60- Bırakma

693 60 168
                                    

Bera yavaşça kadını kucağından indirirken Akça adamdan ayrılmak istemezcesine boynundaki ellerini sıklaştırmıştı.

Sakince geri çekilirken, suyun sesine rağmen dudaklarından duyulacak kadar yüksek bir ses çıkmıştı.

İkisi de hiçbir şey söylemeden gözlerini kapattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İkisi de hiçbir şey söylemeden gözlerini kapattı. Bera içinden kendine küfürler savuruyordu. Sevdiği kadını koruması gerekirken kendi elleriyle tehlikeye atıyordu.

"B-benim gitmem gerek." dedi Bera nefes nefese. Hala kalbi küt küt atıyordu. İki ay boyunca Akça'ya dokunmadan, onu öpemeden yaşamıştı.

Şimdi ise bir anlık duygularına yenik düşüp tekrar kadına kaptırmıştı kendini.

"Dur." dedi Akça iki elini de adamın göğsüne koyarken. Tepelerindeki başlıktan hala sular akıyordu.

"Çok ıslaksın. Hiçbir yere gidemezsin."

"Lütfen izin ver, seni daha fazla üzmeyeyim Akça." dedi Bera titreyen bir ses tonuyla. Akça kafasını iki yana salladı.

"Bir şeyler dönüyor, ben farkındayım."

O an adamın boynunda ince bir el yazısı gördü. Gözleri dolarken baş parmağını oraya değdirdi.

Bera aceleyle kadının elini tutup indirdi. Ancak Akça çoktan görmüştü ne yazdığını.

"Tamam." dedi Bera biraz sert bir tavırla.

"Yeter bu kadar, gerçekten."

Tam duşa kabinden çıkıp gideceği sırada Akça adamın kolundan tutup sertçe tekrar kendine çekti. Koyu gözleri buluştuğunda Akça tekrar aynı yere parmaklarını değdirdi.

"Bunu yeni yaptırmışsın." dedi kısık bir sesle. Aynı zamanda dövmeyi okşamaya devam etti.

"Vazgeçtin benden, ama gidip şah damarının üzerine ismimi yazdırdın öyle mi? Birbirimizi en çok öptüğümüz yere."

"O e-eski. Yeni değil." dedi Bera. İfadesiz kalmaya özen gösteriyordu. Bir an önce bu evden çıkıp gitmeliydi.

Çocuklarının da içinde olduğu bir yere bir daha kurşun yağarsa gerçekten delirebilirdi adam.

"Buna inanacağımı sanmıyorsun herhalde değil mi?"

Bera dudaklarını birbirine bastırdı.

"Neden bunu yapıyorsun bana? Hatırlasana artık, nefret ediyorsun sen benden. Biz bittik, zorlamayalım."

Akça derin bir iç çekti.

"O yüzden mi öptün beni?"

Elini kaldırdı ve titrekçe adamın yanağına koydu.

"Anlat bana." dedi fısıldayarak.

Bera'nın sakallarını okşarken alnını alnına yasladı.

TuzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin