Tüm bu görüşmeler, koşuşturmaca, hüzün ve sevinç karnımı acıktırmıştı. Müzenin yakınlarında olan bir restorana geçip bir şeyler sipariş verdik. Lavi tuvalete gitmiş bense o adam hakkında Lavi'ye bir şeyler demeli miyim diye düşünüyordum; çünkü emindim BTS Busan'da çalıştığım yere geldiğinde o adam da onlarlaydı, hatta Han ile yaptığı küçük sohbeti bile duymuştum. Nereli olduğumu sormuş Han'da ona Türk olduğumu söylemişti bir ara 'tavşan' olarak algıladığımı bile düşünmüştüm.
Lavi'nin masaya gelmesiyle konuya ani bir giriş yaptım
' Şu müzede gördüğüm adam, galiba onu tanıyorum.' Sıkıntıyla verdiğim nefes kaşlarını çatmasına neden oldu.'Nerden tanıyabilirsin ki?' Deyip oturmadan önce peçetelikten birkaç peçete ile elini kurulayıp sandalyesini çekip oturdu.
'Busan'dayken bu adam da BTS ile kafeye gelmişti.' Sanki çok gizli bir şey söylüyor gibi masaya iyice eğildim.
' Yanlış görmüş olmayasın? Bazen miyopluğun tutuyor çünkü senin.' Alayla güldü hala bana inanmıyordu; ama ben emindim.
Kafamı aceleyle sallayıp kaşlarımı kaldırdım
'Çok düşündüm ve eminim bundan, o sergi ile alakası ne acaba?' deyip alnımı ovuşturdum, düşünüyordum. Acaba o da şirket bünyesinde mi çalışıyordu? Ya da çok yakından bir tanıdıklarıydı... Olamaz mıydı? İçime dolan umut nedense Joon'a yakın hissettirmişti beni.Neler düşünüyordum!
'Sence o şirket çalışanı mıydı yani?' Lavi de bir an paniklemiş masaya eğilmişti
'Neden olmasın? Sana sergiyi kimin düzenlediğini söyledi mi?'Sorumla biraz toparlanmış çenesinin altına ellerini yerleştirmişti, konuşmayı gözden geçirir gibi düşüncelere daldı Lavi.
'Hayır, söylemedi. Ben de sormadım. Bunu nasıl düşünemem ben! Acaba kim düzenliyor...' bu, ne olursa olsun önemli bir detaydı; ama Lavi heyecandan atlamıştı.
'Tam olarak adı neydi demiştin?' Dedim ve telefonumda safariyi açtım.
'Kim Doo Hyung' diye kısa bir cevap verdi. Hızlıca ismi yazıp bir sonuç bekledim ama safari de bana istediğim bilgileri vermedi.
Heyecanla iç çekip telefonu diğer elimin avucuna vurdum
'Bir şey yok; ama gördüğüm kişinin o olduğuna eminim. ' parmağımı dudaklarımın arasına götürüp sabırsızca kemirdim. Lavi elime vurup çekmemi sağladı şimdi ise bacağımı yerinde saydırıyordum.'Ne zaman şu iğrenç alışkanlığından vazgeçeceksin?! Kemiklerin görününce mi!'
Uflayarak elimi ağzımdan çekip bacaklarımın arasına sakladım. O ara büyük kaselerde buharı üstünde yemeğimiz önümüze kondu. Demir çubukları çıkarıp kaseyi kendime yaklaştırdım, sebzeli udonu iştahla karıştırıp çubuğuma aldım.
'Ya BigHit düzenliyorsa....' dedi birden Lavi. Kendimi gülmekten alıkoyamadım
'Adamların işi gücü yok bunu mu yapacaklar.' Deyip yukardan baktım ona bir yandan da yemeğime üflüyordum.
Lavi alıngan şekilde ' bunu mu derken? Neden düşünmesin ki adını gizli tutar, yeni sanatçılara bu şekilde de ön ayak olabilir hem bu da bir kazanç onlar için. Sadece o şirketi BTS ayakta tutmuyordur.' Dedi. Haklıydı; bir yandan da haksız. Tek bir konserden ne kadar para alıyorlardır diye düşünmeden edemedim. Sonra Joon'un yorgun yüzü gözümün önüne geldi hızlıca kafamı sallayarak beynimden uzaklaştırdım.Bir süre sessizce yemeğimizi yedik. Ben kafamı tamamen Joon'a vermişken Lavi kesinlikle sergiyi düşünüyordu. Ben, o sergi sayesinde belki Joon'u da görürüm düşüncesiyle yanıp tutuşurken Lavi de alacağı beğenileri düşünüyordu. İşte hayatımız böyleydi. Birimiz hayal dünyasında imkansızlıkları düşünürken diğeri kendine seçtiği yolda emin adımlarla yürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joon | Kim Namjoon
Fanfiction'Hayaller ne kadar da güzel' demiştim oturduğum yerden düşüncelere dalarken. Kim bilebilirdi ki yaptığım aptalca bir seçimle hayallerime ulaşacağımı.