Kaderime Yazılansın....

38.4K 2.1K 206
                                    

Güçlü Olmanın Türlü Türlü Yolları Vardır.
Dürüst Olmanın Bir Tek......

             Özdemir Asaf







Rozalin, yatakta oturmuş kucağındaki kutuda bulunan resimlere tebessüm ile bakmıştı. Çok mutluydu elinden bırakamıyordu bir türlü. İstanbul'da Aysel hanım sorana kadar hiç düşünmemişti düğününü ve düğün resmini. Elinde tek bir resim olmadığı için çok üzülmüştü. Ama şimdi elinde bir sürü nikahta Hazar'ın ne ara çektiğini anlamadığı resimleri vardı. Ve Mirza ile ona ait çocukluk resimleri.

Hazar, neredeyse her anlarını çekmişti. Ama Rozalin en çok imza atarken Mirza'nın ona baktığı resmi beğenmişti. Zaten Hazar o resmi de çerçeveletmişti.

Rozalin, çerçeveyi kendi tarafında bulunan komidinin üstüne koymuş, ama gözlerini çekememiş, yüzündeki tebessümü silemeden bakmaya devam etmişti. Ardından açılan kapı ile birlikte bakışlarını oraya çevirmiş, Mirza'nın geldiğini görmüştü.

" Hoş geldin Mirza! "

" Hoş buldum! " demişti Mirza, ceketini çıkarıp berjerin üstüne atmıştı.

" İyi misin? "

Mirza sıkıntıyla nefesinin vererek başını sallamış, berjere oturarak kollarını dizlerine koymuştu.

Rozalin yerinden kalkarak Mirza'nın yanına gitmiş, önünde eğilerek onunla aynı hizaya gelmiş;

" Ne oldu Mirza? Kötü bir şey mi oldu? " demişti korkarak.

" Korkma bir şey yok! Aşiret ile alakalı! " demiş Rozalin'i belinden ve kolundan tutarak kaldırmış, kucağına oturmasını sağlamıştı. " Siz nasılsın? " diyerek elini Rozalin'in karnına koyarak okşamaya başlamıştı.

" Biz de iyiyiz. Tüm gün seni merak ettim. Telefonun da kapalıydı.  "

" Arayamadım! Özür dilerim. "

" Neyse, önemli değil. Kenan geldi burada gördün mü onu? "

" Gördüm! Aşağıdaydı. "

" Mirza İyi olduğuna emin misin? Bir şey olmuş belli! " demişti Rozalin, Mirza'nın kucağında olmanın rahatsızlığıyla.

Mirza başını kaldırarak Rozalin'in gözlerine bakmış;

" Aslında oldu! Aşiretten biri sevmediği halde bir kızı zorla kaçırmak istemiş. Kızın kardeşi de ablasını kurtarmak için onu vurmuş. Daha çocuk Rozalin, on yedi yaşında. Kardeşi ise on beş.

" Ölmüş mü? " demişti korkuyla.

" Yaşıyor. Bir yandan o pisliğin ölmesini istiyorum ama o küçük çocuk aklıma geldikçe yaşaması için dua ediyorum! "

" Peki çocuğa ne oldu? Ya ablası? "

" Fırat göz altında. Ablası Zelal burada annem ilgileniyor! "

" Kimseleri yok mu? Annesi, babası? "

" Anneleri beş yıl önce doğum sırasında bebeği ile birlikte ölmüş. Babaları da geçen ay ölmüş. Anlayacağın bu hayatta birbirinden başka kimseleri yok! " demişti Mirza kendisine hüzün dolu gözlerle bakan karısına.

İki kardeşin acısını en derininde hissetmişti Rozalin. Anne ve babasızlığı çok iyi biliyordu çünkü. Gözlerinin dolmasına engel olamamış, bir damlanın akmasına izin vermişti.

" Biz varız artık Mirza, yalnız değiller. Ben aşağıya inip bir bakayım o zaman. " diyerek ayağa kalkmış üstünü düzelterek aşağıya inmişti.

ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin