Tekrardan geldim, bu sefer duraksız devam edeceğimizi umarak merhaba diyorum bebeklerimm!
Daha öncesinde de söylediğim gibi onların yerini hiç dolduramadık, benim de içimde hala parça parça kırıntıları kaldı. Derin bir nefes alıp tekrar onlarla çıkacağınız yolculuk için kemerlerinizi bağlayın lütfen :)
Buraya tarih atmanızı istiyorum.
Bu sefer geçmişe yönelik sahneler de biraz fazlaca olacak, zaten tanıtımını da gördünüz o yüzden fazla söze gerek yok. E zaten herkesi tanıyorsunuz<3
Yolu uzun sürer mi çoksa çerezlik mi olur bilmiyorum ama hepsi sizin için. Eğer bir fikir vermek isterseniz, şunu okumak istiyorum derseniz dm kutum her zaman açık biliyorsunuz.
Lütfen medyadaki şarkıyla okuyunuuuz. Hepiniz hoş geldiniz ve iyi okumalaaarr!
🪐
26 Gün Önce..
"Ben üçünü de uyuttum. Ada eğer çok ağlarsa dolapta süt var, ısıtır biberonuna koyarsın."
İzel bayık bakışlarla iç çekti. Akça milyonuncu kez aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu çünkü.
"Kız tamam, anladık. Valla kafam şişti kocan gelsin de gidin artık."
Bu cümleyle birlikte birbirlerine bakışıp gülüşürlerken zil çaldı. Akça heyecanla annesine döndü yüzünü.
"Nasıl?" dedi saçlarına ve boynuna dokunarak. Nefes alışverişinin bu denli hızlı olması göğüslerinin kalkıp inmesine sebep olmuştu.
"Su gibisin güzel kızım."
İzel kapıyı açtığında Bera arkası dönük kadının vücudunu baştan aşağı hayranlıkla süzdü.
Bugün, Bera Akdora'nın kendini buluşunun günüydü. O ışıl ışıl mavileriyle kalbine umut dolduran kadının doğum günüydü.
30 Aralık'tı.
Sanki sevdiğini kokusundan tanır gibi arkasını döndü Akça. Kulağına tuttuğu telefonu bir kenara bırakırken adama en çok yakıştırdığı kravatı boynunda görmesiyle iyice neşelenip gülümsedi.
"Hoş geldin." dedi. Sanki yıllardır görmemişçesine koyu kahverengi gözlerine baktı uzun uzun. Bu siyah takımın içinde gerçekten çok yakışıklı görünüyordu.
Bera nazikçe elini kadına uzattı. Akça aceleyle çantasını alırken elini adamın ellerinin arasında bulmuştu. Kaybedecek vakitleri yoktu. Bera hızla çarpan kalbinin aksi bir ağırlıkla yeniden süzdü kadını.
"Hoş buldum." dedi fısıldayarak. Dizlerinin üzerinde, siyah ve sırt dekolteli bir elbise giymişti Akça. Göğsündeki açığı boynundaki kolye biraz da olsa kapatıyordu. Saçları hafif dalgalıydı. İzel hiçbir şey söylemeden kapıyı kapatırken, onlar da el ele tutuşmuşlardı.
"Sanki ilk gördüğüm anda kalbime dolan bir koku, her zamankinden biraz farklısın yani. Akça Aslaner havası var bugün sende." dedi Bera. Aynı zamanda hala yürüyorlardı.
"İltifat ettin sanırım, teşekkür ediyorum."
Arabanın yanına ulaştıklarında kadına kapısını açıp geri çekildi. Hafif esen rüzgar, Akça'nın saçlarının uçuşmasına neden olmuştu. Bera kadının saçına minik bir öpücük kondurdu ve yerine yerleştiğinde kapıyı kapattı.