Ben gülüşüne öldüm,
O ölüşüme güldü.
Farklıydık işte....Özdemir Asaf
Rozalin, uyandığında son iki haftadır olduğu gibi yatakta yalnız olduğunu görmüştü. O gecenin sabahında konağa dönmüş, Mirza ile gerekmedikçe hiç konuşmamışlardı. Zaten Mirza sabah çok erken işe gidiyor, gecede geç geliyordu. Birbirlerini doğru düzgün görmüyorlardı bile. Rozalin bazen gerçekten Mirza' yı özlediğini hissediyordu.
Sıkıntılı bir nefes vermiş, yataktan kalkıp banyoya girmişti. Üstünü giydikten sonra aşağıya inmiş, salona girdiğinde herkesin kahvaltı masasında olduğunu görmüş; " Hayırlı sabahlar." diyerek yerine oturmuştu.
" Sana da gelin. Mirza'm nerede? " demişti Zehide hanım.
" Buradayım Zahide sultan! Hayırlı sabahlar. "
Rozalin, Mirza'nın sesini duyduğunda içi titremişti.
Mirza, masada Rozalin' in yanına oturmuştu. Aldığı Rozalin' in kokusunu ile nefes aldığını hissetmişti. Günlerdir Rozalin ile resmen köşe kapmaca oynamıştı. İlk gün hiç düşünmeden söyledikleri onu Rozalin'den uzaklaştırmıştı. Ama konuyu çözümlemek yerine kaçmayı seçmiş, buna artık bir son vermek istese de, ne yapması gerektiğini bilemiyordu.
Mirza, kalbinin ne istediğini tam anlamıyordu. Ama bir gerçek vardı ki, ilk defa kalbinin bu denli attığını, ve onu soluksuz bıraktığını biliyordu. Buna bir isim koyamasa da, Rozalin'in yanındayken kendini mutlu hissediyordu.
" Yüzünü gören cennetlik Mirza! "
" İşler yoğun sultanım ne yapalım? Çalışmak gerek! "
Fatma hanım yapmacık gülüşü ile araya girmiş;
" Çalış çalış tabi Mirza ama böyle evden kaçar gibi sabahın köründen, gece yarısına kadarda olmaz! Sen yeni evlisin olmaz öyle. " demişti.
Mirza, yengesine öfke ile bakmıştı, tıpkı Rozalin ve diğer aile üyeleri gibi. Herkes ne kastettiğini çok iyi anlamışlardı.
" Öyle ama Mirza burada bu kadar çalışmazsa sen Ankara'da o yaşadığın forsu bir öğretmen maaşıyla zor yaşarsın. " demişti Zahide hanım.
" Of tam doksanlık valla! " demişti Hazar gülerek yanında oturan Zilan'ın koluna vurarak.
Fatma, kaynanasının söylediklerinden sonra susmuş. Rozalin'e öfkesi bir kat daha artmıştı.
Rozalin, Mirza'nın ondan kaçtığı imasından sonra iştahı tamamen kaçmıştı. Yanında oturan Evin' in koluna vurması ile ona bakmış, kucağına almıştı. Ardından onu doyurmaya başlamıştı.
" Ama olmaz ki Evin! Bırak yengen de rahat kahvaltısını etsin kızım. "
" Önemli değil abla, beraber yaparız kahvaltımızı. Değil mi Evin'cim? "
Rozalin, gülerek kendisine karşılık veren küçük kıza sıcacık gülümseyerek yanaklarından öpmüş, yedirmeye devam etmişti.
Mirza, bakışlarını karısından kaçırmaya çalışsa da, gülerek kahvaltı yapan ikiliye bakamadan edememişti.
" Annelik pek yakıştı gelin! İnşallah en kısa zamanda kendi bebeğini kucağına alırsın! " demişti Zahide hanım tebessüm ile Rozalin'e bakarak.
" Amin ana inşallah. " demişti Berivan hanım kayınvalidesini destekleyerek.
Rozalin, duyduğu temenni ile Mirza gibi buz kesmişti. O an günlerdir kaçtığı mavileri bulmuştu gözleri. Hemen gözlerini kaçırmış, Evin' i doyurmaya devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...