Koşmak

561 37 19
                                    

İnsanlar tuhaftı, onların düşüncelerinde bazı sapkınlıklar vardı bastırılmış. Baskıyla yaşamak zor olunca da bir yerde bir şekilde dışa vurumları oluyordu. Eğer şanslıysanız küçük bir etki yapıyordu size ama hayır değilseniz kalıntıları büyük oluyordu. İnsanlar bencildi de, ister toplumun getirdiği kurallardan kaynaklı deyin ister özümüzden gelen bir dürtü... Ne olursa olsun biz insanlar bu iki kavramın arasında gidip geliyorduk. Olay seçim yapmak değildi, her insan ikisinden de biraz barındırıyordu sonuçta ama yine de çoğumuz hislerimize yenilmemeyi seçip kendi yolumuza bakıyorduk.İçimizde barındırdığımız her tuhaflığın bizden bir parça olduğunu savunanlardandım ben gerçi. Bence tehlikeli olanlar kavramların arasında sıkışanlardı...Tuhaflıkları, onları bazı şeyler yapmaya iterken; bencillikleri sadece ben düşüncesiyle hareket etmelerini sağlıyordu. Sıkışıp kalmak en kötüsüydü yani, sapkınlıklarının esiri oluyordu bazıları. Bir insan, tabiki dilediği şeyi sevip ona hayranlık besleyebilirdi ama aşırısı sapkınlık oluyordu. Anlamıyordum, galiba hayatım boyunca da anlamayacaktım. Her şeylerini bu insanlara göre ayarlayanlar vardı, bu biraz fazla olmuyor muydu? İçten içe eleştirdiğim bu tür davranışları olanlar değildi. Aslında sözümü esirgemediğim şey şu kültürdü. Belki de sadece Kore'de olan şu kültür... İdol dediğimiz insanların özgürce bir adım dahi atamaması durumu, kadın grupların hayranlarının en çok erkeklerden oluşması... Erkek grupların ise kadın... Hitap ettiği kitlenin evrensel olması gerekmiyor muydu? Sonuçta müzik böyle bir şeydi. Her yaştan, her ırktan, her cinsiyetten insanı aynı çatı altında toplayabiliyordu. Hem bu düşüncede olup hem de bünyesindeki sanatçılara bu özgürlüğü veremeyenleri şu kültürün kurbanı olarak değerlendiriyordum. Sonuçta hepimiz insandık ve özgürce yaşamayı hak ediyorduk. BigHit belki de bunu uygulayabilen şirketlerdendi ne kadar iç yüzünü tam anlamıyla bilemesem de yaşadığım bazı olaylar doğrultusunda bu kanıya varıyordum. Sanatçılarının arkasında olmaları güzeldi; ama onların da uğraşamadığı belki de küçük olarak gördüğü bir kitle vardı ki, sadece onlara has değildi ama yine de, dikkate alınması gereken kişilerdi. Gizli izleyiciliklerini sapkınlıkla sürdürüyorlardı. Evet, aşırı fanlardan bahsediyordum.

'Lavi, arkana bakma. Tekrar aşağı inen merdivene geçeceğiz.' kaşlarımı çatmış gözlerine ciddiyetle bakıyordum. Zihnimin en ücra köşelerinde bile hücrelerim bağırışıyordu. Stresten, heyecandan doğru düzgün düşünemiyordum, kadının bizi öldürecek hali yoktu sonuçta ama işte...Bazen yolda yürürken bile aklımda saçma düşünceleri ağırlardım. Şurdan elinde bıçakla biri çıksa, boş yolda yaya geçidinden geçerken birden arabanın biri yolun ortasına hızla düşse. Back to the future gibi... Sonra da kafamdan kaçış planları üretirdim bir nevi oyalanma yöntemiydi bu, isteyerek yapmadığım aniden gelişen bir düşünce gibi.

'Bir şey mi oldu ?'

'Sana bahsettiğim kadın arkanda, onu gördüğümü bildiği halde nasıl bu kadar yakınımıza girebiliyor anlamış değilim.' kafamı merdivenin bitimine çevirdim. Lavi kolumdan tutup merdivenleri tırmanmaya başladı, bitmişti bile. Biz aşağı inerken o yukarı çıkıyordu Lavi bilerek kadına bakıyordu.

'Ne yapıyorsun, ona cesaret verecek bakışların...' Türkçe konuşup fısıldaşıyorduk sanki anlayabilecekmiş gibi.

'Hayır, onun farkında olduğumuzu gösteriyorum. ' kadın bir süre sonra kafasını önüne eğip çıkışa doğru devam etti. Yorgun olup da böyle aksiyonlara girmek her şeyi unutturmuştu. Merdivenin aşağısında biraz durup beklemeye karar verdik. 'Gitti herhalde.' kafamı yukarı doğru kaldırıp ondan bir parça görmeyi düşündüm ama kimse yoktu. İçimde tuttuğum nefesimi verip 'Bir an cidden korktum,' deyiverdim

'Biraz ürkünçtü kabul etmeliyim. Kalın çerçeveli gözlük bazılarını sevimsiz yapıyor' yüzünü buruşturup, önüne gelen kısa saçlarını arkaya taradı. 'Ee, şimdi ne yapacağız? Eve gidemeyiz '

Joon | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin