Küçük kusurlar

366 30 8
                                    

Sabah iğrenç alarm sesine kalkıp ertelediğim binbeşyüzüçüncü alarmı kapattım. Geç kaldığım için saçımı kabaca topladım, üstüme bir şeyler giyip dışarı fırladım. Yolda telefonum birkaç kez çalmış koşturmacadan açamamıştım da. Şirkete koşarak girmiştim, kimliğimi okutmadan asansöre binmeye çalışmam hayli komikti, bu uygulamaya yeni geçildiği için çok alışamamıştım. Boynuma kartımı asıp dördüncü kat düğmesine bastım. Asansör kapısı açılır açılmaz Do Hyeong'un bana gülümseyerek kahve uzatması bir oldu. Sabahları aç karnına kahveyi sevmesem de içiyordum işte. Alışkanlıklarım değişmeye başlıyordu belki de.

'Tüm gece çalıştın değil mi? ' yanımda yürüyüp elindeki poşeti savuruyordu. Ben de bana uzattığı kahveyi açıp büyük bir yudum almıştım.

'Evet, mix işinde hiç iyi değilim. Neden ısrarla bana veriyorsunuz anlamıyorum.' yüz buruşturdum. Bu Hyeong'u güldürmüştü

'Daha iyi olman için tabiki... Yaptığın her şeyi bir eğitim gibi düşün mükemmel olmasa da sorun değil' omuz silkip önünde durduğumuz kapıyı açtı. İçeri girerken göz kırpmıştı.

Kısaca özür dileyip Pdoog'un masasının yanındaki koltuğa oturup dizüstünü onunkine bağladım. İçimden umarım iyi iş çıkarmışımdır diye geçiriyordum. Do Hyeong arkadaki sehpaya koyduğu poşetin içinden bir kahve daha çıkarıp Pdogg'a uzattı.

Kibarca kabul edip 'Bugün TXT ile kaydın yok muydu?' diye sordu.

Korece onu onaylayıp devam etti 'Lu'nun nasıl mix yaptığını merak ediyorum. Dinledikten sonra stüdyoya çıkacağım.' deyiverdi. Yüzüm daha da düştü,

'Fena değil; ama düzeltme geçmemiz gerekiyor.' dedi Pdogg şarkı bittikten sonra. Do Hyeong bana dönüp gözlerini kıstı,

'Sana demiştim, dünyanın sonu değil' bir elini omzuma koyup desteklediğini hissettirip 'ben gidiyorum, 'diyerek çıktı. Öğlene doğru tüm projeyi yetiştirip vokal kaydı için hazır hale getirmiştik. Her şey için fazla heyecanlıydım. Bu benim ilk prodüksiyonumdu, onlarla olan ilk... Her şeyi en iyi şekilde yapmak istemem de bundan kaynaklanıyordu. İkide stüdyoya gelen üyeler beni tuhaf bir hissin içine sürükledi. İçimden -Lu ne yapıyorsun sen ? Tam olarak ne yapıyorsun ? Bu insanlarla nasıl çalışmaya başladın gerçekten?!- diyordum sürekli.

Zihnim panik halindeydi. Birkaç kez yaptığım hata Jin'in yardımseverliğiyle kapanıp gitmişti bu da beni kendime getirmeye yetmişti. Profesyonel gibi olmalıydım, beynim ne kadar çıldırmış olsa da.

'İlk Yoongi'nin bölümü ile başlayalım.' Diyerek bana direktifler verdi Pdogg. Birkaç kez kayıt tekrarlayınca şaşırmıştım açıkçası, onlar direkt mükemmel kayıt almalı tekrara bile düşmemeliydiler. Hiç değilse benim zihnimde öyleydi... Kendime kızdım, ben kayıt alırken yüz kere vokal siliyordum. Yalnız olmadığımı bunun için hayıflanmamam gerektiğini düşündürttü bu olay.

'buraya bir vokal alacağız.' Önündeki düğmeye basıp camekanın ardındaki Yoongi ile iletişime geçti 'tamam buraya kadar süperdi.'

Diğer üyelerin ayrı vokalleri gün sonuna kadar sürmüştü akşam da grupça alacağımız kayıtlar vardı başlamadan önce biraz soluklanmaya çatıdaki terasa çıktım. Nedense şirketten ayrılmak çok zor gelmişti, asansörle yukarı çıkmak daha kolaydı.

'Hava çok güzel değil mi?'

Arkamdan gelen sese dönüp yüzümü gökyüzüne çevirdim 'bu gece küçük tozlar da çok yok.'

'Evet, şimdi sokakta yürümek ne güzel olurdu.' Deyiverdi Jimin. Bu beni biraz üzmüştü.

'Farklı bir evrende olsaydık, sana o yürüyüşte kesinlikle eşlik ederdim.' Dedim. Onu hep sıcak bulmuştum, nedeni yüz hatlarından ya da yaşından kaynaklı değildi. Sadece kendimi yakın hissediyordum belki de nazik olduğu içindi.

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin