Küçük Hanım...

107K 3.1K 136
                                    

İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri?
Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?

Özdemir Asaf








" Sessiz ol Emir halam uyanmasın! "

" Asıl sen sessiz ol, konuşan sensin! "

Rozalin, kulağına gelen yeğenlerinin sesi ile her ne kadar uyumaya çalışmışsa da artan sesler ile gözlerini zor da olsa açmış, onlara fark ettirmeden ne yaptıklarını anlamaya çalışmıştı. Yavaşça yataktan doğrulduğunda büyük kuzeninin ikizleri Emir ve Elif'in çekmeceden bir şeyler çıkardığını görmüş, yüzüne yayılan tebessüm ile bakmıştı. Ardından yalancı kızgınlıkla;

" Ne yapıyorsunuz siz? " demişti.

İki küçük çocuk korkuyla doğrulmuş, ellerindeki çikolataları yere atmışlardı.

" Başkalarına ait bir şeyi izinsiz almak çok ayıp. Hem de günah! "

" Ama annem çikolata yiyince bize çok kızıyor. " diyerek dudağını büzmüştü küçük kız Rozalin'e bakarak.

Rozalin, iki küçük çocuğun haline dayanamamış gülmeye başlamıştı. Ardından yataktan kalkmış, ikisini de öperek;

" Kahvaltıdan önce yerseniz kızar tâbi. Neyse, ben bir şey görmedim ama bir daha izinsiz alırsanız annenize söylerim! " demişti gülümseyerek. Ardından kendine kıyafet ve havlu alarak banyo yapmak için odadan çıkarak banyoya gitmişti.

Kısa bir duş alıp kısa kollu diz altında biten kırmızı bir elbise giyerek odasına döndüğünde odayı boş bulmuş, saçlarını kurutarak salaş bir örgü yapıp aşağıya inmişti. Yüzünde kocaman gülümsemeyle mutfağa girdiğinde dolaptan bir şeyler çıkaran büyük kuzeninin karısı Dilan'ı görmüş, yengesinin arkasından yavaşça yaklaşarak;

" Günaydın yenge " demişti bağırarak.

Dilan çığlık atarak doğrulmuştu ki, Rozalin'i gülerek görmesi ile kaşlarını çatmış;

" Aklımı aldın Rozalin! Ne öyle sinsice geliyorsun? " diyerek koluna vurmuştu sinirle.

" Bu kadar dalma canım. Hem, ben gayette sesli geldim, duymayan sensin. " diyerek evin emektar yardımcısına dönmüş; " Günaydın Dilber' im " demişti yanaklarını sıkarken.

" Deli kız bırak '' diyerek Rozalin'in elini indirerek yanaklarının tutmuş; " Büyü artık Rozalin " demişti tatlı sert sesi ile yaşlı kadın.

" Dünya büyümek için fazla sıkıcı Dilber'im! "

" Sabah sabah bu enerjiyi nereden biliyorsun Rozalin? Al şu tepsiyi kahvaltılıkları masaya götür de, bir işe yara! " diyerek elindeki tepsiyi Rozalin'in eline tutuşturmuş tekrardan dolaba dönmüştü Dilan.

" Bu yaptığını abime söyleyeceğim biliyorsun değil mi yenge? "

" Söyle! Benimde söyleyeceğim şeyler olur elbet Rozalin! "

Rozalin, yüzüne yerleştirdiği en sevimli gülümsemesiyle elimdeki tepsiyi tezgâha bırakmış, yengesine sarılarak yanağını öpmüştü. Ardından yengesinin verdiği tepsiye koyduğu kahvaltılıkları masaya götürmeye başlamıştı.

" Yenge, Hijan ablam ne zaman gelecek biliyor musun? " demişti Rozalin merakla. Çok özlemişti evleneli daha on beş gün olan amca kızını.

" Bilmiyorum canım anneme sor o biliyordur. "

"Çok özledim ablamı gelsin artık. Ne İstanbul' muş canım, giden gelmiyor bir türlü. "

" İstanbul da doğmuş ve orada okumuş biri olarak bunu sen mi söylüyorsun? Hem, kız yeni evlendi kocası ile gezmesin mi yani? "

ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin