Demire vurup bayılttı. Yerde sürükleyerek kapıya doğru götürdü. "Ne olur ona bir şey yapmayın. Ne isterseniz yaparım demiri bırakın onun bir suçu yok!" Dediğimde zayıf olan adam yavaş adımlarla üzerime gelmeye başladı. "Ne istersem yapacaksın demek. O zaman seninle şöyle güzel bir eğlence yapalım ne dersin güzelim." Bana yaklaşırken ceketini çıkarttı. "İmdat! Kimse yok mu yardım edin! İmdat! " diye bağırıp çığlık attım.Bölüm sonu.
En kısa zamanda yeni bölüm gelecek.
Bir sonraki bölüm inşallah güzel olacak beklemede kalın. Bakalım neler olacak. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
Fiksi PenggemarNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...