Kal dersem kal,
Git dersem gitme...Özdemir Asaf
Mirza, konaktan çıktıktan sonra şirkete geçmiş, Hemen toplantı odasına gitmişti. İpek ve Asim ile proje kontrolü yapan Kenan, Mirza'yı görmesiyle hemen yerinden kalkmış;
" Mirza! Rozalin nasıl? Asım söyledi geceyi hastahanede geçirmişsiniz. " demişti sesinde belli olan endişe ile Mirza'ya yaklaşarak.
" İyi kardeşim. Biraz yorgun düşmüş, evde dinleniyor şimdi. "
" E tabi düğün dahil her şey o kadar hızlı gelişmiş ki, yorgun düşmesi normal. " diyerek söze girmişti İpek.
Mirza sesindeki öfke tınısına gizlemeden.
" Ne demek bu İpek? " demişti kaşlarını çatarak Kenan ile birlikte masadaki yerlerine otururken.
" Evlenmek için neden bu kadar acele ettin Mirza? " diyerek iki gündür içini kemiren soruyu sormuştu.
Mirza, İpek'in sorusuyla gerilmişti. Ardından âdeta İpek'in içini yakan sesi ile;
" İnsan doğru kişiyi bulduğunda, ayrı geçen zaman israftır. Ben de diğer yarımı buldum ve kaybetmek istemedim! " demişti.
İpek içini yakan Mirza'nın sözleri ile ağlamamak için kendini zor tutmuştu. Üniversiteden beri Mirza'ya aşıktı. Duygularını uzun zaman önce Mirza'ya söylemiş, fakat hiçbir zaman Mirza'dan karşılık alamamıştı.
Yine de içindeki umudu kaybetmemişti. Yapmaya başladıkları proje ile yakınlaşacaklarını düşünmüştü. Şimdi başkası ile evlenmiş olmasını hazmedemiyordu.
Ortamın gerildiğini anlayan Kenan araya girerek;
" Neyse, çok geçmiş olsun kardeşim. Biz Asım ile projenin üstünden geçtik. Ama senin de en kısa zamanda İstanbul'a gelip, işi yerinde görmende fayda var. " diyerek konuyu değiştirmişti.
*************
Rozalin, gördüğü mesaj ile olduğu yerden kalkmış, içinde kor düşmüş, tüm nedenini yakmıştı. Gözlerini kapatarak derin bir nefes almış, göz yaşlarının akmasına izin vermişti. Elini kalbinin üstüne koymuş " Geçecek... " diyerek sayıklamaya başlamıştı. Ardından zor da olsa banyoya giderek yüzünü yıkamış, bakışları aynadaki yansımasına takılmıştı.
Aynadaki yansımasına acımıştı. Üst üste yaşadığı şeylerden dolayı yüzü çökmüş, zayıflamıştı. Göz altlarında ağlamasından dolayı hafif morluklar oluşmuştu. Elini moraran göz altlarına götürmüş;
" Bu sen değilsin Rozalin. Ne oldu sana? Hani söz vermiştin kendine, ağlamak yoktu! Kendine gel... Ölmedin sen... Öldürmeyen şey seni güçlendirir. Bunu sakın unutma... " demişti. Ardından odaya dönmüş, yatağa uzanmıştı. Ama geçmeyen baş ağrısı ile odasında daha fazla duramamış, aşağıya inmişti.
" Vay vay vay yengem. Yüzünü gören cennetlik ya. Nasılsın? " diyerek tüm neşesi ile sarılmıştı Rozalin'e Hazar. " Çok korkuttun bizi valla." diyerek hafif sallanak sarılmaya devam etmişti.
" Of Hazar rahat bırak yengemi! " diyerek Hazar' ın kolundan tutup çekmişti Zilan. Hazar' ın kolu Rozalin'in başına denk gelmiş, küçük bir nida çıkmıştı ağzından gözlerini sıkıca kapatmıştı.
" Yenge iyi misin? Valla ben bir şey yapmadım. Her şey Zilan yüzünden. O çekti. Sakın abime söyleme olur mu? " demiş Hazar, korkuyla.
" Niye benim yüzümdenmiş? Ahtapot gibi sarılan sensin. Benim suçum mu? Abime de söyle yenge bunu az adam etsin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...