Satılık tablo

639 63 3
                                    

'Ne yaptım dedin!'
Lavi ile iki saattir süren konuşmamız büyük yüzleşmeden sonra Joon ve o geceye dönüşmüştü.
'Öptüm.' Diye yanıtladım.
'Aman tanrım Lu, neden yaptın?' Gözleri uykusuzluktan kızarık olan Lavi bana kızmayı bırakmış benim yerime üzülme evresine geçmişti.
'Yaptım bir salaklık yine.'
'Salaklık değil o senin yaptığın, gelecekte ne hissedeceğini düşünememe...' haklıydı. Normalde geleceği hep ben düşünürdüm, mantığımı hemen devreye sokar çözüm yolları üretirdim; ama bu sefer hiç birini yapamamıştım.
'O ne yaptı?'
'Nasıl ne yaptı Lavi?'
'Yani tavırları nasıldı, karşılık verdi mi?'
Biraz utanmıştım.... 'Öyle bir şey değildi sadece öptüm. Sonra o beni öptü.'
'O, seni geri mi öptü!'
'Evet, şöyle tepki vermeyi bırakacak mısın kendimi rahatsız hissediyorum.' Deyip boynumu kaşıdım.
'Haklısın ama şu an mimiklerime sahip çıkmamı bekleme benden. Sence bir gece diye düşündüğü için mi geri öptü?'
'Bilemiyorum, duygusal bir öpücük gibiydi ama çok da ayırt edemiyorum. Belki de benim kuruntumdur. O da ben de sadece o gecelik olduğunu biliyorduk...'

Kendimi Lavi'ye açtıkça rahatlıyordum, bir yandan içim hala Joon'u düşünüyordu bir yandansa yaptıklarımın, verdiğim tepkilerin aşırı olduğunu düşünmeye başlamıştı. Sonunu bildiğim bir oyundu çünkü o gece. Bile bile lades demiştim her şeye, sonuçlarına da katlanmak zorundaydım.
Konuyu büyük bir titizlikle kapatmış sonunu getiremediğimiz sohbete bir son hazırlamıştı Lavi.
'İşten ayrıldım.'
'Ciddi misin?! Bir an çok erkenmiş gibi hissettim.' Demiştim
'Çok da erken değil Lu, iki ay sonra konser var. Bizim de planımız böyle değil miydi?'
'Doğru ya konser...' saçlarımı tek elimle arkaya attım
'Hala gidiyoruz değil mi? Kararda bir değişiklik yok?' Çekingen bir şekilde sorduğu soru hemen kafamı sallamama neden oldu
'Tabiki gidiyoruz, başından beri planımız buydu. Hem benim için bir şey fark etmeyecek o gece ile bu durum çok farklı.' Demiştim, haklıydım da kafamda RM ile Joon'u ayırmaya çalışıyordum. Sanki iki ayrı insanmış gibi...

'Bileti de almıştım zaten, haberin yok tabi senin. Nerden olsun telefonlarıma çıkmadın ki....' yüzünü buruşturup birkaç kelime daha etti. Daha sonrasında ise biletinin fotoğrafını atacağını söyledi.
'Mutlaka at seni karşılamaya gelebilirim belki, izin alırsam tabi.'
'Ne demek izin alırsam, beni almaya gelmeyecek misin?' Bana o köpek bakışını atıyordu yine, yapmaya çalışıyordu daha çok .... Haline gülüp tamam halledeceğim dedim.
'Kafe sahibiyle konuştun mu peki?'
Aahhh!... İşte unuttuğum bir şey daha hem de en önemlilerinden.
' Unuttun değil mi Lu? Unuttun mu ?! Biliyordum işte.' Deyip kafasını yastığa attı.
'Üzgünüm, bu ara kafam çok dağınık, en yakın zamanda konuşacağım. Kalmana izin verdikten sonra gerisini hallederim bir şekilde. Olmadı iki aylığına başka bir yerde iş bakarım. Çok kolay değil tabi ama en azından denerim.' Derin bir nefes alıp uffladım. Gerçekten hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildi.

Lavi ile biraz daha konuşmuş sohbeti bitirmiştik. Telefonu kapatıp hemen olduğum yerden ayrılmıştım, düşünmek istemediğim şeyleri hatırlatıyordu bana burası. Daha fazla hatırlamak istemiyordum. Odama çıkıp yatağıma uzandım. Kulaklığımı takıp üstünde çalıştığım şarkıyı dinledim, kafamı meşgul edeceği için memnundum.
Aslında arkadan gelen ıssız bir tonu biraz bas sesi vardı tiz bir vokalle iyi olabileceğini düşünüyordum. O kadar tize çıkıp sakin söyleyebileceğimi düşünmüyordum ama en uygun zamanda deneyecektim. Ekipmanım olsaydı şimdiye yüz defa yapıp bozmuştum melodiyi ama ekipmanım yoktu. Gözlerimi kapatıp başa sardım şarkıyı.
Başındaki sakinliği sevmiştim. Gittikçe yükselen tonlamalar da güzeldi, melodisi kafamda sakin bir yerde yürüyormuş hissi veriyordu. Sözler ise yoktu. Eski yazdıklarımın hiçbiri bu yeni şarkıya olmazdı, bir kere duygusunu vermiyordu. Bana yeni  şeyler lazımdı. İçten gelen, yaşanmış olan bir şeyler....


Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin