Kim, kimi, kimde bilirse bilsin.
Ben seni bilmediğin bir yerde;
Bekleyeceğim.....Özdemir Asaf
Mirza'nın öfkesini kusarak konaktan çıkması ile tüm aile duyduklarını ve olacakları hazmetmeye çalışmış, oldukları yerlerde öylece kıpırdamadan kalmışlardı. Hepsinin içini o kadar büyük bir ateş sarmıştı ki, nefes dahi alamıyorlardı.
Miran, öfkeden artık nefes alamamış, başını kaldırıp gökyüzüne bakarak derin bir nefes almıştı. Ardından bakışlarını Rozalin'e çevirmiş, Rozalin'in dolu gözlerle Ali' ye baktığını gördüğünde öfkeyle Ali' ye dönmüş;
" Hayvan herif! " diyerek öne atılmış, Ali'nin yüzüne ardı ardına yumruğunu indirmişti.
Öfkesi o kadar büyüktü ki, ne kimseyi duyuyor ne de kanlar içinde kalan kardeşini görüyordu.
" Neden ha neden? Madem pisliğe bulandınız, beden ikiniz de ölmediniz de Rozalin'e bulaştırdınız? " demişti yere düşen Ali'yi yakasından tutup kaldırırken.
Serhat, ne annesinin feryadını ne de Ali'yi Miran'ın elinden almaya çalışan Dicle 'ye aldırmış, Miran'ın attığı her bir yumruk ile içinde oluşan rahatlama ile beklemişti. Taki Ali'nin kanlar içinde kalan yüzü ile daha fazla bekleyememişti.
" Miran bırak! " diyerek araya girmiş, Miran'ı zorla uzaklaştırmıştı.
" Git lan buradan... Sakın gözüme gözükme Ali... Yeminle öldürürüm seni... Duydun mu beni? "
" Tamam Miran sakin ol! "
" Abi bırak ya... Onun yüzünden kardeşim ölüme gidiyor başlarım sakinliğine... " demişti Serhat'ın sert tutuşundan kurtularak.
Hasan ağa put gibi kaldığı yerden zor da olsa bakışlarını Ali'ye çevirmiş, ardından Serhat'a dönerek;
" Götür ikisini de, gözüm görmesin... " demişti zor çıkan sesi ile. Ardından attığı her bir adımla yıkılarak odasına gitmişti.
************
Aradan ne kadar zaman geçti biliyordu Rozalin, öylece çöktüğü kapı eşiğinde oturalı. Taki kapısının ardından gelen sese kadar. O an kendine gelmişti. Dikkatlice sesi dinlemiş, duyduğu ağlama sesi ile yerden yavaşca kalkmış, kapıyı açtığında Miran'ın hızla merdivenlerden indiğini görmüştü.
Kabul edemiyordu genç adam. Rozalin'in kendini feda etmesi kanına dokunuyor, zoruna gidiyordu.
Küçüklüğünden beri onu en çok seven kollayan olmuştu Miran. Şimdi olanlar yüzünden ve onu koruyamadığı için kendinden utanıyordu.
Rozalin, dolan gözlerle bakmıştı Miran'ın ardından. Abisinin kollarıın arasında olmayı o kadar çok isterdi ki, ama Miran Rozalin'in yüzüne bakamamış, kapısından geri dönmüştü.
Gözünden akan damla ile başını eğmiş, tam içeri gireceği sırada kendi odasının kapısında duran Serhat'ı görmüştü.
Serhat, dolu gözlerle başını hafifçe sağ omzuna doğru eğerek bakmıştı Rozalin'e. Belki Miran kadar duygularını belli eden biri olamamıştı, Rozalin'e karşı ama en az Miran kadar seviyordu. Aralarındaki mesafeyi kapatarak sıkıca sarılmıştı Rozalin'e.
Ne kadar süre Serhat'ın kollarının arasında ağladığını bilmiyordu Rozalin. Gözleri yavaş yavaş uykuya teslim olurken, Serhat kardeşini yatağına yatırarak çıkmıştı odadan. Serhat'ın odadan çıkması ile Rozalin geri kalkmış, pencerenin önünde duran berjere oturarak sokak lambalarının aydınlattığı sokağı boş gözlerle izlemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...