![]()
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
![]()
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
×Vina annesinin kucağında otururken küçük ellerini Bera'ya uzattı.
"Babacımm!" dedi sonunu uzatarak. Bera dudak bükerek baktı kızına. İçi gitmişti.
"Prensesim."
Hemen onu kucakladı ve gerdanına kokulu bir öpücük bıraktı. Vina adama sımsıkı sarılırken kafasını da omzuna koymuştu.
"Kipat okuyacak mısın?"
Bera kaşlarını kaldırarak güldü.
"Ne okuyacak mıyım?"
"Kipat."
Akça elini yanağına yaslamış ikiliye bakarken, Ayaz da kadının dizinde yatıyordu. Oğlunun saçlarını sevdi sakince.
"Annem, baban sana da kipat okusun mu?" dedi gülerek.
Ayaz yavaşça kaldırdı kafasını. Mavilerini Bera'ya dikti.
"Şeker portakalı mı baba?"
"Evet oğlum. Gel sen de hadi."
Bileğini çevirip saatine baktı.
"Hem saat geç oldu. Uyuyalım artık değil mi?"
Ayaz Akça'nın dizinden doğruldu ve kalktı. Annesine döndüğünde sımsıkı sarıldı boynuna. Akça kafasını çevirip oğlunun şakağını öptü.
"İyi geceler fındık kurdum."
Ayaz da kadının yanağını öperek vermişti karşılığını. Daha sonra Akça kollarını kızına doğru uzattı.
"E anneye iyi geceler yok mu? Kıskanıyorum artık ama." dedi dudaklarını sarkıtarak. Vina da hemen kadına yöneldi.
"Var."
Bera Vina'yı kadının kollarına bıraktı.
"Annemm!" dedi Vina aynı babasına yaptığı gibi. Akça'nın da kalbinden bir şeyler kopmuştu sanki.
