Bera zorla kadının bedenini tutmaya çalışırken yere çöktü.
"Akça!" dedi korkuyla. Daha sonra aklına gelen şeyle elbisesini yukarı kaldırdı. Kan yoktu.
Ard arda alnına öpücükler bıraktı.
"Şşş, sakın. Sakın bırakma kendini bir tanem. Bak, buradayım ben."
Kadının saçlarını yüzünden çekti ve başını hafifçe kaldırıp dizine koydu.
"Taşırım ki ben sizi. Kucağımda değil başımın üstünde taşırım."
Kızarmış gözlerle ayağa kalktı. Önce kapıyı açtı ve kadının yanına döndü tekrar. Eğildiği an Akça'yı kucaklamıştı. O anki ağırlığı bir kuş kadar hafif gelmişti adama. Kapıdan hızlıca çıkarken arabaya doğru gitti ve hafifçe indirdi Akça'yı. Belinden tutarken arabanın kapısını açtı ve koltuğa yerleştirdi. Kemerini de bağlamıştı.
Sürücü koltuğuna geçtiğinde kontağı çalıştırdı. Akça o sıra acıdan inleyerek açtı gözlerini. Kafasını sola çevirdiğinde oturduğu yerde dikleşti.
"Ne oluyor ya?" dedi kısık sesiyle. Bera hala yola bakıyordu.
"Hastaneye gidiyoruz."
"Hastaneye falan gitmeyeceğim, durdur şunu."
Bera onu dinlemeyince Akça direksiyona uzandı.
"Durdur şunu!"
"Akça ne yapıyorsun?"
Arabayı sağa çekip frene bastı Bera.
"Kaza yapacağız ya ne yapıyorsun!" dedi korkuyla. Akça dolan gözlerini adama dikti.
"Aç şu kilidi, ineceğim."
"Hayır, oğlumuz iyi mi değil mi öğreneceğiz. Sonra da beraber eve gideceğiz." dedi Bera sakinlikle.
"Babalığından şüphe duyduğun 'oğlun' için çok da üzülme. Alıştı zaten senin yüzünden sürekli hastanelik olmalara." dedi ve kemerini açtı.
"Ben seninle aynı evde kalmayacağım."
Bera uzanıp hızla kadının kapısını kapattı. O an burun buruna kalmışlardı. Gözleri birbirine kilitlenirken Akça bakışlarını kaçırdı.
"Çekil şuradan."
Bera ise hiç oralı olmadı. Kadının kemerini tekrardan bağladı ve arabayı kilitledi.
"Sakin ol Akça. Tamam mı? O hastaneye gideceğiz." dedi ve tekrardan gaza bastı. Akça sinirli bir şekilde adama bakarken derin bir iç çekti. Elleri karnına gittiğinde nefesinin daraldığını hissetmişti. Ne kadar belli etmese de o da oğlu için korkmuştu.
"Anlamadan, dinlemeden her şeye bağırıyorsun, kırıp döküyorsun."
Akça bayık bakışlar attı adama.
"Neyi dinleyeceğim tam olarak? Beni nasıl kandırdığını mı?"
"Ben seni kandırmadım."
Hastaneye geldiklerinde yavaşça frene bastı ve Akça'ya döndü.
"İlk başta sana aşık değildim, kabul ediyorum. Babandan da iliklerime kadar nefret ediyordum, hala da ediyorum."
Akça gözünden düşen bir damla yaşla mavilerini Bera'ya dikti.
"Bana bildiğim şeyleri söyleyip tekrar tekrar canımı yakma Bera."
Bera derin bir nefes aldı. Kadının gözyaşını sildi ve uzanıp yavaş bir öpücük bıraktı yanağına. Akça gözlerini kapattı.