Bir kelimeye,
Bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim....Özdemir Asaf
Ali, oturduğu ağacın dibinde boş gözlerle karşıya, karanlığa bakmıştı uzun süre. Belki saatler olmuştu öylece dalıp gitmesi.
Serhat, babasının söylediği şeyden sonra onları çiftliğe getirmiş, ikisinin de yüzüne bakmadan gitmişti. İki gündür sessizce beklemişlerdi olacakları.
Ali, sebep olduğu şey yüzünden içi yangın yerine dönmüş, iki gündür tek kelime etmemiş, Rozalin bir an bile olsa aklından çıkmamıştı.
Elinin üstünde hissettiği temas ile gözlerini kapatmış, gözünden bir damlanın akmasına izin vermişti.
Dicle, saatlerdir konuşmadan öylece karşıya bakan Ali'nin yanına oturmuş, elini sevdiği adamın elinin üstüne koymuş, başını omzuna yaslayarak sessizliğine ortak olmuştu.
" Burası Rozalin'in en sevdiği yer. " demişti yüzünde hafifçe oluşan tebessüm ile Ali. " Amcam ile yengem ölünce Rozalin, aylarca kimseyle konuşmadı. Babamın abilerimin ablamın yapmadığı şey kalmamıştı. Kendini öyle bir kilitlemişti ki, gözünde akamaya hazır bekleyen damla bile donmuştu sanki. Babam, ona bir tay hediye etti, belki kendini bırakır diye ama faydası olmamıştı. Ben, on altı yıl boyunca Rozalin'in gözlerinde tıpkı o donukluğu hiç görmemiştim taki düne kadar... " demişti Dicle'nin elimi avucunun arasına alarak. " Bir gün Rozalin birden ortadan kayboldu. Onu aramadığımız yer kalmamıştı. Babamın yaşadığı korku bugün gibi aklımda. Burada buldum onu. " demişti gülerek parmağıyla altında oturdukları ağacın dalını göstererek. " Dolaşırken köpek kovalamış, korkuyla ağaca tırmanmış, sonra da inememiş. Onu bulduğumda hava kararmıştı çoktan. İnmesine yardım etmem için elini uzattığında benimle konuşmazsa yardım etmeyeceğimi söyledim. Niyetim onu kızdırarak konuşmasını sağlamaktı ama ismimi söyleyerek çığlık atıp ağlamaya başladı. Ben tek kelime bile olsa istediğimi almanın mutluluğuyla bir adım atmıştım ki, Miran abim Rozalin'in sesini duymuş, koşarak yanımıza geldi. Rozalin'ı ağlarken gördüğünde benim yüzünden olduğunu anlamış, sinirle tokat atmıştı. Abim ilk o zaman bana vurmuştu. Bir de- " demiş, susmuştu. Ardından sıkıntıyla nefesini vererek Dicle'nin gözlerine bakmış; " Çok mu sert biri? " demişti.
" Kim? "
" Mirza ağa! Görüldüğü gibi çok mu sert biri? " demişti zor çıkan sesi ile.
Dicle sıkıntıyla nefesini vererek başını sallamıştı. Ardından elini Ali'nin yanağına koymuş;
" Abim şu an kızgın, ondan o kadar öfkeli ama öfkesi geçince her şey yoluna girecektir. " demişti.
" Her şey yoluna girecek elbet ama, yakacak. "
*************
Sabaha karşı huzursuzca açmıştı gözlerini Mirza. Koltukta uyuyakalmış, tüm bedeni sızlamaya başlamıştı. Yatağa baktığında Rozalin'in olmadığını görmüş, doğrulup saate baktığında daha dört olduğunu görünce, Rozalin'in banyoda olduğunu düşünmüş, yatağa giderek uzanmıştı. Ama banyodan ses gelmemesi üzerine merak etmiş, kalkıp banyonun kapısına vurmuştu.
" Rozalin! "
Ses gelmeyince kaşlarını çatarak içeri girmişti. Fakat banyoyu boş bulmuş, endişelenmişti. Hemen odadan çıkarak önce mutfağa, sonra da salona bakmış ama Rozalin' i bulamamıştı.
" Nereye gitmiş olabilir ki? " diyerek sesli düşünmüş, öfkelenmeye başlamıştı. Elini saçlarından geçirip gökyüzüne bakarak derin bir nefes almıştı. O an üst terasdaki karartıyı görmüş, merdivenlere yönelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...