Soğuk rüzgar

566 53 6
                                    

Sabaha karşı sinsice, ses yapmadan odama geçip nasıl uyuduysam şimdi de aynı sessizlikte odadan çıktım. Uyku tutmuyordu, bu yüzden erken uyanıyordum. Kaç saat uyumuştum, dört mü? Telefonu elime alıp saate baktım, dokuzdu. Ayağıma kabaca geçirdiğim terlikleri sürüyerek salona geçtim. Lavi elinde büyük bir kaseyle bacaklarını koyu gri koltukta toplamış, oturuyordu. Onun uyanmadığını sanıyordum, anlaşılan Lavi benden önce uyanmıştı. Kaşığı ağzına sokup bana baktı.

'Erken uyanmışsın.' Dedim, sesim çatallıydı. Dün gece Joon ile yürürken biraz üşümüştüm, havalar üstümdeki etkisini gösteriyor gibiydi.

'Evet,uyku tutmuyor.' Diyerek ağzındaki mısır gevreğini midesine gönderdi. Üst dolaplardan birini açıp kase çıkardım,

'Dün gece çok geç geldim, seni rahatsız mı ettim yoksa?' Buzdolabından süt çıkarıp mısır gevreğinin üstüne boca ettim. Büyük yemek kaşığını kasenin içine batırıp tüm gevreklerin ıslanmasını sağladım.

'Çıktığını duydum, eve geldiğini de duydum; ama senden kaynaklı değil.' Dedi aramızdan soğuk rüzgarlar geçiyor, beni geriyordu.

Koltuğun diğer köşesine oturup bacaklarımı bağdaş yaptım, yüzüm ona dönüktü.

'Son zamanlarda görüşemiyoruz.' Başka diyecek söz bulamamış gibi bunu demiştim.

'Evet, çok yoğunsun. Nerdeyse her gün şirkettesin. Hatta her gece. Yoongi canına okuyor olmalı?' Söylediği sözle keyiflendi. Yüzüne bir sırıtış yerleştirip bana baktı

'Çok hoşuna gitti galiba...' kıkırdadım
'Evet, oldukça. Hakkediyorsun çünkü.' Dedi gülerek
'Hadi ama Lavi, geberiyorum. Görmüyor musun?'
'Görüyorum, az bile. ' deyip omuz silkti
Gülmeye başladım ' tamam, kabul ediyorum. Çok sorumsuzum, ayrıca duyarsız...Hiç değilse arayabilirim, mesaj atabilirim... '

'Farkındasın yani...' dedi kırgınca

'Evet, farkındayım. Vaktim olmadı, şarkının çıkması ve tüm o şirket karmaşası beni geriyor.Yoongi'nin uğraştığını gördükçe kendimi rahatsız hissediyorum, albüm hazırlığı, konser hazırlığı yetmezmiş gibi bir de benim işimle uğraşıyor. Azıcık dikkatim başka yere kaysa, ondan daha az çabalıyorum gibi hissediyorum.' Dudaklarımı kenara götürüp yakındım,

'Sen zorlamadın onu bu işe, böyle düşünmen saçma.' Dedi biten kaseyi masif sehpaya koyarken, tekrar aynı pozisyonunu alıp bana baktı

'Haklısın.' Dedim. Koca kaşığı ağzıma götürüp akan süte aldırmadan gürültülü bir şekilde yemeye başladım. Bundan nefret ederdi Lavi, ben de...

'Ahh! Kes şunu.' Deyip koltuğa vurdu. Büyük bir kahkaha patlattım. Onu sinir etmeyi arada seviyordum; ama arada...

'Ben bu arkadaşımı özledim işte, hadi barışalım' gülümsemem yayılırken boğazımdan aşağı sıvı bir şeyler geçmesine bir yandan seviniyordum.

'Tamam, affettim ama bir daha olmasın' anında ruh halini değiştirip, heyecanlı sesiyle devam etti ' Hiç Tae'yi gördün mü şirkette?' Beklentiyle dolan gözleri kafamı olumsuz sallamam ile ellerine döndü.

'Ama bol bol Joon görüyorum.' Dudak büküp gözlerimi odada gezdirmeye başladım. Beklediğim tepki anında geldi

'Yoksa konuştunuz mu?' Hemen evet cevabını verdim Lavi'ye. Ellerini birbirine geçirip bana daha da yaklaştı. 'Anlatmak için neyi bekliyorsun?!'

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin