Yoruldum....

39.8K 2.1K 212
                                    


Seni bende, beni sende arıyorlar.
Beni senden, seni benden tanıyorlar.
Bir birim gibiyiz tümünün gözünde;
Yarım'larımızı bütün sanıyorlar.

        Özdemir Asaf








Ruken, saatler çekmesine rağmen Rozalin ve Mirza'nın gelmemesinden dolayı içi içini yemişti. Korkuyordu aynı zamanda biliyordu ki, Mirza Dicle'nin hamile olduğunu öğrendiği zaman sinirlenecekti. Tekrardan Rozalin ile aralarının kötü olmasından korkuyordu.

Tüm aile akşam yemeğinden sonra çardakda oturup sohbet ederken Asım ve Azad yemekten sonra çalışmak için girdikleri çalışma odasından saatler geçmiş olmasına rağmen çıkmamışlardı.

Ruken, yaptığı kahveler ile merdivenlerden dikkatli bir şekilde çıkmış, kapıyı yavaşça açarak içeri girmişti.

" Kolay gelsin. Müsaade var mı? "

" Her saniyem seninken mi? "

" Azad nerede? Size kahve yaptım. "

" Sabah erken kalkacakmış odasına gitti. " demiş Ruken' in elinden tutarak kucağına oturmasını sağlamıştı.

" Çok yoruldunuz tabi. Hadi kahveni iç soğutma. "

" Destê te sax be evînamın. ( eline sağlık aşkım ) "

" Noşîcan be dilêmin. ( afiyet olsun kalbim ) "

" Konuşamadık hiç nasılsınız bugün? Küçük canavar yaramazlık yapmıyor değil mi? " demiş elini Ruken'in karnına koyarak hafifçe okşamıştı.

Ruken elini kocasının elinin üstüne koyarak Asım'a tebessüm ile bakmış;

" İkimizde iyiyiz merak etme ama senin cadı kızın çok huysuzluk ediyor. Sanırım bebeği kıskanmaya başladı. Her bebeğin konusu açıldığında, hemen ilgiyi üstüne çekmeye çalışıyor. Bir de, baba sadece benim diyip duruyor! Valla kızından çekeceğimiz var benden söylemesi. "

" Daha çok küçük anlamıyor tabi. Bilse kalbimin ta içinde olduğunu kıskanmanın yersiz olduğunu anlayacak. "

" Demek kalbinin ta içinde öyle mi Asım? "

" Kıskançlık sezdim sanki! " diyerek Asım tebessüm ile.

" Yoo niye kıskanayım kızım o benim! "

" Bence de kıskanmamalısın evînamın. Çünkü sen varsın ki o var... Ben seni kalbimin içine değil altına koydum, görüp almasınlar diye. "

Ruken'in gözleri dolmuş Asım'a tebessüm ile bakmıştı. Ardından kocasının dudaklarına uzunca bir öpücük bırakarak geri çekilmiş ama kollarını Asım'ın boynundan çekmemişti.

" Seni hak edecek ne yaptım ben? Neyin ödülüsün? "

Asım yüzüne oluşan kocaman gülümsemeyle Ruken'i kendine iyice çekmiş;

" Asıl benim ödülüm sensin. Ve senin aşkın.... " demiş karısının kokusunu içine çekerek boynundan öpmüştü.

Ruken ve Asım'ın doğacak bebekleri ile mutlulukları iki katına çıkmıştı. İkisinin de çocuklarının sağlığı ve mutluluğundan daha değerli bir şey yoktu. Az şey yaşamışlardı. Mutluluk ve huzur hiç kimseye altın tepside sunulmuyordu! Onlara da sunulmamış, hayattan paylarına düşeni zorla almıştılar âdeta. Ruken günlerdir konuyu açmak konusunda kararsız olsa da, öğrenmediği içinde içi içini kemirmişti.

" Ne soracaksan sor evînamın.... Kıvranıp durma! "

" Şey! " demiş derin bir nefes almış, kocasının gözlerine bakarak; " Anneni arayıp bebeğimizi söyledin mi? Haberi var mı? " demişti zor da olsa.

ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin