Bera kafasını geri çekip onu sıkı sıkı sarmış olan karısını izledi hafifçe gülümseyerek. O günden beri ilk defa derin bir şekilde uyuyordu kadın. Yine Bera'nın kollarında bulmuştu huzuru. Derin bir nefes alarak iyice adama sokuldu Akça. Burnunu boynuna gömerken kollarını sıklaştırdı. Bera kadının alnına küçük öpücükler bıraktı.
"O kadar çok seviyorum ki seni." dedi fısıldayarak. Gözleri dolduğunda bir öpücük de şakağına bıraktı. Yanağını ona yasladığında her şey gözünün önüne geldi.
"Özür dilerim. Sana bunca acıyı yaşattığım için çok özür dilerim."
Gözlerinden düşen birkaç damla yaşa engel olamadı.
"Biliyorum, bana çok kızgınsın. Seni ve oğlumuzu koruyamadım. Bu yüzden içinde bana karşı çok büyük kırıkların var. Hatta belki de beni affetmiyorsun."
Tek kolunu kurtarıp kadının saçlarını sevmeye başladı.
"Ama sen öyle bir çıktın ki karşıma. Sanki o umursamaz adam bir anda yok oldu gitti. Sadece seninle kaybolmak istedim. Sadece senin olmak istedim."
Kadının çatallı sesiyle kendine geldi.
"Sen zaten hep bana aittin."
Bera, Akça'nın yüzüne baktığında Akça buruk bir gülümseme gönderdi ona.
"Sana sarılınca tüm acılarım hafifliyormuş. Kokunu duyunca her şeyle başa çıkılıyormuş."
Gözleri dolu dolu adamın sakallarında dolaştırdı parmaklarını. Dudağının kenarına ufak bir öpücük bıraktığında gözlerini kapattı.
"Ama artık acılarımı, acılarımızı hatırlamak istemiyorum. Biliyorum, hiç unutamayacağız onu."
Akça'nın gözünden bir damla yaş aktığında, eş zamanlı Bera da eliyle kadının yüzünü sevdi.
"Ama yaramızı artık deşmeyelim. Senin hiçbir suçun yok tamam mı? Kendini suçlama artık. Ben sadece seninle huzurlu bir hayat istiyorum. Mümkün olduğu kadar."
Anlamla gözlerine baktı kocasının.
"Sadece sen ve ben. Anlıyorsun beni dimi sevgilim?"
Bera hafifçe kafasını salladı. O sırada odaya dolan pati sesleriyle gülümsediler.
"Olsun." dedi Bera kadına sarılırken.
"Hem kızımız, hem oğlumuz var."
Linda ve Luca yatağa zıpladığında onları da aralarına almışlardı. Sanki acısını bilir gibi Linda kafasını kadının boynuna yanaştırdı.
"Annem." dedi Akça onu öperken.
"Duygusal kızım benim."
Bera yataktan çıkıp koltuğun kenarındaki hırkayı üzerine geçirdi.
"Bugün dışarda kahvaltı etmek ister misin? Hava da güzel hem."
Akça uykunun verdiği mayhoşlukla adama gülümseme gönderdi.
"Olur."
Bera ilk önce banyoda yüzünü yıkadı. Daha sonra odanın kapısını çekip çıktı. O çalan telefonuna cevap verirken Akça sırtını yatağın başlığına yasladı. Linda kadının karnını tekmelerken Akça başını sevdi.
"Artık orası boş annecim."
Linda sanki anlar gibi kadına masum bakışlar attı. Üçü birlikte yatağın içinde uzanırken, kapının çaldığını duydu.