Okyanus

871 70 0
                                    

Bir süre arkasından onu izlemiş sabaha doğru odama geçmiştim, çok yorgun olduğum halde uyuyamıyordum. Yüzümde aptal bir sırıtış düşüncelerimden kaynaklı bir utanma dürtüsü vardı. Joon ile sohbet etmiştim. Daha doğrusu o benim yanıma gelmişti. Bu çok tuhaftı, inanılması güçtü. Sanki az önce yaşadıklarım bir hayaldi ben de yaşanmayan şeyleri düşünen şizofren bir kız...
Yatağıma yatıp öylece tavanı izledim aklıma gelen düşünceyle apar topar kalkıp ayna önünde üstümdekilere baktım.... Ne felaket bir görüntüydü! Üstümdeki kapşonlu en az dört beden büyüktü bana, pijamam hakkında tek bir yorumum bile yoktu. Gözümün altı yorgunluktan çökmüş saçlarımsa rüzgardan kabarmıştı. Vücudumda o kadar çok adrenalin birikmişti ki yanaklarım kızarmıştı. Hoşuma gitmeyen görüntüme sinirlendim...
' Şu haline bak?!'
Umutsuzca yatağa bıraktım kendimi. Ne düşünüyordum ki? Kendime itiraf edemediğim binbir türlü düşünce vardı kafamda. Kafamın içinde bile sessizce düşündüğüm... Acaba sabah da gelir miydi? Ya diğerleri, onlar ne yapıyordu? Jk ve Jimin burdaydı , diğerleri de burda olmalıydı... Gerçekten Busan'da ne yapıyorlardı? Merak ediyordum.
Sosyal medyaya girip fanların konuştuğu bir şeyler var mı diye baktım; tüm fanlar verdikleri konserlerin etkisindeydi. Gifler yapılmış, videolar editlenmiş, özel fanların çektiği fotoğraflar paylaşılmıştı. Kimse BTS'in nerde olduğunu bilmiyordu. Buna sevinmiştim. Rastladığım videoları izlerken de özenmiştim. Sahnede çok başkaydılar. Sanki içlerinden bambaşka biri fırlıyordu, hem seksi hem de tatlı olabiliyorlardı... Tabi bunların hepsi eğitimleriyle alakalıydı. Sanatçı olmak için eğitim almışlardı ve hakkını da fazlasıyla veriyorlardı.

Yüzüstü yattığım yataktan alarmımla fırladım, bir süre telefonumu aradım. Yatak ile dolap orasına düşürmüştüm. Sosyal medyadayken uyuyakalmış olmalıydım, umarım saçma şeyler beğenip paylaşmamışımdır diye geçirdim içimden. Daha sonrasında günlük rutinime başladım müzik eşliğinde duş aldım, yüz bakımı yaptım hatta yüzüme bir şeyler sürdüm, parfümümü sıkıp altıma bir şort üstüme de kısa kollu bol bir tişört giydim. Bugün siyah converselerimi giyecektim. Yıllardır isteyip de alamadığım ayakkabıları Kore'ye bilet aldıktan sonra 'battı balık yan gider' düşüncesiyle almış buraya geldim geleli de hiç giymemiştim. Aynada son bir kez kendime baktım yanaklarım hala biraz kırmızıydı, gözlerim parlıyordu. Mutluydum. Gerçekten mutluydum ve nedenini de kendime itiraf edemiyordum.

Gün boyu gözüm kapıdaydı, herkesle sevecenlikle ilgilenmiş arada mutfağa gidip Soo He 'ye bile yardım etmiştim. Halbuki çok yorgundum. İçimdeki heyecan yorgunluğu göz ardı ettiriyordu. Kendimi yine Joon'u beklerken bulmuştum, bu hiç iyi değildi. Gün sonunda istediğimi elde edemeyince üzüntüden başka bir şey geçmeyecekti elime. Kafamı dağıtmak için Han'dan izin isteyip mutfağa geçtim. Soo He hazırlık yapıyor bir yandan da bulaşıkları halletmeye çalışıyordu.
'Ne yapıyorsun?' Büyükanneden öğrendiğim birkaç Korece ile söze girmiştim
'Beni korkuttun, geldiğini görmedim' demişti eli göğsünde. Soo He zayıf yüzlü biraz etine dolgun kısa boylu bir Kore kadınıydı. Saçlarını arkadan bir lastik tokayla bağlar, önlüğünün ön cebinde de mutlaka bir şeker taşırdı. Bunu bildiğim için öne atılıp cebinden küçük bir şeker aşırdım yüzümdeki gülümsemeyle tezgaha sırtımı dayadım.
' Bugün çok neşelisin... ' Soo He elindeki karıştırma kabını suya tutuyor bir yandan da benimle konuşuyordu
'Bilmem öyle miyim.. Her zamanki halim değil mi?' Ağzımdaki şekeri döndürüp sorumu tekrarladım
'Bugün menüde ne var? Lütfen tatlı bir şeyler olsun Soo He geçen gün profiterolleri yiyemedim.' Biraz dudaklarımı aşağı sarkıtıp naz yapmıştım. Bu komik tipime gülüp cevap verdi
'Bugün cheesecake yapacağım..'
Aniden doğrulup Soo He'nin neredeyse ağzının içine girdim
' Gerçekten mi ?! Beraber yapalım mı ? Lütfen...' o kadar heyecanlanmıştım ki. Joon gelebilir diyeydi tüm bu heyecanım ve ona sözüm vardı. Bu sözü tutmak istiyordum, bir yandan da saçma geliyordu bu davranışlarım. Joon benin neyim oluyordu ki? Arkadaş?... O kadar zaman geçirmişliğimiz bile yoktu. Biz sadece tesadüfler üstüne yolları kesişen iki yabancıydık ama yine de bir daha karşılaşırsak diye yapacaktım o keki...

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin