Rkive

648 56 12
                                    

Doğru mu görüyordum yoksa uykudan mı böyleydi? Kapalı olan diğer gözümü de açmak için zorladım. Yastığımdan, biraz kafamı kaldırıp ışığı en kısıkta olan telefonuma baktım. Hayır, doğruydu! BTS'in sosyal medya hesabında Joon bir emoji ile şarkı paylaşmıştı. Emojide tokuşan iki kadeh vardı şarkı ise 'May i ask' idi. Bu sarhoş olduğum gece söylediğim şarkıydı...Bana gönderme mi yapıyordu? İzlediğini söyleyebilirdi buna gerek yoktu ki. Joon'un sesi anlık kulaklarımda çınladı.

'Ben izledim ama'
'Tanındık birisi değil, biri sayesinde keşfettim; ama hiç fena değil.'......

Bahsettiği kişi ben olamazdım değil mi?! Peki ya o kadeh emojisi neydi!... Aahh! Kafamı sertçe yastığıma bıraktım, dinlemiş miydi? O halimi gerçekten izlemiş miydi?
Şarkının bir şekilde ona ulaşmasını istemiştim, o gece ona söylemiştim şarkıyı. Hepsi doğruydu ama yine de... Bilemiyordum. Gözlerimi uflayarak kapattım. Şarkıyı söylediğim kişiden utanıyordum daha, halbuki beni dinlemesini istemiştim...

********************************************

Son zamanlarda kafama takılan şarkıyla karanlık sokağa çıktım, her zamanki gibi, bol gelen siyah kapşonlum altımda da siyah şortum vardı. Bu gizli saklı işlere iyice kendimi alıştırmıştım, hızlı hızlı yürüyordum. Yetişmek istediğim bir yer vardı çünkü. Onlar dönmüştü, bir haftalık Amerika turu sona ermişti, bunun için mutluydum. İçimde dağ gibi olan heyecanıma yenik düşmekten korkuyordum sadece, onun dışında iyiydim. Telefonum elimde bir kere titredi, hemen açtım.

'Yoongi?'

'Nerdesin, her şey yolunda mı?' Sesi her zamankinin aksine canlı geliyordu.

'Evet, birazdan şirkete gireceğim. Turnikeler kapalı mı?'

'Evet, seni almamı ister misin?'Yoongi sanılanın aksine kibar biriydi, bazen öyle bir ortam oluyordu ki benim rahatsız olabileceğimi düşünüp kendine çeki düzen veriyordu. Açıkçası bu beni biraz geriyordu;  yanımda rahat olmasını istiyordum. Yorgun olduğu zamanlarda ise sessiz ve uykuluydu genelde. Amerika'ya gitmeden, albüm öncesi hazırlıklar olduğu için oldukça stresliydi. Bana yansıtmak istemese de anlayabiliyordum. Bana hep kısa,net cevaplar veriyordu. Hepsine alışmıştım ama şimdiki sesi hiç öyle değildi. Birkaç bir şey dedikten sonra telefonu kapattı.

Şirketin içine girdiğimde klimaların soğuğu içimi ürpertti, hızlı adımlarla asansöre ilerledim. Asansör açılırken Joon'un içerde olabileceğini düşündüm, ne var ki asansör boştu. Kendimi gereksiz yere heyecanlandırabiliyordum bazen. Asansörün kapısı ineceğim katta açılırken de aynı hisle dolmuştum; ama yine kimse yoktu. Ağır adımlarla boş koridoru geçip ortak alandan sonra stüdyonun önüne geldim, kapısını tıklattım. Sessizce açıldı, işte şimdi ,hayal ettiğim gibi, o karşımdaydı. İşaret parmağını yavaşça dudaklarına götürüp sus işareti yaptı. Ben susabilirdim; ama kalbim şuracıkta patlayacaktı. Bana bir adım atıp stüdyonun dışına çıktı. Hiçbir açıklama yapmadan kolumdan çekiştiriyordu. İtirazım yoktu, onun götürdüğü her yere gidebilirdim. Bu kötüydü... Yandaki odanın şifresini girip aceleyle stüdyosuna adımladı. Sessizce onu izledim. Midemin sayamadığım krampları kalbime eşlik ediyordu. Odanın içine ilerleyen Joon bana döndü,

'Orda duracak mısın?' Sesi zihnimdeki tüm bariyerleri yerle bir etmişti şimdi, ondan uzak durmaya çalıştığım bir haftayı, bir cümlesiyle yıkmıştı. Bir şey demeden converslerimin bağcıklarını açmaya başladım.Ayağım parkeyle temas edince yığılacağımı sandım. Duvara dayanıp diğerini çıkardım. Tüm bu süre zarfında Joon beni izliyordu, kafamı kaldırdım, masasının önünde gülümseyen yüzüyle karşılaştım.

Onu özlemiştim.
Ona yansıtmamaya çalışıyordum.

İçimdeki heyecanı, özlemi bir kenara itip kapının yanında duran koltuğa oturdum.
'Yanlış bir zamanda mı geldim?' Dedim, halbuki beni şirkete çağıran Yoongi'ydi.

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin