Mutluluğun gözü kördür,
Yanlızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.Özdemir Asaf
Rozalin, sabah gözlerini büyük bir açlıkla açmıştı. Zor da olsa Mirza'nın kolları arasından çıkmış, mutfağa inmişti. Günlerdir süren iştahsızlığı sanki büyük bir açlığa dönüşmüş, midesini kemiriyordu.
Büyük umutlarla buzdolabını açmış, boş olduğunu gördüğünde, hayal kırıklığı ile geri kapatmış, diğer dolapmaları tek tek bakmıştı. Birden belini saran kollarla ürkerek çığlık atmıştı.
" Neden sabah kalktığımda seni yatakta göremiyorum acaba Rozalin? Bir daha ben uyanmadan yataktan kalkman yasak! "
" Baş üstüne ağam! Tuvalete giderken de izin alayım mı? "
" Rozalin! Hem ne yapıyorsun bu saat de?
" Asıl sen ne yapıyorsun Mirza? Ödümü kopardın! "
"Sorumun cevabı bu değil! Ne yapıyorsun böyle kedi gibi !"
" Sen ne öyle sessiz geliyorsun hırsız gibi! "
" Saat daha sabahın 6'sı neden kalktın? "
" Acıktım Mirza oldu mu? Zaten yiyecek bir şey de yok! Hayır anlamıyorum madem buraya gelip kalıyoruz, insan bir şeyler alıpta gelir. Her yer tam takı- "
Rozalin'in sözünü kesen Mirza'nın dudakları olmuştu. Mirza öyle büyük bir açlıkla kavramıştı ki Rozalin'in dudaklarını bir türlü kopamıyordu. Nefesi tükenene kadar öpmüş, zor da olsa ayrılmıştı.
" Çok konuştun be hatun.... Az biraz nefes al! " demişti Rozalin'in dudaklarına küçük bir öpücük daha bırakarak. " Hadi konağa gidelim de karnınızı doyuralım! Yoksa açlıktan duvarları kemirmeye başlayacaksın! " demişti gülerek.
Rozalin, hem nefesini düzene sokmaya,hem de anın getirdiği heyecanı üstünden atmaya çalışırken Mirza' nın söylediği şey ile kaşlarını çatmış;
" Sen bana ne demeye çalışıyorsun Mirza ağa? Neyim ben, fare mi? "
" Ben öyle bir şey demedim! "
Rozalin, sinirle arkasını dönmüş söylene söylene mutfaktan çıkmış, yukarı çıkarak üstünü giymeye başlamıştı.
Mirza, giden Rozalin'in ardından gülümseyerek arkasından o da mutfaktan çıkmış, yukarı çıkarak odaya gitmişti. İçeri girdiğinde Rozalin'in üstünü giydiğini görmüş, yüzündeki tebessüm ile o da üstünü giymeye başlamıştı.
Araba konağın önünde durduğunda, Rozalin Mirza'yı beklemeden inmiş konağa girmişti. Yukarı çıkacakken, mutfaktan olan Ayşe, Zelal ve Zilan'ı görmüş, mutfağa gitmişti.
" Günaydın kızlar "
" Yengem! Nerelerdesin sen ya? Özledim valla! " diyerek sarılmıştı Zilan Rozalin'e.
" Bağ evine gittik öyle! Siz ne yapıyorsunuz? "
" Zelal bize bîno yapıyor "
" Bîno mu? Ay çok severim! " demişti tekrardan kendini gösteren açlık hissi ile.
" Gerçekten mi hanım ağam? Bilir misiniz nasıl yapıldığını? "
" İstanbul'dayken okulda vanlı bir arkadaşım vardı. O yapmıştı. Biraz yağlı ama çok güzel! Neyse, ben üstümü değiştirip geliyorum! " diyerek yukarı odasına gitmiş, üstünü değiştirerek tekrardan aşağıya inmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔
RomanceRozalin, içinden geleni yapmış, karşılık vermişti Mirza' ya ama, sırtı yatağa değdiği anda aklına gelen şey ile buz kesmiş, duraksamışdı. " SEN, KARIM OLMAYA LAYIK DEĞİLSİN! " Rozalin, zorda olsa Mirza'dan ayrılmış, elini göğsüne koyarak kendinden...