Kaybetme Korkusu...

46K 2.1K 40
                                    

Ben ölürdüm,
O belki ağlardı.
Ama o ağlasaydı;
Ben ölürdüm...

            Özdemir Asaf







Mirza ve Kenan yorgun çıktıkları toplantı sonrasında şantiye alanına gitmişlerdi. Gerekli kontrolleri yapmış, arabalarına doğru yürümeye başlamışlardı.

" Daha erken değil mi Mirza? Biraz daha kalın! " demişti Kenan.

" Hafta sonu Rozalin'in kuzeninin nişanı var. Haliyle orada olmak istiyor. "

" Fazla düşünceli bir Mirza. Sevdim! Bir ara Rozalin'i tebrik edeyim. Seni böyle düşünceli bir adama çevirdiği için! " demiş tebessüm ile Mirza'ya bakmıştı.

" Fazla konuşuyorsun Kenan! Dikkat et ki konuşmaya devam edebilesin kardeşim! " demiş, arkadaşına tatlı sert çıkışmıştı.

Mirza, ardından çalan telefonunu cebinden çıkarmış, ekranda gördüğü Rozalin yazısıyla yüzünde farkında olmadan tebessüm oluşmuş, telefonunu açmıştı.

Kenan, Mirza'ya gülerek bakmış, arabaya yaslanarak tebessüm ile telefonuna bakan arkadaşını izlemeye başlamıştı. Ardından üzerlerine gelen arabayı fark etmiş, hızla Mirza'nın yanına giderek kolundan çekmiş, arabanın ona çarpmasını engellemişti.

" Mirza iyi misin kardeşim? "

" İyiyim kardeşim sağ ol! "

İki arkadaş hızla giden arabanın arkasından bakmış, Kenan Mirza'nın yere düşerek kapanan telefonunu almış, Mirza'ya uzatmıştı. Ardından şantiye şefini çağırmış daha düzgün güvenlik önlemi alması konusunda çıkışmış, Mirza'nın araya girmesi biraz olsun sakinleşmişti.

Mirza, kapanan telefonunu açamayınca sinirle cebine koymuş, Kenan' dan telefonunu isteyerek Rozalin'i aramıştı. Telefonun açılmaması ile kaşları çatılmış, Adem'i aramıştı. Onun da telefonuna cevap vermemesi ile Mirza daha da endişelenmişti.

" Ben eve gidiyorum Kenan. Sonra konuşuruz. " diyerek arabasına yönelmişti ki, Kenan çalan telefonunu açmış, ardından Mirza' ya uzatarak;

" Adem arıyor! " demişti.

Mirza, hemen telefonu Kenan'ın elinden almış, Adem'in söyledikleriyle hızla arabasına yönelerek vakit kaybetmeden yola çıkmıştı. Ama İstanbul trafiğine takılmış, ancak iki saat sonra eve varabilmişti. Üst kata koşar adımlarla çıkmış, yatak odasına girmişti. Rozalin'in solgun yüzünü gördüğünde içi daralarak yatağa yönelmiş, yanına oturarak dudaklarını Rozalin'in alnına bastırmış, rahat bir nefes almıştı.

Adem aradığında çok korkmuş, eve gelene kadar türlü senaryolar aklına gelmişti. Şimdi Rozalin'in iyi olduğunu gördüğünde içi rahatlamış, yaşadığını hissetmişti. Bir süre daha Rozalin'in yanında kalmış, ardından kapıyı kapatarak aşağıya inmişti.

" Ne oldu Adem? "

" Tüm gün Rozalin hanım evdeydi. Olağan bir şey olmadı. Ama öğleden sonra Rozalin hanıma çiçek geldi. Çiçeği teslim alıp içeri girdi. Aradan çok geçmeden kırılma sesi geldiğinde kapıyı çaldım ama açamayınca yedek anahtarla içeri girdiğimizde birden bayıldı. Bir süre sonra kendine geldi ama krize girmiş gibi titriyor sürekli sayıklıyordu. Size ulaşmaya çalıştık ama telefon kapalı olunca doktor çağırdık sakinleştirici yaptı, iki saate yakındır da uyuyor. "

Mirza Adem'in anlatımlarıyla hem canı yanmış, hem de öfkelenmişti;

" Çiçek kimden gelmiş peki? "

ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin