" Öyle çabuk geçiyor ki günler.
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki.
Yeni okula başlamışız,
Yeni sevmişiz... "Özdemir Asaf
Günler geçiyordu. İyisiyle ve kötüsüyle su misali akıp gidiyordu. Rozalin ve Mirza daha doğmadan babalarının kefareti olarak birbirlerine yazılmış, belki de en kötü şekilde bir araya gelmişlerdi.
Nefret ile çıktıkları yolda aşk onları erken bulmuştu. İkisi de mutlu sandıkları hayatlarının bir berdelle yalanlar üzerine kurulduğunu ve çok bedeller ödendiğini öğrenmiş, tüm kötü yaşananlar onları birbirlerine daha çok bağlamıştı.
Mirza, Şiyarların ona verdiği her şeyi bırakarak Kenan ile birlikte çalışmaya başlamış, kurdukları yeni şirketlerinde kısa sürede büyük başarı sağlamışlardı. Bu süre zarfında Miran ve Hijan fırsat buldukça İstanbul'a gelmiş, her seferinde Miran, Mirza'yı deli etmiş, Urfa'ya dönmüştü.
Zilan, İstanbul' da olmanın avantajını fazlasıyla kullanmış, neredeyse her gün abisinin yanına gelmişti. Mirza ve Rozalin'in ısrarlarına rağmen; " Okuluma uzak! " diyerek onlarda kalmamış, okuldan bir arkadaşı ile ayrı evde yaşamaya devam etmişti.
" Yengem ne olur abimle konuş! '' demişti Zilan bir ümit Rozalin'e bakarak.
" Beni karıştırma Zilan, bunu Mirza'ya söyleyemem! Daha çocuklarım küçük benim! " demişti Rozalin. Zilan'ın istediği şeyi Mirza'ya söylemeye cesareti yoktu çünkü.
" Sanki abim sana bir şey yapacakmış gibi konuşma yenge! Abime ne yaptıysan ağzının içine bakıyor zaten! "
" Ona ağzının içine bakıyor denmez, aşkla yanında yer alıyor denir! "
" Aman neyse ne! Yengem, abimi bir sen kandırırsın valla. Selim niyeti bozmuş gibi, abimle konuşacağını söylüyor. Uygun dille sen anlat en azından! " demiş, dudaklarını büzmüştü. Ardından duydukları Mirza'nın sesi ile susmuştu.
" Rozalin bugün gider miyiz? "
" Geliyorum Mirza, 5 dakika! " diyerek Mirza'ya bağırmıştı Rozalin. Ardından Zilan'a dönmüş; Kenan'a söyle o anlatsın. Mirza kızacaksa da Kenan'a kızsın. " demişti gelerek.
" Az değilsin valla yengem! Ben içeri gidiyorum sen hazırlan. "
" Akşam geldiğimizde Mirza'ya anlatırım. " demişti tam kapıdan çıkan Zilan'a bakıp gülerek.
Mirza, Rozalin'in sesi ile sıkıntıyla nefesini vererek koltuğa geri oturmuştu. Tam iki saattir, okuldan arkadaşlarıyla çıkacakları yemek için Rozalin'in hazırlanmasını bekliyordu. Aradan geçen 15 dakikadan sonra daha fazla oturamamış, yerinden kalkarak yatak odasına yönelmişti.
" Yeter ama Rozalin! 5 dakika de- "
Söylenerek odaya girdiğinde, Rozalin'i görmesi ile olduğu yerde kalmış, konuşmasının devamını getirememişti.
" Elimde değildi Mirza, Alaz'ı doyurmam gerekti ama hazırım artık gidebiliriz. " demişti küpesinin tekini takarken. Ardından arkasını dönmüştü ki, Mirza'nın kaşlarını çatarak baktığını görmüş; " Mirza ne oldu? " demişti yanına giderken.
" Böyle gelmeyi düşünmüyorsun değil mi? " demişti elbisenin kısa olan boyunu görünce kaşlarını çatarak.
" Evet böyle gelmeyi düşünüyorum Mirza! Üstüme olan tek elbise bu. Hem sen ne zamandan beridir giydiklerime karışıyorsun? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...