" Beni yokluğunla savaştırma,
Kaybederim... "Özdemir Asaf
1 Ay sonra...
Rozalin, koltuğun ucuna oturmuş, pencereden bakarak Mirza'yı beklemeye başlamıştı.
Mirza sabah erkenden geceden beridir aklından çıkmayan çilekleri bulmak için çıkmış, hâlen gelmemişti.
Bebeği artık dört aylık olmuş, her şekilde kendini belli eder olmuştu. Artık sabah bağlantıları yerini gece gündüz fark etmeden aşermeye bırakmış, Mirza'yı şimdiden canından bezdirmişti.
Bazen Mirza söylense de, Rozalin'in isteğini kimselere söylemeden kendisi yapıyor, karşılığını da mutlaka alıyordu.
Çok mutluydu Rozalin. Her yeni bir günde, yeni bir Mirza tanıyor, ona daha da çok aşık oluyordu.
Her ne kadar öfkesi ve siniri arada kendini belli etse de, evliliklerinin ilk haftasında Rozalin'in geçirdiği kazadan sonra verdiği sözü Mirza fazlası ile yerine getiriyordu. Öfkesi ve siniri Rozalin dışında herkese fazlası ile gösteriyordu.
Rozalin elini karnına koymuş, gözlerini kapatmıştı. Ardından çalan telefon ile gözlerini açmış arayanı gördüğümde sevinçle telefonu açmıştı.
" Rozalin nasılsın kızım? "
" İyiyim siz nasılsınız? "
" Aramızda sizli bizli yok diye anlaşmıştık unuttun mu? Hem, o kelimeyi senden duymayı çok isterim."
" Özür dilerim dil alışkanlığı. " demiş dudağını ısırmıştı Rozalin. Kolay değildi bir anda Metin bey ve Aysel hanıma istediklerini vermek.
Hasan ağa iyileştikten sonra söz verdiği gibi istanbul'a gitmiş, Aysel ve Metin beye her şeyi anlatmışlardı. Ve tabi ki pek de sakin karşılamamışlardı olanları. Her şeyi tam anlamıyla hazmettiklerinde, Rozalin'i özlemle baslamışlardı bağırlarına. Şimdi neredeyse her gün Rozalin ile görüşüyor, İstanbul' a gelmesini istiyorlardı.
" Eee nasılsın? Mirza, torunum nasıl?"
" Hepimiz iyiyiz. Sizler nasılsınız? "
" Biz de iyiyiz kızım. Sadece seni özlüyoruz. İstanbul 'a gelmiyor musunuz? "
" Mirza'nın işleri şu sıralar biraz yoğun. Siz gelin. "
" Daha önce de anlatmıştım kızım. Ben o topraklara dönmeyeceğime yemin ettim. Artık özlemimizi telefonda gideriz ne yapalım. Gerçi bu bana yetmiyor ama neyse. "
Rozalin bir süre daha Metin bey ile konuşmuş, ardından telefonu Aysel hanımın alması ile onunla da uzun uzun konuşmuşlardı.
Görüşme boyunca yüzünden silinmeyen gülümsemeyle telefonu kapatmış, saati gördüğünde şaşırarak elini karnına koymuş, yavaşça okşamaya, ve bebeği ile konuşmaya başlamıştı.
" Görüyorsun değil mi kızım? Saat kaç oldu baban olacak adam hâlen ortalarda yok. İyi ki bir şey istedim. Sanki fizana gitti. "
" Olmadık şeyler istersem oraya da gitmem yakındır. "
Rozalin duyduğu ses ile ürkmüş hızla arkasını dönmüştü. Ardından Mirza'nın elinde gördüğü poşet ile yüzüne yayılan gülümsemeyle, yerinden kalkarak Mirza'nın elindeki posete uzanmış;
" Aldın mı? " demişti poşeti almaya çalışırken.
Mirza kolunu kaldırarak poşeti Rozalin'den uzaklaştırmış;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...