ASK 43.BÖLÜM

1.5K 185 158
                                    

Ömer:
Biraz soluklandıktan sonra Çınar'ı Leyla'ya verip ayağa kalktık.
"Abi nereye  gidiyorsunuz?"
"Canım Çınar için kutlama yapacağız ya akşam, abin ile pasta yapmaya gidiyoruz."
Herkes gülerken Alev samimi olmayan tavırları ile konuştu.
"Ömer sen neden yapıyorsun ki. Zehra geldiği yerden alışkın onu anladık ama sen? Sen bir holdingin patronusun!"
Bu nasıl cümleydi şimdi. Sinirle Alev'in üzerine bir kaç adım attım.

"Alev KARIM hakkında cümle kurarken sözlerine dikkat etmeni daha önce söylemiştim!"

Zehra'nın yanına gelip elini tuttum.

"Üstelik bir insanın patron olması demek her işini başkalarına yaptıracağı anlamına gelmez! Bunu yapan insanlar egoist insanlardır. Ki ben sevdiğim insanla 'EŞİMLE'  her şeyi yaparım. Ve ondan başkasına da hesap vermem!"
"Ya abi ne güzel anlattın. Alev canım insan aşık olunca yapabileceklerine kendisi bile şaşıyor. Hadi gidin acıktık bekletmeyin bizi."

Ayşe'nin tabiri caizse bizi salondan kovması ile mutfağa geçtik.
"Üstüne o kadar gitme Alev'in. "Kapıya bakıp gelen olmadığını görünce devam etti söze.
"Sen ne kadar kabullenmesen de Alev seni.."
Tamamlamasına izin vermedim.
"Böyle bir şey asla olmayacak."
"Sözleşme bittiğinde kartlarını daha da açık oynayacak ama."

Deme işte şöyle. Sözleşme deme! Sen böyle dedikçe içimden bir şeyler kopuyor. Yüreğimin sızısı ile derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.  Düşündükçe söyledikleri içimi  yakıyor.

Neden ya neden!
Neden bu evliliğin sözleşmeden ibaret olduğunu kabullenemiyorum!
Neden biteceğini kabul etmek istemiyorum!
Neden gidecek olması canımı yakıyor!

"Ömer sen iyi misin?"

Zehra'nın sesi ile kendime gelirken başımı kaldırıp sahte gülümsememi yerleştirdim yüzüme.

"Evet iyiyim. Kutlamayı evin içinde mi bahçede mi yapsak diye düşünüyordum sadece."
"Hım o zaman bence bahçe de olsun. Temiz hava çok iyi gelir. Hatta havuzun başında yapalım.  Aydınlatma sıkıntısı da olmaz."
"Tamam o zaman.  Biran önce başlayalım."
"Sen düşünürken ben gerekli tüm malzemeleri çıkartım bile.
Şimdi benim dediğim malzemeleri yavaşça çırpma kabına koyacaksın. Bende yavaşça karıştıracağım."
"Hızlı yapsan olmaz mı?"
"Benden bu kadar çabuk sıkıldıysanız Ömer bey siz salona geçin?"
"Yok sıkılmak değil de… Kurt gibi açım Zehra şefim! İçeri gidersem Çınar'ı yiyebilirim!"
"O zaman otur burada. Çınar sağ salim kalsın!"

Ufak bir kahkaha attı. Gülüşünde kaybolmak istedim o an. Bir insana gülmek anca bu kadar yakışırdı.

"Evet pasta hamurumuz hazır. Şimdi fırına vereceğiz bunu. Sen krem şantiyi çırp süt ile bende şu ortalığı toparlayım. Sonra birde pasta arasına puding yapacağız."
"Peki şefim sen nedersen o."

Hızlı hızlı krem şantiyi çırpmaya başladım. Zehra da hızlı bir şekilde ortalığı toparlayıp krem şantiye bakmaya geldi.

"Oldu sanki bu. Dur bir bakayım."

Parmağımın ucuna biraz krem şanti alarak burnuna sürdüm. Başta şaşırsa da sonra gülmeye başladı.

"Nimetle oyun olmaz. Uslu dur bakayım. Şefinin sözünden çıkma."
"Peki şefim." Dediğim de gülmeye başladık.  Zehra puding yapmaya döndüğünde pasta kekini fırından çıkarttım bende. Keki yatay olarak ortadan ikiye böldüm.

Puding piştiğinde biraz soğutup alttaki kekin üstüne sürdük.  Kestiğim diğer parça keki de üzerine koyup kalan pudingi sürdüm. Zehra ortalığı yine toparlarken krem şantiyide sürdüm borcamda ki kekin üzerine. Görüntüsü harika olmuştu. Biraz dinlenmesi için pastayı buzdolabına koyduk.

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin