" Senden beni çıkarınca,
Nasıl da herkessin.... "Özdemir Asaf
Rozalin, öylece giden Mirza'nın arkasından bir süre bakmıştı. Yukarı çıkacakken vazgeçip durmuş, Mirza'nın ardından yetişmek için koşmaya başlamıştı. Mirza'nın kızacağını biliyordu ama gitmesine de izin veremezdi.
" Mirza bekle! "
Mirza, duyduğu Rozalin'in sesi ile durmuş, arkasını dönmüştü. Rozalin'in koştuğunu görmüş;
" Rozalin koşma! " demişti sinirle.
" Gitme... gitme Mirza! "
" Niye koşuyorsun? Dikkat etsene. Hem gitme ne demek? "
" Şu demek Mirza! Sen de benimle yukarı kardeşini görmeye geliyorsun demek. "
" Bunun için mi koşturup geldin? Sana söyledim git gör gel. Sabrımı zorlama... " diyerek arkasını dönmüş, tam adım atacağı sırada Rozalin elini tutmuş, kimseye aldırmadan karnına koymuştu.
" Rozalin ne yapıyorsun? " demişti elini çekmeye çalışarak.
" Hissediyor musun? Bak bu olanları şer olarak düşünürken, bizim olan hayrımız. "
" Rozalin! "
" Her ne kadar yanlış olmuşsa da eğer öyle olmasaydı, bu can hiç olmayacaktı. Ve biz olmayacaktık. Sana defalarca söylememe rağmen kabul etmedin. Bu sayede sendeki değerimi de görmüş oldum... O zaman kızımız için, onun için her şeyi geride bırak. Bak eğer bırakmazsan! "
" Bırakmazsam? " demişti Mirza dişlerini sıkarak.
Rozalin kaşlarını çatarak Mirza'nın elini karnından çekmiş, kendini elini koyarak;
" Kızımın üstüne yemin ederim ki konağa dönmem Mirza! " demişti artık bedenini saran öfke ile.
" Beni delirtme Rozalin! Ne demek konağa dönmem? " demişti Rozalin'in kolunu tutarak.
" Ben söyleyeceğimi söyledim Mirza! Bu saatten sonra, geçmişe takılıp kalan kimseye hayatımda yer yok. Artık konuşacak sözüm de yok! " diyerek kolunu çekmiş, arkasını dönerek yürümeye başlamıştı.
Rozalin, belki de yanlış yapmıştı ama Mirza'yı ikna etmemin başka yolunu bulamamış, içinden geleni yapmıştı.
Her ne kadar arkasına bakmak istese de, Mirza'nın gelmiyor olmasından deli gibi korkuyor, bundan sonra olacakları kestirmeye çalıyordu.
Cerrahi servisine çıktığında kapıda duran adamlardan Dicle'nin kaldığı odayı bulmuş, yüzüne yerleştirdiği zoraki gülümseme ile içeri girmişti.
***************
Rozalin, tekrardan çalan telefonu belki yirmi ikinci defa kapatarak atı ile geldiği Fırat kıyısında kucağında duran üzümleri büyük bir iştahla yemeğe devam etmişti.
Hastahanede kaldıkları süre boyunca Mirza'yı beklemiş, tükenen umuduyla çiftliğe gelmiş, ardından atı Kara ile birlikte dolaşmaya çıkmıştı.
Saatler birbirinin kovalamış, hava kararmaya başlamıştı. Rozalin yerinden kalkmış, tam atına bineceği sırada tekrardan çalan telefonuyla derin bir nefes almış, telefonu açmıştı.
" Neredesin Rozalin? " diyerek resmen kükremişti Mirza.
" Nerede olduğum seni ilgilendirmez! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...