28- Hançer

1.4K 162 180
                                    

Akça gözlerini açtığında sırtının ağrıdığını hissetti. Etrafa bakındığı ilk an yabancılık çekse de nerede olduğunu hatırlamıştı. Üzerindeki battaniyeyi kaldırdı ve kanepeden kalktı. Karşıdaki koltuğa baktığında babasının da orada uyuduğunu gördü. Ancak adam üzerine bir şey örtmemişti.
Kanepedeki battaniyeyi aldı ve Levent'in üzerine örttü sakince.

Minik adımlarla evi gezmeye başladı. Henüz neyin nerede olduğunu bilmeyecek kadar uzaktı buraya. Mutfağı bulduğunda köşedeki ışığı yaktı. Buzdolabını açarken tek elini karnına koymuştu.

"Oğlum sen böyle olur olmaz saatlerde hep acıkacak mısın?" dedi ve buzdolabında göz gezdirmeye başladı. Ancak pek bir şey olduğu söylenemezdi. Gözüne çarpan kavanozla yutkundu kadın. Uzanıp eline aldığında gözleri parlamıştı.

Çekmeceleri karıştırdı ve bir tatlı kaşığı buldu kendine. Tezgaha yaslandı ve kaşığı çikolataya daldırdı iştahla. O sırada mutfağın kapısı açılmıştı.

Akça gözlerini kapıya çevirdi dolu ağzıyla.

"Baba?"

Levent kadını görmesiyle gülümsedi.

"Gittin sandım."

Akça bir kaşık daha aldı çikolatadan. Acı bir şekilde tebessüm etmişti.

"Gitmedim."

Daha sonra Levent bir iki adımda içeri girdi. Sandalyeyi çekip kızının karşısına oturdu.

"Hep böyle geceleri kalkıp bir şeyler kemiriyorum." dedi Akça. Açıklamak zorunda hissetmişti kendini.

"Hiç rahat durmuyor içerde. Sürekli karnımı yumrukluyor."

Levent iyice arkasına yaslandı.

"Oğlun sana benziyor."

Akça yarım ağız güldü ve elindekini bıraktı. Levent'in karşısındaki sandalyeye yerleşti.

"O ne demek?"

"Annen de sana hamileyken, özellikle geceleri," dedi kaşlarını kaldırarak. İkisi de bu cümleden sonra gülüştüler.

"Hep bir şeyler yerdi. Kaç kere hırsız var diye odadan mutfağa inmişimdir."

Akça derin bir nefes aldı.

"Başka ne hatırlıyorsun çocukluğumla ilgili?"

"Her şeyi." dedi Levent gözleri dolu dolu.

"Sen benim kızımsın. Nasıl unutabilirim ki?"

Akça cümlenin devamını bekler gibi baktı babasına. Levent gülümsedi.

"Böyle sen iki yaşına gelmiştin. Biz de salona senin için kocaman bir oyun alanı yapmıştık."

Akça iyice meraklanmıştı.

"Seni oraya oturtur, sürekli bir şeyler söylerdik. Melek hep ilk önce anne diyecek derdi, ben de hayır, kızlar babacı olur, önce baba diyecek derdim."

Akça kaşlarını kaldırıp indirdi.

"İlk hangisini söyledim peki?"

"Baba dedin." dedi Levent gözleri tekrar dolarken. Kızının elini tuttu ve ayaklandı. Akça meraklı bakışlar attı adama.

Birlikte büyük salona girdiklerinde Levent kanepeyi gösterdi kadına.

"Otur şöyle. Sana bir şey göstereceğim."

Akça adamın lafını ikiletmeden koltuğa oturdu. Levent televizyonun altındaki dolabı açtı ve elindekini gösterdi kızına. Akça şaşkın bir şekilde ellerini ağzına götürdü.

TuzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin