Hayatı sevmek üstüne

297 28 14
                                    

Ekimin son haftasına herkes bomba gibi hazırken ben bitiktim. Uykusuzdum, endişeliydim ki bu beni uykusuz endişeli döngüsünün içine durmadan fırlatıyordu. Zaman zaman stresten karnıma ağrılar giriyordu. Yakın zamanda, bir ara müzik yaptığım kafeye gidip Sue ile sohbet etmiştim. Onun kaygısızlığına ihtiyacım var gibi düşünmüştüm nedense. Çünkü çevremdeki herkes bir koşturmacanın içindeydi herkesin kendine göre bir görevi vardı ve bunu mükemmele ulaştırmaya çabalıyordu. Bu yönden yalnız değildim; haliyle sızlanacağım pek kimse de yoktu yanımda.  Onunla geçirdiğim bir iki saat daha iyi hissetmemi sağlamıştı açıkçası. Bir iki haftadır da Yoongi'yi göremiyordum. Neredeyse stüdyosundan hiç çıkmıyordu. Çıktığı zamanlarda da ben şirkette olmuyordum. Joon ile arada görüşsek de bu pek sevgili buluşması için olmuyordu daha çok kayıt yinelemeleri ve ek işler dahilinde gerçekleşiyordu. Ben daha çok Do Hyeong ve Pdogg ile beraberdim. Pek şikayetçi değildim; çünkü bu albümden çok şey bekliyorlardı. Bekliyorduk. İlk yayımlanacak olan şarkı, bir sanatçının kendi benliğini anlatan bir kompozisyona sahipti. Çıkış parçası değildi ama bir o kadar da önemliydi; çünkü Lavi'nin de görev aldığı projenin bir parçasıydı. Benim ilk projemdi ve bu gerçekten büyük bir projeydi. Neredeyse dünyanın her ülkesinden farklı mecralardan gelen sanatçılar bir çatı altında birleşip sanatlarını konuşturacaktı. Öncülüğünü BTS yaptığı için de şirket olarak her yere yetmeye çalışıyorduk. Yarın gerçekleşecek olan açılışa herkes davetliydi. Sanatın en tepesinden en alt tabakasına kadar, herkes... İşin güzel tarafı halkı da aynı anda kabul edecek olmalarıydı. Sonuçta sanatın altında herkes eşitti. Bu gelecekte övündüğüm bir şey olacaktı. Biz yaptık diyebilecektim. Düşününce bile sevindirik oluyordum, beni diğer heyecanlandıran şey de Pdogg ile üstünde çalıştığımız şarkıydı. Üstündeki çabamı başka hiçbir şeye kullanmamıştım sanırım. İnsanların düşüncelerini çok merak ediyordum haliyle, aldığımız kayıtlar mükemmeldi. Arkadaki vokallerde tüm üyelerin seslerinden yararlanmıştık; bazı kısımlarda neredeyse bir karıncanın duyabileceği seste benim de vokalim vardı. Ancak çok dikkatli dinlerseniz anlayabileceğiniz tarzda bir kayıttı bu, belki de ses bana ait olduğu için ben duyabiliyordum. O da olabilirdi...Her neyse küçücük bir parça ben olması da hoşuma gitmişti ben biliyordum gerisi önemli değildi.

Şirketin diğer yapımcılarına ve Bang Shi Hyuk'a bir hafta öncesinde dinlettiğimiz alfa kayıt çok beğenilmişti ama betası daha bir güzeldi. Tabi ki Pdogg yine harikalar yaratmıştı. Düşününce, bu insanlarla çalıştığımı tam kavrayamıyordum. Mesela şirkette olanları Lavi'ye anlatırken gerçekliğinden şüphe duyuyordum bir türlü ağzıma yakışmıyordu şirket ismi, çalıştığım insanların isimleri. Diğer yandan tuhaf da geliyordu; çünkü hala kendimi başarılı sayamıyordum. Ben daha çok ham bir meyve gibiydim, dalımda bekliyordum bana su verip güneşte kızartan da şirkettekilerdi. Umarım iyi işler başarırım diye geçirdim bir kez daha içimden.

'Hey Lu?'

Uyku ile uyanıklık arasında olduğumu Yoongi'nin sesini duymamla kavrayabilmiştim ancak. Gözlerimi GeniusLab'ta açtım. Her zamanki gibi soğuk olan şirket incecik giyinen beni üşütmüş deri koltukta iki büklüm kalmama neden olmuştu. 'Yine mi uyuyakaldım.' biraz homurdanmayla karışık çıkan sesimde mahmurluk vardı.

'Sorun değil, 'deyip usulca kendini koltuğa bıraktı. O benden de yorgundu, hem provalar hem klip çekimleri, konuk olacakları programların çekimleri, tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de bolca reklam alıyorlardı bu ara... Neye zaman yetireceklerini kestiremeyip uykudan ve evden feragat etmeleri o kadar normaldi ki asla garipsemiyordum bu ruh gibi hallerini. İşin arka tarafında hepimiz yorgunduk ama biz yakınabiliyorduk; onlarsa her zaman mükemmel olmak zorundaydı. Bunu düşünüp dudaklarımı büzdüm. Siyah deri koltukta oturur pozisyona gelip ayaklarımı gerinir gibi ileri ittirdim, üstümden bir şey sıyrılıp yere düştü. Krem rengi kalın hırka bana yine anılarımı hatırlatıyordu şimdi. Gülerek elime aldım,

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin