Bera odaya girdiğinde bir süre gülümseyerek uyuyan kadını izledi. Yarın yola çıkacaklardı ve saat daha erken olmasına rağmen çocukları uyutup kendisi de hemen uykuya teslim olmuştu.
Bera üzerindeki tişörtü çıkartıp kenara koydu. Yavaşça örtüyü açtı ve yatağa girdi. Yan dönmüş bir şekilde kadına arkadan sarıldı. Akça uyuyor olmasına rağmen hemen adamın karnındaki elini tuttu.
Bir şeyler mırıldandı ama Bera anlamamıştı. Akça'nın kulağının arkasına bir öpücük kondurdu.
Akça ise iyice sokuldu adama. Bera gözlerini kapattığında bir süre sonra kadının hızlı nefesler aldığını fark etti. Aynı zamanda adamın tuttuğu elini de sıkıyordu.
"Akça'm?" dedi Bera doğrularak. Uzanıp yan taraftaki gece lambasını yaktı. Kadının alnına dokunduğunda terler biriktiğini fark etti.
İçine dolan korkuyla kaşlarını çattı. Akça adamın elini öyle sıkı tutmuş ki, Bera bile kurtaramıyordu.
"Baba.." dedi Akça titreyen bir sesle. Bera yutkundu. Kadının saçlarını geriye doğru attı severek.
"Benim." dedi fısıldayarak. Sakinleşmesi için alnına bir öpücük kondurdu.
"Güzelim, aç gözlerini."
Akça hissettiği dudaklarla biraz olsun durulsa da hala nefes alış verişi hızlıydı ve terlemeye devam ediyordu.
"Baba bırakma beni." dedi. Vücudu hareketlenmeye başladığında Bera kadının yüzünü sevdi yeniden.
"Bebeğim burdayım. Bak, ben yanındayım."
Akça dakikalar geçtikçe kötüleşiyordu. Kafasını iki yana sallamaya başladığında gözlerinden de yaşlar süzülüyordu.
"Baba gitme, lütfen."
"Akça uyan. Bir tanem aç gözlerini hadi." dedi Bera. O da haddinden fazla telaşlanmıştı çünkü ilk defa böyle bir şey yaşıyorlardı.
Akça yerinde sıçradığında yaşlı gözlerle dibindeki adama baktı.
"B-bera.. dedi zorlukla. Sevdiği adamın şefkatli bakışları daha da titretmişti içini.
"Kötü bir kabus gördün bebeğim." dedi Bera gülümseyerek. Avucunu kadının yanağına yerleştirip okşadı.
"Ben seninleyim, korkma tamam mı?"
Akça küçük bir çocuk gibi hemen adamın vücuduna doladı ellerini. Kafasını boynuna gömerken hala elleri titriyordu.
"Babam.." dedi hıçkırıklarının arasından. Gözlerini kapatmıştı.
"Öldürüyorlardı onu Bera. O da beni bırakıp gidiyordu, senin gibi."
"Geçti." dedi Bera kadının saçlarını okşarken. Şakağına kokulu bir öpücük kondurdu.
"Kabustu sadece. Ben yanındayım."
"Sen de gidiyordun." dedi Akça.
"Bizi bırakıp gidiyordun. Bir daha da hiç gelmiyordun."
Bera derin bir iç çekerek gözlerini kapattı. Alnından öptü.
"Akça, sen yeter ki iyi ol. Ben başka hiçbir şey istemiyorum."
Akça şaşkınlıkla geri çekti kendini.
"Sana ne oluyor ya?" dedi sesindeki üzüntüyle. Bera gözlerini açarak baktı kadına.
"Gerginsin, sakin ol lütfen." dedi ve kadını tekrardan kendine çekti. Akça gözlerini kapatırken dudaklarını birbirine bastırdı.
